Tam tamına geçen yıl bu hafta, Google Fotoğraflar'ın yalancısıyım, arkadaşlığımızda 16 seneyi devirdiğim ''Kardom'' ile hem midemizin hem gözümüzün açlığını gidermek için Kadıköy'de bir hamburgerciye gittik. Görmemişler gibi hunharca sipariş verdikten sonra, derin bir sohbete daldık. Tipik, kardo'mun ve benim hayatımızın bokluklarından hayatımızdan daha bok olan aşk hayatımızdan söz ederken, ellerimdeki his beni rahatsız etti ve genç hoş garsondan ıslak mendil istedim. Başıyla onaylayıp geri dönerken arkasından gülümseyerek bakmayı ihmal edemedim. Sohbetimize devam ederken, gen çocuk ıslak mendilleri masaya bıraktı ve teşekkürümün ardından uzaklaştı. Islak mendili elime alıp kafasından yırtmaya teşebbüs etmeden önce parmaklarım arasında hissettiğim doku hoşuma gitti ve gözlerimi Kardo'mdan ayırıp elimdekine yönelttim. Canlı bir kırmızının üzerine yerleştirilmiş sarı mavi yeşil tonlu bir sürü çiçek. Nasıl albenili, nasıl güzel size anlatamam. Islak mendilin karizmatiği olur mu diye sorarsanız, oluyormuş valla.
''Şuna baksana,'' dedim. ''Nasıl da güzel.''
''Dimi, ben de severim Eyüp baba yapmış,'' diye karşılık verdi. O sırada üstündeki Eyüp Sabri Tuncer yazısını gördüm.
''Vay be,'' dedim. ''Adam harbiden yapmış.'' Genç çocuk hamburgerlerimizi getirdiğinde Kardo'm
''Hala üretiliyor mu bunlardan,'' diye sordu.
''Hala var, ama krizin vurduklarından islaf etti,'' (ya da etmek üzere dedi inanın tam olarak hatırlayamıyorum.')
''Hadi ya,'' diyerek yüzüme baktı ve ardından gence dönerek ''Eyvallah,'' dedi Kardo'm. Hamburgerlerimize davranırken
''İlk defa duyuyorum yalnız bu markayı.'' diye karışık verdim. Baharatlı patatese mayonezi bocalarken.
''Cahil valla cahil ya,'' dedi ve gülmeye başladık. Haklıydı belki de. Bu güne kadar denk gelememiş olmak onu görmezden gelmem, asla öğrenemem anlamına gelmeliydi. Böyle özenle tasarlanmış bir ürünün sahibinin iflası, beni,çok garip bir şekilde, hüzünlendirdi. (Bahsettiğim dönem 2019 kriz sebebiyle pek çok mağazanın kapandığı ya da iflas ettiği dönem.) Aradan bir yıl sonra, koskoca bir yıl. Corona patladı ve kolonya satışları tavan yaptı. Ve pide kuyruğu gibi kuyruklarla doldu taştı iflas etmek üzere olan o meşhur marka.
Şimdi diyeceksiniz ki iyi de bunu neden bize anlattın. Bazen kazanırsın bazen kaybedersin. Her zaman kazanamayıp her zaman kaybedemezsin. Dünya kuralı bile bu şekilde değil. Her şerde var bir hayır diye boşuna dememişler, tabi.
Söyleyin şimdi bana, kazanan kim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PASS in my MİND
RandomOkurken belki bu ne diyor diyeceksiniz, belki saçma gelecek belki mantıklı ama öyle ya da böyle ya geçmişinizden bir ana dokunacak ya da tüketmeye hazır geleceğinizden.
