7| Öğrenmek

5.5K 638 168
                                    

가족

Jimin odasında kendine sövme işleminden sıkılmıştı. Beş dakikada bir durup başını yastığa gömüyor ve bağırıyordu. Boğazının acıdığını hissettiğinde bu kadar cezalandırmanın yeterli olduğunu düşündü.

Üzerine düzgün bir şeyler giyip Jungkook'un odasını havalandırmak ve kendi kokusundan arındırmak için camı açtı. Merdivenlerden inip tüm odalara baktı ama alfayı görememişti.

Boydan boya cam olan kısma ilerledi ve dışarıya göz gezdirdi. Bir kulübe duruyordu, daha önce hiç görmemişti. Yeni yapılmışa benzemiyordu daha önceden vardı, belli ki Jimin dikkat etmemişti.

Bir koşu odasına girdi ve hırkasını aldı. Üç gündür girmediği bu oda çok soğuk hissettirmişti. Bu gece burada uyuyacak olması onu şimdiden rahatsız ediyordu.

Hırkasını ve ayakkabılarını giyip dışarı çıktı. Kapıyı arkasından kapattığında önce derin bir nefes çekti içine. Mis gibi orman havası iyi gelmişti, yenilenmiş hissediyordu.

Yerdeki kurumuş yapraklara basa basa ilerledi ve çıkan çıtırtıları zevkle dinledi. Bu ona terapi gibi gelmişti.

Kulübeye ulaştığında tıktıklamayı aklından bile geçirmeden kapıyı araladı yavaşça. Kapı tahtadandı ama fazla ses çıkmamıştı. Eğer Jungkook yaptıysa bu odun işinde becerikli olduğunu kimse inkar edemezdi.

Kafasını içeri soktuğunda ilk hissettiği şey alfanın rahatlatıcı kokusu olmuştu. Gözlerini kapatıp derince soluklandığında kalbine daha çok kan pompalandığını hissetti, atışları hızlandı.

Artık inkar etmeyecekti. Jungkook'un kokusu onu gerçekten de etkiliyordu. Kızgınlığına daha çok varken Jungkook ile tanıştıktan sonra böylesine çabuk gelmesine şaşırmıştı. Üstelik rüyasında gördüğü şeyden sonra...Artık gerçekten inkar edemezdi. Etkileniyordu.

İçeri adımladı ve ileride duran masada Jungkook'un uyuduğunu gördü. Adımları farkında olmadan oraya yönelmişti. Odundan yapılmış küçük bir kurt hemen kenarda duruyordu. Oyma bıçakları dağınıktı ve masada bir sürü çöp vardı. Bu dağınıklığın içinde nasıl uyuyabildiğini merak etmişti.

Yanına geldiğinde önce durup yüzünü izledi. Kolunu başının altına sıkıştırmıştı ve yanakları şişmişti. Kirpikleri usulca gözlerini örtüyor, arada titreşiyordu. Dudakları büzüşmüş ve iyice ortaya çıkmıştı. Aklına hemen rüyası geldiğinde biraz daha üzerine eğildi. Kokusu daha derinden geliyordu ve kurdu...Onu zaptetmek hiç de kolay değildi. Alfanın kolları arasına girmek ve kokusunu tam boynundan hissetmek istiyordu.

Jungkook yüzüne vuran nefesler yüzünden hafifçe kıpırdandığında Jimin de girdiği transtan çıkmıştı. Hızla geri çekildi ve uyanmaması için dua etmeye koyuldu.

Jungkook kıpırdanmayı kestiğinde derin bir nefes verdi ve gözünü kulübenin içinde gezdirmeye başladı. Her yerde raflar ve üzerinde yüzlerce odundan yapılmış oyuncaklar vardı. Rafların altında duvara asılı minik oyma bıçakları duruyordu. Kapının kenarında ise Jungkook'un elinde gördüğü balta vardı.

Raflara doğru ilerleyip oyuncakları daha yakından incelemek istemişti. Her rafta öyle fazla oyuncak vardı ki, Jungkook'un hayal gücüne hayran olmadan edemedi. Buraya ilk geldiği gün Jungkook'un odasında uyandığında yanı başında bir balerin olduğunu hatırlamıştı. Bir bacağını yukarı kaldırmış ve iki eliyle onu başının üzerinde tutuyordu. Yüzündeki gülümseme bile hala zihnindeydi. Demek ki onu da Jungkook yapmıştı. Vay be.

Oyuncakları eline alıp incelemeye devam ederken yerdeki odunu görmedi ve ayağı takıldı. Ufak bir çığlıkla birlikte yere düştüğünde Jungkook hemen uyanmış ve sesin nereden geldiğini bulmaya çalışmıştı. Gözleri yerde oturup poposunu ovuşturan Jimin'e kaydığında rahatladı ve yüzünü ovuşturdu, "Ah, sen miydin?"

Sodom ve Gomore | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin