Genç kadın uykusundan uyandı. Bu sefer gülümseyerek uyandı. İçinde belli belirsiz bir heyecan vardı. Bir türlü ad veremiyordu bu hislerine. Uçağı bir kaç saate kalkacaktı. Usulca yatağından kalkıp sıcak bir duş aldı. Duştan çıkınca aynaya baktı. Yüzünde saçma sapan bir gülüş vardı ve durduramıyordu. Gülüşünü durdurmaya çalışıyordu ama olmuyordu.
Gazel kendi kendine konuşmaya başladı.
"Bu ne hal Gazel? Bir kutu mu seni bu hale getirdi Allah aşkına?" dedi. Elleriyle yüzüne minik minik tokatlar attı.
Uçak saati geliyordu hazırlanmalıydı. O sırada telefonu çaldı genç kadının. Bilinmeyen bir numaraydı.
"Alo?"
"Merhaba Gazel Demirkan ile mi görüşüyorum?" dedi bir kadın sesi.
"Evet benim buyurun."
"Ben ********* Hava Yolları'dan arıyorum. Bilet aldığınız uçak saati teknik bir arızadan dolayı ileriye alınmıştır." dedi kadın. Gazel sadece
"Tamam." diyebildi ve telefonu kapattı. Sıkıntıyla ofladı. Daha çok vakit vardı o zaman ne yapsaydı?
Hızlıca üstünü giyindi saçlarını kuruttu. Demir'i görüntülü aramak istedi ve eline telefonu aldı.
Biraz düşündü genç kadın kendi kendine söylendi.
"Ne yapıyorsun Gazel?" dedi ve telefonu yatağa bıraktı. Sonra tekrar eline alıp söylendi.
"Neden arayacaksın şimdi bu çocuğu? Hayır çok saçma yapma." dedi ve telefonu yatağa attı.
Sonra tekrar eline aldı.
"İnceldiği yerden kopsun be!" diyerek Demir 'i aradı.
Çaldı...
Çaldı...
Çaldı...
Ama açmadı.
Bir dakika sonra mesaj geldi.
*
Gönderen: Demir
Seni 1 dakika sonra arayacağım.
*
Gazel aynaya baktı. Şaşkınlıkla yüzüne baktı. Hemen makyaj yapmalıydı. Demir'in karşısına bu tiple mi çıkacaktı? Hayır hayır saçmalıktı.
Rimelini sürüp dudağına ruj sürdü.
İyi ki dün maske yapmıştı yoksa şuan fena halde çırpınırdı.
Ardından hemen Demir aradı. Hızlıca telefonu açtı genç kadın.
"Selam!" dedi Gazel.
"Selam nasılsın?" dedi Demir.
"İyi işte sen nasılsın? Neler yapıyorsun?"
"İyiyim bende iş falan."
"Hm... Anladım..."
Gazel konuyu uzatmaya çalışıyordu.
Aklına gelen şeyler gözleri adeta parladı.
"Biliyor musun aklıma ne geldi? Hani gençken bir oyun oynamıştık sonra sen saçımı kesmiştin. Aklıma geldi bir anda güldüm." dedi. Demir gülümsedi.
"Unutur muyum bir haftam zehir oldu sayende." dedi iğneler şekilde bakarak.
Gazel gülümsedi.
"Hıı evet. Aa bak o sınıfta daha neler olmuştu tokatlarım hep kayboluyordu sınıfta aksesuarlarım falan." dedi ve Demir'e imalı şekilde baktı.
Demir'in sırtı dikleşti. Gözleri yana doğru kaydı. Tekrar Gazel'e baktığında genç kadın kendisine kitlenmiş cevap arayan gözlerle bakıyordu.
"Öyle mi olmuş? Bilmem ki. "
" Evet maalesef. "
" Boşver ya. "
" Peki. Bu arada geri dönüyorum işlerim bitti. Ama uçak saati biraz uzadı."
Demir sadece başını salladı. Gazel zafer kazanmış bir ifadeyle konuştu.
"Hoşçakal Demir."
"Hoşçakal Gazel." dedi. Ve telefonu kapattılar.
Gazel güldü.
"Eğer ben de Gazel isem sen hemen o kutuyu arayacaksın Demir bey." dedi ve kalkıp dışarı çıktı.
Demir hızlıca annesini aradı. İkinci çalışta telefon açıldı.
"Anne!"
"Efendim oğlum ne oldu?"
"Anne benim odama çık benim dolabımın üstünde bir kutu var mı yok mu bakman lazım. Hemen hemen ne olur!"
"Ay tamam oğlum dur bakıyorum."
Telefonun bir ucundan kapı açılma sesi geldi. Demir endişeyle bekliyordu.
"Yok oğlum öyle bir kutu."
"Anne iyi baksana ya!"
"Demir! On tane dolap yok burada bir tane var."
"Tamam anne sağol." dedi ve telefonu kapattı. Boynundaki kravatı gevşetti.
"Bittim ben ya. Vallahi bittim öğrendi her şeyi. Belki de o yüzden erken geliyor. Ne yapsam? Karşısına hiç çıkmamak. Evet evet en mantıklısı bu çıkmayacağım karşısına." dedi.
Ellerini yüzüne kapattı. Heyecandan patlamak üzereydi. Bir an ellerini yüzünden çekti ve kahkaha attı.
" Ee öğrendiyse şuan demektir ki hislerimi öğrendi belki o da bana açılacak. " dedi
Ellerini ensesine koyup kafasını gökyüzüne çevirdi.
" Keşke." diye fısıldadı.
........
Gazel'in karnı acımıştı. Yemek yemek için açık büfeye doğru ilerledi.
Tabağına bir kaç yemek koydu ve iştahla baktı onlara. Boş bir masa bulup oturdu.
Yemeğe başlarken karşısına biri oturdu.
Erdem...
"Merhaba güzellik." dedi gülerek. Gazel tek kaşını kaldırıp sorarcasına baktı.
"Merhaba." dedi tok bir sesle ve yemeğine döndü.
"Kocan nerede acaba göremiyorum?"
Gazel cevap vermek yerine yemeğine devam etti. Erdem genç kadının bu umursamaz hareketlerine çok alışkın olduğundan konuşmaya devam etti.
"Kocan seni yalnız mı bıraktı yoksa?
-Yalandan yüzünü buruşturarak- Ne kaba adam! Böyle güzel bir kadın yalnız bırakılır mı hiç?" dedi.
Gazel oflayarak Erdem'e baktı.
"Kocam İstanbul'da değil. Şimdi izin verirsen yemek yiyeceğim."
"Çok mu aşıksın kocana?"
"Erdem soru sormayı kes." dedi genç kadın. Çünkü sinirlenmeye başlamıştı.
Erdem rahatça yayıldığı yerde daha da gevşedi.
"Soruma cevap alamadım ama." dedi.
"Lüzumsuz sorulara ne zaman cevap verdim?"
"Gayet de lüzumlu. Sadece nikahlı kocana aşık mısın diye sordum. Yoksa değil misin?" dedi.
Gazel göz devirdi. Bu otelde genç kadına gerçekten rahat yoktu.
Hızla ayağa kalktı gidecekken Erdem onu durdurdu.
Gazel gözlerini büyütüp ona baktı. Öfkeyle kolunu çekip kendini kurtardı.
"Çek ellerini bu ne hadsizlik?! " diye bağırdı. Erdem'e var gücüyle bağırdı.
"Bir daha kocam hakkında saçma salak sorular sorarsan seni yakarım! Çok mu merak ediyorsun? Evet kocamı seviyorum!" dedi son cümlenin her kelimesini bastırarak.
Bütün restoran bir anda onlara bakıp konuşuyorlardı.
Gazel neredeyse koşarak dışarı çıktı Otelden çıkınca derin nefes aldı. Yürüyebildiği kadar yürüdü. Sonunda bir banka oturdu.
Ellerini saçına daldırdı. Karşısında deniz kendi ve iç sesiyle baş başbaşaydı.
"İyi misin ablam?" dedi bir kadın. Gazel kafasını kaldırıp baktı.
Çingene görünümlü bir tipi vardı ama ön yargı yapmayı mantıklı bulmadı.
"İyiyim sağolun." dedi. Kadın eteğini toplayıp kadının yanına oturdu.
"E getir şu güzel ellerini de bir fal bakayım." dedi.
Gazel gülerek baktı kadına
"Bütün falcılar da bana mı çalışıyor anlamıyorum. Al bakalım sende bak." dedi ve elini uzattı.
"Kocayı buldum haberin olsun." dedi Gazel gülerek. Falcı kadın kaşlarını çatarak ele baktı.
"Doğru valla koca bulmuşsun ama aşkı meçhul."
Gazel'in gülüşü soldu.
"O ne demek?"
"Abla sen bu adamı seviyor musun?"
Gazel bakışlarını yere indirdi. Cevap veremedi.
"Emin değilsin herhalde?"
"Bilmem."
"Nasıl bilmem?"
"Bilmiyorum işte. Aşk denen şey zordur. Öyle pat diye evet denmesi mantıksız. "
"Ah be güzel ablam! Aşkı biz zorlaştırıyoruz aslında biliyor musun? Kalplerimizi o kadar yoran kötü inananlarla beraberdik ki bizi aşkın zor olduğuna inandırdılar." dedi falcı kadın. Gazel gülümsedi haklıydı kadın. Hevesle başını çevirip kadına baktı.
"Peki sen aşık oldun mu?" dedi. Falcı kadın uzaklara doğru baktı. Acı bir gülümseme sardı yüzünü. Bu aslında 'Evet oldum!' demekti ama cevabı kadından duymak istiyordu.
"Olmaz olur muyum? Aşk olmadan ömür geçer mi?" dedi.
"Aşk olmadan ömür geçer mi?"
Sahi geçer miydi?
"Anlatsana biraz." dedi Gazel.
"Ablam benim aşkım farklı yanlış adama aşık olmuştum ben. Beni kullandı hislerimle en kötü şekilde oynadı. Rüyalara dalıyordum sürekli onunla. Sonunda bir gece beni aldattığını gözümle gördüm. Aldığım cevaplar zaten delirmemek sebep oldu. Çirkinmişim, beş para etmezmişim, sıkıcıymış.... Daha neler neler.
Sonra o gece onu ıslak sopayla bir dövdüm bir dövdüm ki adım Çingene Gülazer iken bir anda Deli Gülazer oldu. " dedi ve güldü. Gazel de ona eşlik etti.
" Ee sonra ne oldu? "
"Onu dayaktan mala çevirdim. İçimdeki ateş dinmez oldu. O günden sonra alayına isyan dedim ama işte isyanımı dindirecek bir adam çıktı karşıma."
"O da mı aldattı yoksa?" dedi. Falcı kadın yalandan Gazel'in omzuna vurdu.
"Allah korusun kız. Evlendik biz! - Eliyle bir yeri işaret ederek- Bak orada kocam. Hamza! Hamza! Gel gel." dedi. Bir adam koşarak iki kadının yanına geldi.
"Buyur güzelim."
Gülazer kocasının koluna girdi.
"Bak bu benim kocam. Beni hayata döndüren adam."
İkisi de birbirine baş selamı verdiler.
"Ablam senin kocan yok mu?"
"Var ama yanımda değil."
"Bir şey mi oldu?"
"Kocamın bana aşık olduğunu öğrendim."
Hamza gülmeye başladı.
"Öyle olması gerekmiyor mu be abla."
Gazel 'bilmiyorum' dercesine omuzlarını yukarı kaldırdı.
"Peki sen seviyor musun?" dedi Gülazer.
Gazel o soruya da aynı tepkiyi verdi. Gülazer genç kadının yanına oturup ellerini tuttu.
"Cevabı bulmana yardımcı olayım mı?" dedi.
Gazel gülerek ona döndü.
"Valla fena olmaz be!"
"Ne zamandır tanışıyorsunuz?"
"Ben kendimi bildim bileli."
"Vaaay. İyi güzel. O halde onunla ilgili heyecan duyduğun güzel anıları hatırla ve anlat bana."
Gazel gözlerini kapattı en geriye gitmeye çalıştı.
"7-8 yaşlarındaydım...."
Gazel siyah saçlarını açık bırakmış üstüne de çiçekli elbisesini giymişti. Tabiri caizse dışarı kaçmış ortalıkta geziyordu. Biraz olsun şu sıkıcı ortamdan kurtulmalıydı. O sırada Demir genç kızın yanına gelip kolunu çekiştirmeye başladı.
"Ya bırak be ne yapıyorsun!?" diye bağırdı.
Demir minik kızın ağzını kapattı.
"Şşşhh! Gel sana bir şey göstermem gerek." dedi.
"Bana ne gelmem." dedi ve kendini Demir'den kurtardı.
Demir göz devirdi.
"İyi sende bu güzel ortamdan mahrum kalırsın kal orda gıcık." dedi ve gitti
Gazel merakına yenik düşüp peşinden gitti. Demir minik kızın geldiğini anlayınca gülümsedi kolundan tutup götürdü.
Demir onu çiçekler ile dolu bir yere getirdi.
Gazel hayran hayran çiçeklere baktı.
" Ya çok güzeller! " dedi ve güldü.
"Ee neden geldik ki buraya biz?" dedi. Demir gülümseyerek baktı minik kıza. Bir gül koparıp genç kıza yaklaştı.
"Bunun için." dedi ve genç kızın kulağının üstüne çiçeği yerleştirdi.
Gazel minik elleriyle yanaklarına dokundu. Utancından konuşamıyordu.
"Şey... Sağol." dedi ve koşarak uzaklaştı.
.
"Ooo minnacık çocuklar romantizm yaşıyor be." dedi Gülazer ve devam etti.
"Abla gençlik yıllarından yok mu bir şeyler?"
"Yani birbimizin düşmanı gibiydik. Sürekli kavga ederdik."
"Hii! Zor aşk en sevdiğim." dedi.
Gazel gülümsedi.
"Lise 2'ye falan gidiyor olmam lazım...."
"Şu güzelliğe bak be!"
"Senin gibi sevgilim olsun bütün kızlara tövbeler olsun!"
Islıklar ve bağırışmalar bir aradaydı. Gazel kaşını kaldırıp sesin geldiği yöne baktı. Birkaç erkek Gazel'e bakıp bağırıyordu. Gazel kulağında kulaklık olduğu için sesleri duymadı. Sevda koşarak genç kızın yanına geldi. Erkeklere dönüp.
" Kesin sesinizi be gerizekalılar!" dedi.
Gazel hala anlamayıp Sevda'ya baktı.
"Sevda abla neler oluyor?"
"Boşver kuzum boş boş hareketler. "
Gazel tam ilerlerken gençlerin sesi onu durdurdu.
"Gazel nereye ya daha karpuz kesecektik?" dedi bir tanesi. Gazel ağır ağır döndü gençlere.
"Ne diyorsunuz lan siz?" dedi agresif bir şekilde.
Bir tanesi öne çıkıp konuştu.
"Diyoruz ki gel yamacımıza tatlı tatlı konuşalım." dedi.
Gazel'in başından aşağı kaynar sular döküldü. Gözlerini kapattı ve Sevda'ya seslendi.
"Beni durdurursan seni de döverim." dedi sert bir sesle. Sevda geri çekildi.
Gazel gülümseyerek erkeklere doğru adım attı.
"Hep ben mi geleceğim yamacına? Biraz da sen gel." dedi. Sanki insanların onları görmesinden utanıyormuş gibi sağa sola baktı genç kız. Çocuk birkaç adım sonra Gazel'in yanındaydı. Gazel çocuğa uzunca baktı.
"Bir şey demeyecek misin?" dedi çocuk. Gazel gülümsedi.
"Elbette diyeceğim."
Demir arkadaşlarıyla okulun içinde girmişti. Gazel'i bir çocukla dip dibe görünce şaşırdı. Acaba Gazel ne yapıyordu?
Gazel çocuğun yakasından tutup kafa attı. Çocuk geriye sendeledi. Gazel fırsat bilip yere doğru ittirdi. Çığlık atarak üzerine çıkıp yumruklar atmaya başladı. Ağzına kafasına göğsüne...
Sert yumrukları nereye gelirse vuruyordu. Diğer iki çocuk genç kızı kenara çekip durdurmaya çalıştı. Gazel sağa sola baktı. Bir tahta parçasını kaptığı gibi diğer çocukların üzerine koştu.
Yeri geldiğinde Gazel'in elleri çok ağır olabiliyordu. O da şu anlardan biriydi.
Tahta parçasını diğer iki çocuğun sırtına bacaklarına vurmaya başladı.
Çocuklar kendini korumaya çalıştı.
Demir ve arkadaşları koşarak araya girdi. Taner adında baya kalıplı ve kilolu bir çocuk Gazel'i geri çekti ancak Gazel hala debeleniyordu.
Demir genç kızın kafa attığı çocuğu omzundan tutarak salladı.
"Ne oluyor lan?" dedi.
Çocuk burnunu tutarak konuştu.
"Bize kuyruk sallamasını biliyordu! Laf atınca zoruna gitti." dedi. Diğer arkadaşları da aynı şekilde onay verdi
İşte o an dünya hem Gazel hem de Demir için durmuştu.
İki gencin tek bir hedefi vardı.
Bu çocuğu öldürmek.
Gazel bağırmaya başladı ve Taner'in elinde daha şiddetli debelendi. Taner şaşkınlıkla bakıyordu.
Bu deli kızı durdurmak daha da zorlaşıyordu.
"Demir durmuyor." dedi Taner.
Gazel bağırmaya devam ediyordu.
"Geberteceğim sizi!" dedi
Demir dayak attığı çocuğu birkaç saniye bırakıp Taner'e baktı.
"Neden tutuyorsun ki?" demesine kalmadan genç kız Taner 'den kurtuldu. Elindeki tahtaya daha hızlı vurdu gençlere. İyice ortalık karışmış herkes onların etrafına toplanmıştı.
Gazel'in dövdüğü çocuk Demir' in yan tarafına geçti Müdür ve müdür yardımcısı koşarak kalabalığı yardı.
"DURUN!" diye bağırdı.
O sırada gerçekten bu olayı durduracak bir şey oldu.
Gazel'in savurduğu tahta Demir'in kafasının arka kısmına geldi.
Gazel fark ettiğinde her şey çok geçti.
Daha sonrası ağır çekim gibiydi.
Demir genç kıza döndü. Etrafa baktı sonra da kendini yere bıraktı.
......
"Yaşıyor mu? " diye sordu genç kız. Taner genç kıza döndü.
"Gazel kurşun sıkmasın kafasına tahtayla vurdun sadece bayıldı." dedi Gazel kaşlarını havaya kaldırdı.
"Hı peki." dedi ve oturdu.
Revirden müdür yardımcısı çıktığında gözleriyle Gazel'in aradı. Bulduğunda sıkıntıyla nefes verdi.
"Sen uslanmazsın! Git içeri bari özür dile arkadaşından."
"Niye ki?"
"Kızım niyesi mi var? Çocuğun kafasına tahtayla vurdun."
"Ama hocam bilerek olma-..."
"Gazel! "
"Tamam." dedi ve içeri girdi. Demir başında bir sargı beziyle gözleri kapalı kaşları çatmış şekilde yatıyordu. Gazel yatağın bir kenarına oturdu. Demir ağırlığı hissedince gözlerini açtı. Genç kızı fark edince güldü. Sedyeden doğrulup oturdu.
"Bir kafamı yarmadığın kalmıştı. O da oldu çok şükür." dedi.
Gazel sıkıntıyla baktı. Sargı bezine hafifçe dokundu.
"Acıyor mu?" diye sordu.
Demir genç kızın yüzüne dikkatlice baktı. Sessizce konuştu.
"Şuan kafama iğneler batırsalar acımaz." dedi.
Gazel anlayıp utanarak elini çekti.
"Ama şuan acır." dedi. Gazel daha da utandı farklı yerlere baktı. Genç kız tüm cesaretini toplayıp Demir'e baktı. İki genç uzun uzun birbirine baktı.
Gazel anlık bir cesaretle Demir'e sarıldı.
"Teşekkür ederim. Yardım ettiğin için. " dedi.
Demir için bir kez daha dünya durdu. Kafasını Gazel'in saçlarına doğru çevirdi.
Derin bir nefes çekti içine. Gazel o sırada fark etmeden gözlerini kapatmıştı. Demir'in derin nefesi onun titremesine sebep oldu. Hızla geri çekildi.
" Rica ederim. " dedi Demir.
Gazel saçlarını kulağının arkasına alıp ayağa kalktı.
"Sonra görüşürüz." dedi ve revirden hızla çıktı. Bütün koridor boyunca eli kalbindeydi.
*****
Gülazer bütün olanları sakince dinledi.
"O öyle yapınca sen ne hissettin?"
"Karnımdan göğsüme sıcak bir şey aktı. Ve sonra karnıma şiddetli bir ağrı girdi."
Gülazer gülerek uzun uzun genç kadına baktı.
"Sevme konusunda bilmediğine emin değil misin?" dedi. Gazel cevap vermedi sadece kadının yüzüne baktı.
"Abla onunla konuş muhabbet et. O zaman hem onun hem de kendi hislerini anlarsın."
"Nasıl konuşacağım?"
"Günlük konuşamalar işte. Ekstra bir şeye gerek yok. Siz evliya değilsiniz uzaktan birbirinizin hislerini anlayamazsınız."
"Doğru." dedi Gazel. Saatine baktı ve ayağa kalktı.
"Benim yavaştan gitmem gerek Gülazer. Hoşça kal." dedi ve elini uzattı. Gülazer de elini uzattı.
Gülazer'in eşi de iki kadının yanına geldi. Gazel gülümseyerek onlara baktı.
"Umarım mutlu olursunuz."
"Biz hep mutluyuz çok şükür de inşallah sende olursun abla." dedi genç kadın. Gazel gülümsedi ve arkasını dönüp gitti.
Hamza sorarcasına karısına baktı.
"Gülüm kimdi o kadın o kadar konuştunuz?"
Gülazer gülümsedi. Arkası dönük giden kadına baktı.
"Hiç kimse Hamza'm. Aşkını gün yüzüne çıkarmaya çalışan bir Leyla sadece."
..........
İYİ OKUMALAR DİLERİM YORUM YAPMAYI VE OY VERMEYİ UNUTMAYIN! 💓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAZEL
Teen FictionG&D ... . BU HİKAYEDEKİ KİŞİLER VE MEKANLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜ OLUP GERÇEKLE HİÇBİR İLGİSİ YOKTUR.