Lanet olası alarmı elime aldığımda saat daha beş buçuktu. Yaz kursunun son günü ve yeni okul yılımızın başlamasına kalan son bir gün. Okulu sahiplenmek istemiyordum çünkü yaz kursunda epeyce kaçık dolu olduğunu öğrenmiştim.Annemin işi yüzünden bir kez daha eyalet değiştirmek zorunda kaldık.Tam da yeni alışıyorken annemin beni tüm zevkimden alıkoyması beni çıldırtıyordu.Hani kitap okurken saatlerce uygun pozisyonu ararsınız ve bulduğunuzda biri böler, işte tıpkı bunun gibiydi.Yeniden alışmam zaman alıyordu.
Ellerimi saçlarımın arasından geçirdim ve ayaklarımı soğuk zeminin özgürlüğüne bıraktım.Cidden lise saçma bir yerdi.Herkes gruplar halinde takılıyordu.Bitmek bilmeyen sınavlar, partiler, aşklar, ayrılıklar hepsini içinde barındıran saçma bir yerdi.On dört ile on sekiz yaş arası kaçıkların bulunduğu ve her gün aynı monotonlukla devam eden bir kavram kargaşasıydı.Ve ben bu kavram kargaşasına gitmek zorundaydım.Bunun için önce beni yıka diyen ve kurumuş , yıpranmış saçlarımı yıkamam sonrasında ise iyi bir izlenim bırakmak için kıyafet kombinasyonu yapmam gerekti.Fakat şu anda yaptığım tek şey yatakta oturarak halımın motiflerini izlemekti.
Cidden ayağa kalkıp hazırlanmam gerektiğini anladığımda ağırlığımı ayaklarıma verdim ve banyoma doğru yöneldim.
***
Banyodan çıktığımda kesinlikle üzerimdeki tüm yorgunluktan arınmış bir şekilde vazgeçilmezim olan siyah dar kotumu ve üstüne kırmızı kareli gömleğimi geçirdim.Çantama ne koyduğumu bile bakmadan bir kaç defter tıkıştırdım.Dersler umrumda bile değildi.Ama bu sene benim için önemliydi.Merdivenleri üçer beşer inerken annemin yaptığı sandiviçi bar taburesini tam olarak ortalamış tezgahın üstünde gördüm.Fakat hiç oralı olmadım çünkü ailemi sevmiyorum.Ve onların parasını kullandığım için kendimi suçlu hissetsemde umrumda değildi.
Verendanın önünde siyah Jeep Commander'ımı gördüğümde içimde oluşan rahatlık hissi beni benden aldı.Bu arabayı her gördüğümde aşık oluyordum.Arabanın kapısını açtığımda rastgele çantamı attım.Ne diye bu kasabaya bu kadar uzak bir ev aldık bilmiyorum.Güvenebileceğim birilerini bulduğumda ayda bir hafta ziyaret etmeyi düşünüyorum.Okulu da bahane haline getirmenin en iyi yolunuda bulduğuma göre kafamı direksiyondan kaldırıp anahtarı sokup çalıştırdım ve yola çıktım.Okuldan sonra sahilde biraz takılmak cidden iyi bir fikirdi.Bunu bir kenara not ettim ve dikkatli olmaya çalışarak yolda son hız gitmeye başladım.
***
Arabayı okulun önüne rastgele park ettikten sonra hiç sevmediğim bu ortama bir kez daha baktım.Yeni bir yıl, ders notları, sınavlar, beni çıldırtan hocalar ne diye burdayım bilmiyorum.Şu an bildiğim ve odaklandığım bir şey varsa ders zilinin çaldığı ve benim sınıfla aramda -tahminen- 18 metre vardı.Ve elimde kitaplarla koşmaya başladığım o an çok histerikti.Koştum, koştum ve koştum.Akciğerlerimin patladığını hissettiğimde sınıf kapısındaydım ve henüz hoca gelmemişti.Ders kimya çok severim, hemen sabırsızlıkla oturma organımı koymak için bir yerler bulmalıyım.(!).Sarışın inek öğrenci tipi olan çocuğun arkasına oturduğumda hoca kapıdan girdi.Ve kırk dakikalık eziyet başladı.
***
Yaz kursunun bittiğini belirten zil çaldığında gözlerimi devirdim.Adeta bir maymun gibi oradan oraya zıplayabilirdim fakat yapmadım.Çünkü insanlarla konuşmadığım gerçeği onlara rezil olmayacağım anlamına gelmezdi.Cidden hiç arkadaşım yoktu.Bu durum beni her ne kadar üzsede fazlasıyla mutlu ediyordu.Kitaplarımı çantama tıkıştırdıktan sonra bacaklariıma özgürlüğünü ilan edebilmesi için izin verdim.Tabii ki arabama doğru olduğu sürece.Sınıftan çıktığımda, elli derece sıcaklıkta birbiriyle el ele tutuşan insanları görmek midemi bulandırmıştı.Kimseyle göz teması kurmamak için kafamı yere doğru eğdim.Ve önüme bakmaya çalıştım.Bu kadar insanın arasında yere düşsem ben bile gülerdim.Karşımda okul müdürü odasını görünce hemen kulaklıklarımı taktım.Beni gördüğü her yerde odasına çağırıp konuşması tamamen fiyaskoydu.Sonunda arabamın kapısına açmak için dokunduğumda elime gelen kağıdın yüzeyi ile irkildim.Buruşturulmuş kağıdı elime alıp arabaya bindim.Notu açtığımda gördüğüm şey ise yalnızca ''Yalnız kız tiplemesi.Bayılırım.'' yazısıydı.Hangi dengesiz arabama dokunmaya cüret edebilir?Tamam arabama aşığım.Hatta o kadar aşığım ki beni yerden kesiyor kısmen tabi.
***
Sahile geldiğimde hava cidden sıcaktı.Ben de üstümü değiştirmek için bir kabine girdim.Bir metrekarelik bir alanda dar pantolon giymek ve çıkarmak cidden zordu.Kıyafetlerimi plaj çantasına attıktan sonra şezlonglara doğru yürüdüm.Kimsenin olmadığı bir tarafa yürümek zamanımı bir iki dakika almış oldu.Plaj çantamı ve havlumu bıraktıktan sonra su geçirmeyen kulaklığımı ve müzik çalarımı aldım ve denize doğru koştum.Eylül ayında olmamıza rağmen hava hala sıcaktı.Bu da burasının avantajlarından biriydi sanırım.Suya daldığımda kendimi melekmiş gibi hissettim.Ariana Teyzem bana bu muhteşem ikiliyi aldığından beri duşta bile müzik dinleyebiliyordum.Suyun içinde kıvrımlarımı hissediyordum sanki dans gibiydi.Tutkulu bir şekilde yüzerken bacağımın bir şey tarafından yakalandığını hissetim.Çığlık atmamak için kendimi zor tuttum.Ve biraz hızlı kulaçlar atarak ordan uzaklaşmaya çalıştım.Güvende olduğumu hissettiğimde etrafımı kolaçan ettim.Eğer beni tutan varlık bir insansa mutlaka şu ana kadar boğulmuş olmalıydı.O kadar hızlı davrandım ki kalbimin göğüs kafesimde sıkıştığını hissettim.Ciğerlerim nefes almak için can atıyorlardı.Plaj çantamın olduğu şezlonga uzandığımda vücudumun her yerinin kum olduğunu hissettim.Çantamdan telefonu çıkardım ve gelen aramalara baktım tabii ki beni hiç kimse aramamış.Arkasında duran yapışkanlı kağıdı gördüğümde duraksadım ve çıkardım.Üstünde ''Bir daha o bikiniyi giyersen onu yakarım.''yazıyordu.Bu cidden saçma olmaya başladı.Bir hışımla yerimden kalktım ve arabama doğru ilerledim.Arabama kumlu bir şekilde binmek pek hoş bir durum değildi ama yinede bir an önce evde olmak istiyordum.Anahtarla arabayı çalıştırdığımda oluşan o sesin mükemmelliğini kulaklarımda hissettikten sonra park yerinden çıktım ve eve doğru sürmeye başladım.Cidden bugün garipti.Yarın okula gitmek istemiyorum ve ondan sonraki günlerde ama hedefler insanı pes ettirmiyor ne yazık ki.Bana ait olan bu araba bile ailem tarafından alındı.Ve benim için bu çok saçmaydı.Bunları düşünürken eve gitmek beni deli etsede gelmiştim ve arabadan indim.Kapıyı açmak için çantamda anahtarlarımı aradım ama yoktu.Büyük ihtimalle evde kalmıştı.Kapıyı yumrukladım.Anna'yı karşımda gördüğümde gülümsedim.Annemin evde olmaması iyi hissettirdi.Ya da babamın.
''Anna ben duşa giriyorum.Sakınıcası olmazsa atıştırmalık bir şeyler hazırlayıp odama bırakır mısın?'' dedim nazikce.Anna kafasını sallayarak kabul etti.O benim bakıcımdı.Ve az konuşurduk birbirimize rahatsızlık vermez yardım ederdik.Bazen Anna'nın bana göz kulak olması gerektiği geceler işi çıkıyor ve ben de onun annem eve gelene kadar gitmesini söylüyorum.Aynı şeyi evden kaçmam için de o bana yapıyor.İlişkimiz biraz garip pek konuşmayız.Ama bu evde beni anlayan tek insan o.Gülümsemeyle karşılık verip merdivenleri üçer beşer çıkarak kendimi odama attım.
Bu şekilde hiç bir eşyama dokunmak istemezdim o yüzden banyoya girdim.Üstümdeki bikiniyi çıkardım ve kendimi küvetin içine attım.Suyu açtığımda cidden sıcakdtı.Vücüdum tepki gösterince suyun seviyesini değiştirdim ve ılık bir hale getirdim.Aslında her zaman banyoda bir saat uyurdum ama bugün daha fazla zaman harcamak istemiyordum.On beş dakika kadar yıkandıktan sonra aptallık olduğunu bile bile çıktım.Kıyafet odamın kapısına yöneldim.Elime ne bulduysam üstüme geçirdim ve pofuduklu terliklerimi giydim.
Anna'nın yaptığı süper ötesi gözüken pastayı görünce cidden yatağa uçtum.Lezizdi.Pastayı iki dakika içinde öğüttüm.O kadar yorgun hissediyordum ki.Pasta bile bunu düzeltemedi.Yorganımın altına girdim.Yastığımın altına elimi soktum.Ve yine bir kağıt bu artık saçma olmaya başlamıştı.Kağıdn üstünde şöyle yazıyordu:''Yarın okula gelirken umarım arabana bir şey olmaz.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak
Chick-LitYeni bir başlangıç için neler vermezdim ki... Herkes içinde bulunduğum hayatı kıskanırken, alacakaranlığın kendisi olmayı istemezdim. Gökkuşağına özenen bir siyahım artık bazen ben.