"Bizim için mi parlıyorlar?"

1.1K 48 26
                                    

Ozan öylece gözleri dolu dolu baktı Ayşegül'e.
Sonra hızlıca elini tuttu ve "Gel" diyerek onu sürükledi.

Ayşegül daha Ozan'ın ne yaptığını anlamadan, sahile gelmişlerdi.

"Ozan gecenin köründe ne işimiz va-

Ozan Ayşegül'ün elini bıraktı.
Ve kollarını iki yana açarak havaya baktı. Bir yandan da sürekli hareket ediyordu.

"SEVİYORMUŞ! O DA BENİ SEVİYORMUŞ! DUYSUN HERKES, DUY GÖKYÜZÜ, DUY DENİZ!
AYŞEGÜL YILMAZ, OZAN YİĞİT'İ SEVİYORMUŞ!"

Ayşegül gülerek izledi onu.

Ama Ozan bununla yetinemedi.
Coşkusu sığmıyordu içine.

Ayşegül'le eve geldiler.

Salonun ışığını açtı.
"Ozan, herkes uyuyor. Sakın bağırayım deme-

"UYANIN!"

Ayşegül eliyle alnına vurdu.

Herkes uykuyla karışık telaşla indi salona.

"N'oluyor lan?"

Ozan Ayşegül'ün tuttuğu elini yukarı kaldırdı heyecanla.

Herkes bu anı beklediğinden, kızmadılar Ozan'a.

Safa sırıtarak;

"Demek sonunda he?" dedi.

Cihan en coşkuluları olabilirdi. Her şeyi görüp, anlayıp bu zamana kadar beklemişti.

"Ee o zaman yeni çiftimize bir alkış!"

Herkes onları alkışlarken Ozan Yiğit, Ayşegül Yılmaz'ın saçını öptü, doya doya.

"Ee, alkış bittiyse uyuyalım mı artık?"
dedi Ezgi uykulu uykulu.

Ozan ve Ayşegül ona cık cık cık derken onlara göz devirdi.

Gürhan;
"Uyuyalım, bazıları uyumayacak herhalde." deyip sırıta sırıta merdivene doğru yöneldi.

"Yuh Gürhan abi yuh!" dedi Ayşegül.
Ozan'dan destek beklerken Ozan'ın sırıttığını görünce geçirdi bir tane kafasına!

Herkes yavaş yavaş yukarı çıkarken Ozan ve Ayşegül'e gülümsüyordu.

Herkes çok mutlu olmuştu bu habere.

"Uykun var mı civciv?"

"Yok, senin?"

"Benim de yok, napsak?"

Ayşegül düşünürken pencerenin açık olduğunu gördü. Ve aklına bir fikir geldi.

"Ozan?"
"He güzelim?"

Güzelim deyişinin hoşuna gittiğini belli etmemeye çalışarak devam etti konuşmaya Ayşegül.

"Yıldızları izleyelim mi?"
"Yıldızları mı?"
"Hee."
Ozan tip tip baktı.
"Yani 'yıldızları izleyelim mi' cümlesinden sonra 'hee' demen hoş muydu şimdi?" dedi kınarcasına.

"Yaa Ozan hadi!" Ozan'ı çekiştirirken bir yandan da iki battaniye aldı eline.

Bahçeye çıktılarında, Ozan Ayşegül'ün elindeki iki battaniyeyi görünce yüzü düştü.

"Ne yani? Ayrı ayrı mı izleyeceğiz yıldızları. Ben çiçeği burnunda sevgilimle yan yana izleyemeyecek miyim?" dedi çocukca dudağını bükerek.

Ayşegül, yüzünü mıncırarak;
"Hayır tabii ki bir altımıza sermeye bir de üstümüze örtmeye aldım bunları.
Çiçeği burnunda sevgilin yanında olacak."

Ozan'ın şimdi keyfi yerine gelmişti.

Ayşegül battaniyeyi serdikten sonra üstüne yattılar.
Ozan diğer battaniyeyi alıp üstlerine örttü.
Tabii en çok Ayşegül'ün.

"Şunu iyice örtelim de üşütme. İncecik bir şeysin zaten, yağ da yok sende ki soğuktan korusun." diyordu Ayşegül'ün üstünü iyice örterken.

Ayşegül kahkaha attı.

Ozan da yattığında kolunu yana doğru uzattı ve kaşlarıyla 'gel' işareti yaptı.

Ayşegül, Ozan'ın omzuna başını koydu.

"Benden mutlusu yok." dedi Ozan huzurla.

"Senden mutlu tek kişi varsa o da benim!" dedi Ayşegül, aynı huzurla.

Yıldızlara bakarak;

"Acaba bugüne özel mi bu kadar güzel yıldızlar, bizim için mi parlıyorlar?"

Ozan Ayşegül'e bakarak cevap verdi.
O yıldızlara değil Ayşegül'e bakıyordu zaten.

"Sadece bugün değil, her gün bizim için parlıyorlar. Ben ne zaman yıldızlara baksam seni görürdüm."

Ayşegül Ozan'a baktığında onun yıldızlara değil kendisine baktığını görünce gülümsedi.

"Ya ama sen yıldızları izlemiyorsun!"

"Çünkü benim yıldızım sensin."

Sonra bir anda elini gökyüzüne tuttu.
"Diğer yıldızlar alınmayın he!"

Rüzgar biraz estiğinde, Ayşegül Ozan'a iyice sokuldu.

Ozan da sımsıkı sardı onu.

Yıldızları izlemeye devam ettiler.

Ama asıl yıldızlar, ikisinden başka hiçbir şey değildi.

Eveet, gecenin 02.00sinde bitirdim yazmayı. biraz geç oldu biliyorum ama bazen aklıma yazacak bir şey gelmiyor. ve boş bölüm atıp canınızı sıkmak istemiyorum,

yarın, yani bugün, herneyse bölüm atarım diye düşünüyorum.
görüşürüüz




OzAy | StayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin