NATSU
Lucy yaklaştı yaklaştı ve bana sarıldı.
Lucy'nin sıcaklığı değildi bu. Birden beni çok güçlü bir şekilde sıkmaya başladı. Suyumu sıkmak istercesine kuvvetli bir baskıydı. Kemiklerimin çatırdama sesini duyar gibiyim. Göğüs kafesime yapılan baskıdan nefes alamamıyorum. Bu gidişle ya ezilerek ya da boğularak öleceğim.
Kollarının arasından zar zor kımıldattığım elimi bir silah bulma umuduyla Lucy'nin bel çantasına soktum. Elime bir kunai geçti. Şanslıydım ki sahte Lucy farketmeden alabilmiştim. Bimbir güçlükle kunai'yi kaldırıp sırtına sapladım. Acıyla çığlık attı. Elleri gevşeyince rahat bir nefes alıp kunaiyi bu sefer kalbine sapladım. Ne olduğunu anlayamamıştı.Beni yendiğinden o kadar emindi ki karşı hamle yapacağım hiç aklına gelmedi.
Kanlar içinde yere yığılırken bunu izlemek bana çok acı verdi. Onun benim Lucy'im olmadığını biliyordum ama ona benziyor ve ben onu öldürdüm. Birden ceset kum gibi toz olup uçtu gitti. Geriye bir kan damlası bile kalmamıştı.LUCY
Holey be! Natsu kazandı! Bir an ölecek sandım ama o başardı işte! Onu yendi.
O kadar mutluyum ki ağlayasım var.Larcade:
"Bak senn...tamda öbür tarafı boyluyordu ama şans ondan yana çıktı."Lucy:
"Natsu'yu hafife alma benim Natsu'm herkesten güçlüdür."Larcade:
"Ama yinede Lucy, senin olduğunu göre göre onu öldürmüş olması seni rahatsız etmedi mi?"Lucy:
"Neden etsin o ben değilim sonuçta. Eminim Natsu da bunu biliyordu."Larcade:
"Tamam sen değilsin ama o gerçekte yaşayan biriydi ve Natsu onu öldürdü."Hiç o açıdan düşünmemiştim. Sürekli şekil değiştiren biri olduğundan onu gerçek bir insan olarak göremiyordum. Yani şimdi Natsu benim yüzümden katil mi oldu? HAYIR bu doğru değil.
Lucy:
"Onu öldüren sendin, Natsu değil! Natsu mecbur kaldı. Bu ölümün sorumlusu sensin."Larcade:
"İyi o zaman size ödülünüzü vermem gerek."Larcade birden beni kucakladı.
Lucy:
"Hey indir beni, nereye götürüyorsun?"Duvara ters dayalı olan ahşap boy aynasının önünü çevirdi ve beni aynanın içine atmadan önce,
Larcade:
"Natsu'nun yanına."dedi ve attı.
HAPPY
Lucy ve Natsu'nun işine yarayacak bir şeyler bulma umuduyla etrafta dolanırken, Larcade'nin odasını buldum. O adam bir dolaplar çeviriyor ve ben bunu bulacağım.
Dedektif Happy iş başında!Yarım saat sonra...
Neden hiç bir şey bulamadım gayet sıradan bir oda. Belkide paranoyak olan bendim. Aferim Happy yarım saatini boş işlere ayırdın. Püfleyerek yüzümü Larcade'nin yumuşak yastığına gömdüm.
Tak.
"Ah kafam yarıldı!"
Bir yastık nasıl bu kadar sert olabilir? Elimi yumruk yapıp kapı tıklatır gibi yastığa vurdum.
Tak tak.
"Bu yastığın içinde bir şey var."
Kılıfın fermuarını açıp içindeki şeyi çıkardım. Bu ince uzun ahşap bir kutu fazla yer kaplamadığından yastığın içinde rahat saklanıyor. Kutuyu açtım. İçinde kudela ile bağlanmış bir parşomen var.
Hemen parşomeni açıp baktım. İçinde yazanları görünce beynimden vurulmuşa döndüm."Olamaz, Lucy'i hemen uyarmam gerek."
NATSU
Birden ortam değişti. Kendimi şık bir yatak odasında buldum. Kırmızı boyalı bir oda, Odanın etrafinı süsleyen kokulu mum ışıkları, komidinin üzerinde iki şarap bardağı ve bir şarap şişesi. yatağın üstünden sarkan tüller ve çift kişilik beyaz yatağın üzerinde gül yapraklarından oluşturulmuş kalp. Bu sanki yeni evli çift için hazırlanmış ilk gece odası gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYRI DÜNYALARIN İNSANIYIZ 2
RomansKaybolmuş hatıraların acısı sarar etrafımı. Aydınlık dünyamın tek karanlığısın. Bu karanlıkta beni görebilmen için, Kendimi yaksam yeter mi? Tekrar alev alsa aşkımız Benimle beraber yanmaya var mısın? Neden var olduğun halde yok gibisin. Sen beni a...