BÖLÜM : 4

70 19 3
                                    

   "Bana takım seçebileceğimi söylemiştiniz!" dedi sinirle Seowon. Karşısındaki bayan, Rusya Sağlık Bakanı Veranika Skvortsovia* daha fazla tahammül edemeyecekti, ama bunu yapmak zorundaydı.

   "Bakın beyefendi, son anda değişen kararlar sonucu bizim sağlık ekiplerimizle birlikte çalışacaksınız." dedi birkez daha kadın. Son anda falan değişmemişti, bu da planın bir parçasıydı.

   "Hem merak etmeyin, bizim ekiplerimiz de oldukça başarılı." dedi Veranika, yatıştırıcı bir biçimde. Seowon anlamıyordu, kabul etmesinde en büyük etken, nasıl oluyordu da 'son anda' değiştirilebiliyordu?

   "Ülkemle irtibata istediğim zaman geçebilecek miyim?" dedi vurgu yaparak. Kadın, bir an için tereddütte kalsa da, genç adamı daha fazla zorlamamak adına, izinsiz küçük bir yalan attı; "Tabii ki, haberimiz olduğu sürece neden olmasın?" dedi yapmacık bir gülüşle birlikte sunarak. Seowon, 'haberimiz olduğu sürece' kısmını tam olarak anlamasa da, daha fazla sorun çıkarmamak ve bunu karşısındaki kıt kadına sormamaya çalışarak sustu. Elbet çıkardı yskında kokusu. Çıkardı, çıkardı da... Sonucu ne olurdu?..

     Kadın, birazcık da olsa yatışan Seowon'a bakıp, çaktırmadan derin bir nefes aldı ve yüzüne sahte olan gülüşünü yerleştirdi.

   "Dilerseniz labaratuvara geçelim. Hem, ekibimizi de tanımış olursunuz." dedi kadın. Seowon, kafasını salladı ve kadınla birlikte yürümeye başladılar. Vyladimir Klokoltsev'le* geldikleri yerdi burası. Terk fark, o zaman dışarıdan, yani cam kapsülden görmüştü.

   "Efendim, şunları takınız." dedi kibar, minyon tipli bir kız, önlerinde durarak. Ellerinde maske ve labaratuvar gözlüğü vardı. Aynı zamanda başlık ve yanmaz -koruyucu- tulumlar... Veranika aldı ve kendisine geçirdi. Seowon'da aynen uyguladı ve içeriye adımlarını attılar. Girdikleri an, Seowon'un gözleri kamaştı. Ortamda parlak bir mavi hakimdi ve kimyasalların çıkardığı dumanlar -gözlük takmalarına rağmen- göz yakacak kadar sertti. Bayan Veranika, bu duruma alışık gibi hiçbir tepki vermeden etrafta çalışanları kontrol ediyordu. Seowon ise bunu dışarı vurmaktan rahatsız değildi.

   "Herkes buraya toplanabilir mi?" dedi Bayan Veranika. Sağlık personellerinin hepsi, ricayı emir algılayarak karşılarında toplandılar.

   "Bu gördüğünüz kişi, Seul Optimys Genel Hastalık Hastanesi'nin Başhekimi, Park Seowon. Kendisi, ortaya aniden çıkan virüsle ilgili yaptığımız çalışmalarda bize yardımcı olacak." dedi kısa bir tanıtım yaparak. Seowon, bu durumdan rahatsız olsa da umursamamaya çalıştı. Veranika, sözlerine bir isimle devam etti. "Thomsan, Seowon'la özel olarak senin ilgilenmeni istiyorum. Lojmanda odalarınız karşılıklı. Daha önce de konuştuğumuz gibi... Aynı zamanda ortama alışana dek seninle birlikte çalışmaları yürütecek." dedi. Thomsan, kafasını salladı ve Seowon'a gülümsedi. Seowon ise tepkisiz kalarak karşılık verdi. Aklına tek birşey takılmıştı. Daha önce ne konuşmuşlardı? Üstelik bu kadın, kendisi hakkında aldığı kararları, birlikte almışlar veya Seowon onaylamış gibi konuşuyordu.

   "Akşam Bilim Kurulu Toplantısında bulunmanı istiyorum." dedi Bayan Veranika, Seowon'a dönerek. Bunu bir ricadan çok, emir olarak algılamasını istemişti. Seowon, bunu anladığı için cevabında gecikmedi.

   "Henüz Bilim Kurulu'na çıkacak kadar veri elde etmediğimi düşünüyorum." dedi, sözlerine ara vererek. Bayan Veranika, bir an için bozulsa da devam etmek için ağzını açmıştı -ki bu da Seowon tarafından engellendi. "Benim amacım buraya gelmek veya virüsün nereden, nasıl çıktığını bilmek değil. Virüs, ne şekilde olursa olsun, çıktı ve inanın kazara olmasını dert edecek değilim. Benim amacım, buraya gelip, bu konu hakkında birşeyler yapmak ve ülkemi düştüğü bu durumdan kurtarmak. Kazara oldu diye oturacak değilim, değiliz. Sars, Mers ve geçen yıllarda daha yeni biten Covid-19 virüslerine hiç benzemiyor. En önemlisi de, Dünya'ya yayılma oranı, gelmiş geçmiş bütün virüslerden daha fazla. Siz, hangi virüste testlerden saliseler sonra virüsün etkisini gösterdiğini gördünüz? Ben görmedim, bu çok yanıltıcı, değil mi? Üstelik... Eğer bir çözüm bulunmazsa bir gecede bütün Dünya'ya yayılabilir ve insanlığın sonu olabilir. Bu Rusya için de geçerli..." dedi bütün ciddiyetiyle. Kadın, duyduklarıyla birkez daha bozulmuş ve şok olmuştu. Seowon'un bu kadar da zeki olabileceği, kimsenin aklına gelmemişti. Buradan gider gitmez bunu bildirmeyi aklının bir köşesine not aldı ve diğer bir notu da; virüs hedef şaşarsa Rusya'yı da etkisi altına alabilirdi.
     Yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi Bayan Veranika.

   "İnan bunun en çok biz farkındayız. Zaten WHO (DSÖ-Dünya Sağlık Örgütleri) bu konuda bizim yanımızda. Dediğin gibi kazara olması sonuçları değiştirmez, ama yargısız infazları değişebilir. Buradaki herkes gibi senin de görevin virüse çare bulmak. Devlet işlerini bırak, üzerine düşenler yapsın." dedi iğneleyici bir tonda.

   "Zaten herkes kendi işini yapıyor; tabi bir karmaşa gözardı edilmemişse..." dedi Seowon ve Bayan Veranika'yı daha fazla dinlemeyerek yanından ayrıldı. Bayan Veranika, Seowon'un arkasından kısa bir an baktı ve derin bir nefes alarak ortamdan çıktı.

   "Merhaba Seowon, ben Biyoteknoloji Uzmanı Thomson Sith." dedi Thomson, elini dostça uzatarak. Seowon, eline kısa bir bakış atıp yavaşça uzattı. "Memnun oldum." dedi ifadesizce. Thomson, Sağlık Bakanı Veranika'yla olan konuşmalarını biraz dinlemiş ve onun kolay lokma olmayacağını anlamıştı.

  "İstersen sana takım arkadaşlarını tanıştırayım?" dedi Thomson, izin ister bir biçimde Seowon'un ifadesiz gözlerine bakarak.  Seowon, hiçbir şeyi takmadığı gibi bunu da sallamadı, ama kimin ne olduğunu bilmek için gerekliydi tabi.

  "Elindeki tüpleri yerleştiren, Boris. Labaratuvar bölümü uzmanı. Kendisi, yaptığı çalışmalarda Rusya'da bilinen birisidir. Şuradaki siyah saçlı, esmer kız da Elena. Boris'in baş yardımcısı ve aynı zamanda labaratuvar bölümü mezunu." dedi, Thomson köşedeki iki kişiyi tanıtarak. Seowon, Elena'yı süzdü. Bu kız iyi niyetli görünüyordu. Acaba ona yardım edebilir miydi? Ah! Ne saçmalıyordu Seowon! O buraya Güney Kore için gelmişti! Kötü ihtimalleri def etmeliydi!

   "Şuradaki minyon tipli, sarışın kız Mina. Onun görevi, labaratuvar ortamını düzenli, gerekli bir hale getirmek." dedi kapıda Sağlık Bakanı ve kendisini karşılayan kızı göstererek. "Buradaki kız da Galina. Hani şu makinanın önünde duran, kumral kız. Kimyager olduğu için, ürettiğimiz ilaçları denetliyor." dedi makinanın önünde duran sert kızı göstererek. Belki de o kadar sert değildir, görünümü öyledir sadece, belki...

   "Buradaki iki kişi de Anton ve Victor. Victor DNA ve Genetik mühendisi. Aynı zamanda Biyoteknisyen. Anton'da Biyoteknisyen." dedi son iki erkeği de tanıtarak, Thomson. Seowon, onları da tanıdığında kafasını salladı.


__________________________________

   "Minji, sakin olur musun?" dedi Chen, telaşla ağlayan Minji'yi sakinleştirmek istercesine. Ama Minji, ne olduğunu bile söylememişti Chen'e. "Chen, nasıl sakin olayım?! Hastanede sağlıklı sayısı her saniye azalıyor! Şehirde karmaşa var! Fark edenler farklı şehirlere kaçtılar ve Busan'da da ortaya çıktı!" dedi Minji, daha çok ağlayarak. Şu bir kaç günde hastalığın hızı da dahil, her şeyi çözülmüştü. Ama devlet bunu yok saymaya meyilliydi anlaşılan.

   "Bak Minji, biliyorum hiç iyi şeyler olmuyor. Ama güçlü durmak zorundayız. Ailemiz, ülkemiz, insanlık için..." dedi Chen, Minji'ye sarılarak. Biraz olsun, yatıştırmıştı Minji'yi. Ama göz yaşları inci gibi süzülüyordu yanaklarından. Chen, ayrıldı ve yanaklarını usulca sildi. "Her şeye rağmen... Anlaştık mı?" dedi kaşlarını kaldırıp, cevap bekler bir ifadeyle. Minji, titrek bir nefes aldı ve ardından kafasını salladı. "A-anlaş-tık!" dedi kesik kesik. Chen, kızın bu hallerine gülümsedi.

   "Hadi, gel şimdi hastalara bakalım." dedi, maskesini düzelterek. Minji'de maskesini düzeltti ve gülümseyerek çıktılar ilaç odasından...

________________________________

     Hastane odalarında yoğunluk vardı. Özellikle de yoğum-bakım ünitelerinde. Doktor yetersizliği olduğu için bütün Sağlık Görevlileri aynı hedef altında toplanmıştı. Stajyerlerin bile büyük bir kısmı ameliyatlara girmeye başlamıştı.

     Asıl önemli olan, bundan sonra, hükümeti uyandırmaktı. Bunu Seowon tek başına yapamazdı, evet. Ama ona yardım etmeye hazır doktorları vardı...

     Asıl hikâyenin başlama sebebi ortaya yeni yeni çıkıyordu...

_____________________________________

Uhuhu! Havada bir Kaos esintisi!
Vallaha ben de heyecanlandım şimdi!
Ah Seowon,
O müthiş suratınla nasıl giriştin bunlara?

VİROLOJİ ile KALIN!

VİROLOJİ : COV-E9Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin