Sevgili günlük,
Biliyor musun ? İçimde çok karmaşık duygular var. Sana hepsini teker teker anlatacağım. Ama bunun için bu sabaha dönmeliyiz
BU SABAH:
Bugün pazartesi ve yaz tatilinindre bitişi. Ne kötü bir gün değilmi ? Ama bugun annem yada babam beni öperek uyandırmadı. Bugün annemin ve babamin bağırışlarına uyandım. İlk önce ne yapacağımı ve ne olduğunu anlamadım. Hemen odamdaki saate baktım saat daha altı buçuktu. İnanmıyorum bir buçuk erken mi kalktım. Neyse gidip yatak odasının kapısını dinledim. Aslında sadece koridorda dursamda duyuluyordu. Ama alışkanlık işte. Acaba yine benim ve Efe'nin yüzünden mi tartışıyorlardı ? Ama hiç Yaren,ya da Efe adı geçmemişti. Yoksa babannemler ve halamlar mı gelecekti ? Her neyse dinlemeye devam ettim Annem:
- Seni aşağılık pis zampara. Zaten şüpheleniyordum kıymet bilmez şey seni!! Babam:
- Ne be ne ? Bıktım artık senden. O sadece benim,arkadaşım.
Annem:
- Tabi tabi öyledir. Eve geç gelmeler, süslenmeler , neymiş toplantıların varmış. GİT BURDAAANN !!!!
Babam çekti kapıyı çıktı ve beni karşısında gördü bir an ne yapacağını şaşırdı. Sonra hızla evden çıktı.
Bir süre sonra annem hiç birşey olmamış gibi kahvaltıyı hazırlamış ve beni okula göndermişti.
Artık,lisede son sınıftaydım. Üç ay sonra 16 yaşıma gireceğim. Sınıfa adımımı atar atmaz bütün sınıfın bir sırada toplandığını gördüm. Çantamı ve montumu sırama bıraktım. Birinre ne olduğunu sordum. Meğersem sınıfa yeni bir öğrenci gelmiş, hem de "BELÇİKA" dan. Niye bu kadar abarttıklarını anlamamıştım. Yüzünü görmeye hiç niyetim yoktu. Zaten öğretmen onu derste bizimle tanıştıracaktı. Öğretmen sınıfa girdi. Herkes yerlerıne dağıldı. O sırada onu gördüm. Siyah saçları, kahverengi gözleri ve kahkülü vardı. Bir ara içim bir tuhaf oldu. Sonra kendi kendime saçmalama dedim. O da "ZENGİN ZÜPPELER" grubuna girer. Öğretmen:
- Evet çocuklar... Bugün aramıza yeni birisi katıldı. Mert kendini tanıtırmısın ?
Biraz sıkılgan bir şekilde tahtaya çıktı. Ve anlatmaya başladı:
-Belçika ' dan geliyorum. Annem Türk babam Belçikalı ve Türkiye 'ye geleli bir yıl oldu. Adım Mert
Tebeffüste ilk işim lavaboya gidip kendime bakmak oldu. Güzel bir kızdım, sarıya çalan kahverengi kumral saçlarım,vardı ve yeşil gözlerím vardı. Boyum çok uzun ya da çok kısa değildi. Bir dakika ya, ben ne yapıyordum ? Ne oluyordu bana ya ? Midem bulanmaya başlamıştı. Yoksa ben... Yoksa ben âşık mı oluyordum ? Hemen elimi yüzümü yıkadım. Derse girdim. Ders boyunca hep kaçamak bakışlarla onu süzdüm. Birkaç ders sonra sürekli bana baktığını fark ettim. Ve yüzümde utangaç bir tebessüm belirdi.