İnsanların deli olması nasıl anlaşılır? Farklı hareketler sergilemeleri mi yol açar bu tanıya? Toplumun bir üst tabakasına ait olma hissidir bazen. Dahilik ile delilik arasında incecik bir çizgi vardır derler; ve çoğu zeki insan bu incecik çizgide cambazcılık oynamaktadır.Delilik milenyumlar boyu, tüm canlılarda bir hastalık olarak görülmüştür. Toplumun ahlaki kurallarına uymamak - uyamamak veya onun dışında olmak dışlanmana yol açar. Farklı görülmene. Farklı algılanmana. Farklı bir cins olduğunun kanıtına.
Yıl olmuş 1987, İsa'dan beri neredeyse 21 koca yüzyıl geçmiş. İsa'nın şifasının üzerine hala şifa bulunamamış. Olmayan merhamet daha da yobazlaşmış, insanlar körleşmiş. Geri döndürülemez biçimde.
Ama, Vilette Ruh Sağlığı Hastanesi çok türlü işlevlere sahip bir yerdi. İngiltere'nin en gizemli yerlerinden biriydi öncelikle. Söylentilere göre hastalara işkenceler edilen bir E koğuşu vardı. 2. Dünya Savaşı'ndan biyolojik silahların üretildiği bir yerdi. Hala orada dolu olan kasvet ve zavallı hastaların çığlıklarının izleri duvarlarda yankılanırdı.
Lakin, bunların hepsi birer palavraydı. En azından orada çalışanlara göre. Orası bir askeri akıl hastanesiydi, evet. Burada yatan hastalar genellikle olan sorunları yüzünden hapishaneye gönderilemeyecek türden insanlardı. Yani deliler.
"Yeni hastayı duydunuz mu?" genç kadın, başını incelediği bir hastasının dosyasından kaldırıp iş arkadaşına baktı. Gözlüklerini zarifçe çıkartıp bacak bacak üstüne attı ve kahvesinden bir yudum aldı.
"Hayır," dedi kesin bir basitlikle. "Bu heyecanının nedenini sorabilir miyim?" diğer ortakları ona şaşkın bakışlarını gönderirken yüzünde sakin, duygusuz mimikler geziniyordu.
"Bu adam," dedi Dylan, ilk sözü açan, "yıllardır aranan bir seri katildi. Sonunda yakalandı ve bugün buraya getiriliyor."
Genç kadın anlamadığını gösteren bir şekilde baktı. "Buraya öyle olan insanlar her hafta geliyor, Dylan." dedi.
"Ama bu gerçekten farklı," diye lafa atladı Rhysand. "Kendisinin bulunmasını istiyordu, uzun zamandır takip ettiğim bir konu. Kurbanlarını her defasında farklı şekillerde öldürüyor ve işin garip tarafı, hep kapalı alanlarda olmakla beraber kurbanların kapıları içeriden kilitli oluyor. Bazıları onun vampir gibi bir şey olduğunu dahi savunuyor. Federallerin onun nasıl kaçtığına dair hiçbir fikri yok ancak hep kendinden ipuçları bırakıyordu. Yakalanması da oldukça garip zaten." genç kadın, ilgilendiğini gösterdiğini belli ederek arkadaşı Rhysand'dan devam etmesini rica etti. "FBI genel merkezine girip tamı tamına 23 ajanı katletmiş." genç kadının ağzı şaşkınlıkla açılırken, Dylan ve Rhysand sonunda onun dikkatini çekebilmiş olmalarına seviniyorlardı. "Ve sonuncusu da şefmiş, sonra gidip bir tanesinin kelepçelerini kendine takmış ve alarma basıp herkesin etrafında toplanmasını sağlamış. Bunu neden yaptın diye sorduklarında Vilette'e gitmek istiyorum, demiş."
"Bazı kurbanlarının parmaklarını koparıp onlardan sote yaptığını duydum." her zaman sessizlik içerisinde olan temizlik görevlisinin dahi bu konuya atlaması sahiden garipti. "Ve Kanlı Mary gibi kurbanlarının kanında banyo yaptığını."
"Bay Hopkins ile hasta hakkında konuşmalıyım," diyerek hızlıca oturduğu sandalyeden kalktı genç kadın. "Bu vakayla ben ilgilenmek istiyorum çünkü." dosyalarını alıp gözlüklerini taktı.
"Senden başka kimsenin ilgilenmek isteyeceğini sanmıyoruz zaten," dediler gülerek. Genç kadın gözlerini devirdi ve onlara birer ödlek olduklarını hatırlattı, sonra da içinde oluşan dev heyecanla beraber dinlenme odasını terk etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
wires | harry styles
Fanfiction"Mini, mini şeytanlar... Sizi gidi yaratıklar..." genç adam, zümrüt gözleriyle ve yüzündeki kanla beraber içeri girdiğinde, bu hastane artık onun ve şeytanlarının kontrolü altındaydı. "Hoşlandığım kişileri onlara kurban etmekten hoşlanırım." "Peki ş...