Ben Arya. Hayat hikayem yok denilecek kadar az. Çünkü asosyal bir kızım. Çok fazla arkadaşım yok. Ama bir hikayem var. Kim bilebilir ki çocukluk aşkımın ilerdeki hayatımı etkileyeceği? Bende bilmiyordum. En iyisi tüm olayları baştan anlatmak.
15 yaşındaydım. Ankara'da yaşıyorduk. Fakat babamın tayini çıktığı için İstanbul'a taşınmak zorunda kaldık. Benim en sevdiğim şehirdi orası. Çünkü Galata Kulesi aşığı bir insandım. Gittiğimiz ilçe Kadıköy'dü. İstanbul'a daha önce hiç gelmemiştim. Çok büyük bir şehirdi. Tahmin bile edemeyeceğim kadar. Müstakil bir eve taşındık. Annem bana tüm İstanbul'u gezdirdi. Ardından da okul kaydımı yaptırmaya gittik. Orada kimseyi tanımıyor olmam beni çok rahatsız etmişti. Annemle birlikte müdürün odasına giderken koridorda bir çocukla karşılaştım. Kumral, uzun boylu, ela gözlü bir çocuktu. Yanında da bir kaç erkek arkadaşı daha vardı. Bir anda bana baktığını fark ettim. Görünce orada daha fazla kalmak istediğimi düşündüğüm için yavaş yavaş yürüyordum. Annem yavaşladığını görünce beni uyarıp kolumdan sürükleyerek müdürün odasına götürdü. Annem kaydımı yaptırdı ve eve döndü.9/A sınıfına koymuşlardı beni. Müdür beni alıp sınıfıma götürdü. Öğretmenim "Merhaba kızım. Kendini tanıt bakalım." dedi. Çok fazla utanıyordum. "Adım Arya, soyadım Akan. Ankara'dan geliyorum." dedim. Öğretmenim "Neden Ankara'dan buraya taşındınız?" diye sordu. "Babamın işi için buraya taşınmak zorunda kaldık." dedim. "Tamam kızım. Bende Işıl. Türkçe öğretmeninizim. Zaten zaman geçtikçe tanışırız. Şimdi Çağrı'nın yanına geç ve derse kaldığımız yerden devam edelim." Koridorda gördüğüm çocuktu o. Yanına oturdum. Utandığımı anlamasın diye yüzümü elimle kapatıyordum. Bir anda "Merhaba." dedi. Ona bakıp bende aynı şekilde merhaba dedim. Elini uzattı "Ben Çağrı." dedi. "Ben de Arya." dedim ve elini sıktım. Hoca dersi anlatmaya devam ediyordu ama ben yanımda oturan o yakışıklı çocuğu düşündükçe derste olduğumu unutuyor ve arada ona bakıyordum. Ders boyunca bi o bana bakıyor bi ben ona bakıyordum. O bana ela gözleriyle baktıkça ben derste olduğumu daha da çok unutuyordum. Teneffüste sınıftaki herkesle tanıştım. Bana okulu gezdirdiler. Hepsi birbirinden tatlı ve arkadaş canlısı insanlardı. Eski okulumda bu kadar arkadaşım olmamıştı. Ama en sevdiğim kişi Çağrı oldu. Okul çıkışı annem beni almaya geldi. Annem sürekli bana soru soruyordu. "Okul nasıldı?" , "Arkadaşlarınla tanıştınız mı?" , "Hocaların nasıl?" O bana bu soruları sorarken bir anda bir şey farkettim. Çağrı ile aynı yoldan yürüyorduk. Yol boyunca benim gözüm Çağrı'daydı. Hayatımın en büyük şokunu yaşamıştım. Çağrı bizim yan evde oturuyordu. Kapıdan girmeden son kez bana baktı. Eve girdiğimde şok içindeydim. Eve eğer yürüyerek gidip gelirsem onunla birlikte yürüyebileceğimi farkettim. Hızlıca yemeğimi yiyip odama geçtim. Heyecanım hala gitmemişti. Perdemi açıp onların evlerine baktım. Ödevlerim yapıyordum ama aklım hala ondaydı. Nedenini bilmiyordum ama onu düşünmeden duramıyordum. Daha bir kız arkadaşı bile var mı bilmememe rağmen şimdiden bağlanmıştım ben ona. Ödevim bitince bilgisayarı alıp yatağıma oturdum. Netflix'den tam 2 film bitirip yattım. O gün bir şey farketmiştim. Hayatımda ilk defa birini bu kadar yakışıklı bulmuştum. O günden sonra hayatım değişti. Ben aşık olmuştum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galata🌙
Romance"Galata seninse, sen benimsin." Babasının tayini yüzünden farklı bir şehre taşınan genç kız orada hayatını değiştirebilecek biriyle tanıştı. Ama onun için ya ailesinden vazgeçecekti ya da ailesi için ondan bahsedecekti.