İkisi de giderken gittikleri yerde Remus ile karşılaşacaklarını tahmin etmiyorlardı. Fakat Remus tek işi barlarda içip sarhoş olmakmış gibi gezinip duruyordu.
İki kardeş gidip bir yere oturdu. Günleri güzel geçmişti kuşkusuz. Regulus uzun zamandır abisiyle vakit geçiremediğinden bugünden oldukça memnun kalmıştı. İçeceklerini yudumlarken de bundan bahsediyor ve gülümsüyorlardı.
Onlar gülümserken Remus da Sirius'a bakıyor, gülümsemesinin kalbine böyle etkileri olmasına hayret ediyordu. Aslında bugün buraya gelme sebebi Sirius idi. Normalde asla bu mekana gelmezdi fakat Sirius buradaydı işte. Onun için bu saçma yere gelmeye değerdi. Fakat yanındaki kişiyi sevmemişti Remus. O kimdi ki? Sirius onu mu seviyordu? Çocuğun sırtı kendisine dönük olmasaydı Remus çıkarımda bulunabilirdi. Fakat şimdi tek çaresi diplerine kadar sokulup konuşmalarını dinlemekti. Sirius'u böylesine mutlu eden konuşma neydi merak etmişti.
"Farkında mısın bugün aşırı iyi davranıyorsun?" Regulus söylediğinde Sirius omuz silkti.
"Çünkü seni özlemişim Reggy. Yani tabiki seninle atışmayı da seviyorum ama o her zamanki halimiz. Şuan sana olan sevgimi ya da senin sevgini hissetmek iyi geliyor. Yanımda olduğunu bilmek güzel." Sirius kardeşinin kendisine sarılmasını beklemiyordu. Zaten Regulus'a sorsanız o da beklemezdi. Yine de içinden gelmişti.
"Ben de Siri. Seni çok özledim. 4 sene benim için hiç kolay geçmedi. Her aradığında salak gibi davranmamın sebebi de seni özlememdi." Remus duyduğu laflarla yerine çivilendi. Ne demek 4 sene bu birincisiydi. İkincisi bu çocuk onun sevgilisinden başka neyi olabilirdi? Remus sinirle doğruldu ve Sirius'a ilerledi.
"Bakıyorum benim seni aldattığımı söylerken asıl sen beni aldatmışsın." Sirius onu görünce göz bebekleri titredi fakat onun bu etkisini kabullenecek değildi. Regulus geri çekildi ve Remus'a baktı.
"Sen kimsin ve ne saçmalıyorsun?" Regulus, onun kim olduğunu bilmesine rağmen sordu. Maksat Remus sinir olsundu.
"Seni ilgilendirmez. Sirius kim olduğumu gayet iyi biliyor."
"Remus sen iyi misin?" Sirius sordu. Remus ismini ondan duymanın kendisinden etkisine alışmakta güçlük yaşıyordu. Gerçi Sirius ile ilgili olan herşeyde bu durum geçerliydi.
"Hayır iyi değilim Sirius! Sen başkasıyla birlikte gülüp eğleniyorken benden iyi olmamı bekleyemezsin!" Sirius sinirle iç çekti.
"Neden Remus? Sen bana daha beterini yapmadın mı? Neler olduğunu hatırlatayım istersen! Sana sürpriz yapmak için geldiğim yerde senin bir kızla yiyiştiğini görmüştüm. Hatırlıyor musun sana sorduğumda aldığım cevabı? 'Tek bir kişiye bağlı kalamam sana bunu söylemiştim, üstelik seninle birlikte değiliz. Biliyoruz ki bizbirimize aşık da değiliz o zaman problem ne?' dedin! E şimdi problem ne Remus? Aradan yıllar geçti. Biz seninle o zamanki kadar bile bağlı değiliz birbirimize. Neden etrafımda birilerinin olması senin için problem?" Remus gerizekalılığına ofladı. Bir salak gibi davranmıştı. O zamanlar Sirius için böyle hissetmiyordu ki Sirius gidince kendisi için ne ifade ettiğini anlamıştı.
"O zaman sana aşık olduğumu farketmemiştim Sirius." Remus bunu söylerken rahattı. Sanki öylesine bir şey söylermiş gibiydi. Fakat Sirius beklemediği itiraf karşısında kalbinin teklemesine izin verdi. O gerzekten bu lafı işitmeyi çok arzulamıştı ama şimdi değil. Çünkü şimdi işitmesi demek herşeyi boşverip ona kalbinin kapılarını tekrar açmak demekti hoş kalbinin kapıları ona asla kapanmamıştı ya yine de kendisini dizginleyebiliyordu.
"Bana aşık olduğunu şimdi farketmen hiçbir işe yaramayacak Remus." Remus onun grilerine baktı. Eskisinden daha derin fakat güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş bir şekilde kendisine bakıyordu. Remus kendisini nasıl onu sevmediğine ikna edebilirdi ki? Her parçası ayrı bir mükemmelken nasıl ondan vazgeçebilirdi?
"Neden Sirius? İkinci bir şansı haketmiyor muyum? O aptal kız bile gelip senden özür dilediğinde onu affedeceksin. Bunu ikimiz de biliyoruz peki beni neden affedemiyorsun? Bana neden ona gösterdiğin toleransı göstermiyorsun?" Sirius onun, grilerine dikilmiş elalarından gözlerini alamıyordu.
"Çünkü o beni senin kadar kırmadı. Ona hissettiğim ve sana hissettiğim duygular da aynı değil. Anlıyor musun Remus? O alıp kalbime bıçağı saplasa da seninki kadar acıtmaz." Remus gözlerinin onun karşısında dolmasını gram istemiyordu ama olmuştu artık. Ona bunu yapmış olmak, üzüntüsünün ve acısının sebebi olmak kahrediyordu onu. Birkaç adım yaklaştı. Şimdi kokusunu derince alabilecek -burnu özlemle sızlamıştı-, neredeyse saç tellerini tek tek görebilecek kadar yakındı.
"Beni affetmen için ne yapayım Sirius? Sensiz olmak istemiyorum." Sirius onun gözlerinin dolmuş olduğunu farketti. O da üzgündü fakat ne yapabilirdi ki? Affetmek kolay değildi. Dört sene uzak kalmıştı affetmek için değil bu, unutmak içindi.
"Remus anlamıyor musun? Ben unuttum artık. Affetmemi istiyorsun tamam affettim." Yüzü aydınlandı Remus'un.
"Ciddi misin? Benimle birlikte olur musun tekrardan?"
"Ciddiyim Remus ama yok işte bittin içimde. Seni istemiyorum hayatımda falan. Dört sene senden uzak olmak farketmemi sağladı. Senin gibi biriyle olmak hataymış." Remus'un gözleri daha da doldu ardından sol gözünden bir yaş aktı. Sirius bir an ona sarılmak istedi ama sadece bir an. Hemen gitti isteği. İstemiyordu artık onu. Güveni kalmamıştı. Nasıl inanacaktı ki? Hayallerini yıkmıştı işte. "Anladın mı şimdi? Affettim seni ama bitti. Arkadaş kalalım bitsin çünkü ben seni düşman olarak bile hayatımda istemiyorum."
"Anlıyorum Sirius. Özür dilerim. Sana barışmak için diretmem hataydı. Tabi arkadaş kalalım. Karşılaşınca aynı masaya oturabilelim en azından." Sirius onu onayladı.
"Evet öyle Remus. Beni de boşver, sil gitsin. Birisiyle falan birlikte ol zaten olursun da uzun ilişki olsun unutmak kolay olur." Sirius bunları söylerken sesi kayıtsızdı. Fakat içi öyle acıyordu ki anlatamazdı. Üstelik Remus'un gözünden bir damla daha akmıştı. Yine de güçlü durdu. Biliyordu ki Remus umursamaz biriydi.
"Tabi Sirius." Sesi çatladı konuşurken ayrıca hıçkırıklarla ağlamamak için zor direniyordu. "Görüşürüz." Remus ekledi ardından çıktı gitti.
"Biz de gidelim mi?" Regulus sordu. Sirius'un nasıl üzüldüğünü görebiliyordu.
"Olur Reggy." Arabaya bindiklerinde ikisi de konuşmadı. Sonunda eve geldiklerinde odalarına çekilmeden önce Regulus abisine sarıldı ve saçlarını okşadı.
Merhabaaa
Korona mı dersin deprem mi dersin hayata tutunmak gün geçtikçe daha da güçleşiyor. Şu korkunç günlerde lütfen kendinize dikkat edin.
Sizi çok seviyorum umarım iyisinizdir elmalı turtalarım 💖💖