◾4◾

53 7 1
                                    

Güne kendimi motive ederek başlamıştım. Üzülmek sinir olmak veya istemediğim hiçbir şeyi yapmayacak ve rahatsız olduğum ortamlarda bulunmayacaktım. Kendimi çok güzel motive ettiğim için bir alkışı hak etmiştim bence. İnanıyorum güzel bir hafta sonu geçirecektim. Ben mutlu olduğum sürece her şey güzel giderdi. Saat birdi. Evin camına vuran güneş ışığı pozitif enerji vererek sanki benim dışarı çıkıp bir şeyler yapmamı istiyor gibiydi. Aklıma bir fikir gelmişti bile koşarak odama çıktım. Üzerimi değiştirmem gerekiyordu.

Dolaptan gözüme kestirdiğim mürdüm rengi cropu altıma da buz mavisi yüksek bel bir şortu alıp giydim. Odamın en ücra köşesine tıktığım patenimin olduğu çantayı alıp aşağıya indim. Spor ayakkabılarımı paten çantasına koydum. Sonuçta ne zaman ne olacağı belli olmazdı her ihtimale karşı yanıma almalıydım bebeklerimi. Aşık olduğum siyah renkteki patenleri ayağıma geçirip evden çıktım.

Paten kaymaya bayılan biri olarak söylüyorum ki çocuklarınızı o sıkıcı ders kurslarına göndermek yerine paten kaymayı öğretin. Hayata tutunmak için mükemmel bir aktivite.

Etrafa baktığım an aklıma dank eden tek şey buraları bilmiyor oluşumdu. Neyse ki haritadan bakmak gibi dahice bir fikir ile aydınlanmıştım. Aradığım yeri bulduğumda telefonu arka cebime sıkıştırıp ilerlemeye başladım.

Hava yüzüme temas ettikçe hızımı arttırmak hoşuma gidiyordu. Küçüklüğümden beri kullandığım için kaza yapmayacak kadar profesyoneldim bu zamana kadarda yapmamıştım. Kulaklık bile takmamıştım sırf dikkatli olmak için.

Hadi ama yine mi sen? Bu karşılaşma çok gereksizdi. Kimden bahsettiğim tabiki de anlaşılıyordu. Burak Tanoğlu. Güneş terden ıslanmış vücuduna temas ediyordu ve saçları bu nedenle parlıyordu. Sektirdiği basket topunu havalandırdığında potadan girmesiyle dudakları alayla yukarı kıvrılmıştı.

Tamam her şey yolunda sadece görmezden gelsem yeterdi keyif bozmanın manası yok sonuçta. Sahaya çok yaklaşmadan sürmeye başladım. Bir saat kadar doyasıya kendimden geçmiş şekilde paten sürdüm. Ağzımın kuruduğunu hissetmesem durmazdım. Çantamdan çıkarttığım su şişesini kafama diktim. Utanmasam üzerime bile dökerdim aşırı sıcaktı.

"Altındağ"

Bela geliyorum demiyordu yardıra yardıra geliyordu.

"Ne vardı?"

"Biraz nazik ol"

"Sen o dili konuşmayı bilmiyorsun"

Vurdum ve gol olmuştu. 'Hadi ama' der gibi bezgince bakarken omuz silktim.

"Madem böyle düşünüyorsun inatlaşmayı bırakıp benimle basket oynarsın herhalde ?"

Bu boyla ben basket oynamak mı hemde dev gibi biriyle? Evet teklifte bulunmasına değil boyumu kafama takmıştım. Dengesiz bir balık burcu kızı olduğumu nasılda belli ediyordum ama.

"Başına saksı falan mı düştü senin?"

Gülerek saçlarını arkaya doğru yatırdı.

"Düşmüş mü sence?"

"Düşmüş düşmüş"

"Var mısın yok musun?"

Bu ne böyle bilgi yarışmasındayız sanki.

"Bir şartla"

"Neymiş o?"

"Benim attığım sayılar normalin iki katı olacak boyum kısa çünkü"

"Olsun bakalım"

Spor aykkabılarımı giyerken elindeki topu sektirerek beni izlemişti. Dikilip neden birini izlersin ki çok rahatsız edici bir hareket. Boğazımı temizler gibi yapıp topu işaret ettim.

Bayan Burnunun DikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin