Sirius babasıyla şirkete gelip hızla odasına çıktı. James çoktan gelmiş, yerine oturmuştu.
"Geldin mi sonunda?" James sordu. Dün Siriustan hiç haber alamayınca onu merak etmişti.
"Evet, sen ne yapıyorsun?" Sirius kağıtları gösterdi.
"Beni boşver sen ne yaptın dün. Sesin soluğun çıkmadı." Sirius'un omuzları düştü.
"Regulus ile saat bakmaya gittik sonra yemek falan yedik. Remus'u gördük." James gözlerini belertti.
"Ne Remus imiş her yerde karşına çıkıyor."
"Sorma. Ama daha saçması benim Regulus ile birlikte olduğumu sanması." James kahkaha attı.
"Ee sen doğruyu söylemedin mi?"
"Yoo' niye söyleyeyim git kendine birini bul benim peşimi bırak dedim." James yerinde dikleşti.
"Ee o ne dedi?"
"Tamam dedi bu kadar çabuk kabul edeceğini sanmıyordum keşke daha önce yapsadım."
"Ben de kabul edeceğini düşünmezdim ama iyi taktikmiş." Sirius bunun üzerine güldü. "Bu arada öğle yemeğine Lils de gelecek. Arayıp haber verecekmiş belki bize gideriz."
"Olur. Bir ara da annemlerin buluşma yemeklerine gidelim uzun zamandır yapmıyoruz." Sirius bunu söylerken kahkaha attı.
"Bana uyar ben tarihleri annemden çaktırmadan alırım."
"Benimki bana söylemiyor bir muziplik yaparız diye. Yalvardım anne biz öyle çocuklar mıyız diye 'evet.' dedi." James katıla katıla güldü. Kendi annesinin de aşağı kalır yanı yoktu hani ama uzun zamandır gidip baltalamadığı için söylemeye çekinmiyordu.
"Ben sensiz öyle şeyler yapmadığım için annem bana güveniyor." İkisi de sırıttı.
"Demek o yüzden annem James'i de sen bozuyorsun sen yokken çok uslu çocuk diyordu geçen gün." James omuz silkti.
"Ne yapayım sen yokken tadı çıkmıyor. Ayrıca Regulus ile anca sen baş edebiliyorsun." Sirius güldü. Cidden James, Regulus faktörünü hep yok sayıyordu.
"Ona da öğreteceğim böyle şeyler yapmayı."
"İyi en azından ispitlemez." Gerçi Regulus herşeyi yapabilecek kapasiteye sahipti.
"Yine de Regul-" James'in telefonu çalınca Sirius susmak zorunda kaldı.
"Efendim çiçeğim?"
"..."
"Neden?"
"..."
"Nasıl durumu?"
"..."
"Tamam çiçeğim seni seviyorum."
James telefonu kapatınca Sirius'a döndü.
"Lils yemeğe gelemeyeceğini söyledi."
"Neden kötü bir şey mi olmuş?" Sirius hafif bir endişeyle sordu.
"Dün gece Remus, çiçeğime çok kötüyüm yazmış o da bugün görüp Remus'u aramış ama ulaşamamış. Evine gitmiş biliyorsun anahtarı var neyse girmiş içeri Remus baygın yatıyormuş. Hastaneye götürmüş onu, yine kriz geçirmesinden korkmuş. O yüzden gelemiyorum dedi." Sirius kalbindeki sıkışma bir anlam vermeye çalışmıyordu. Vermeye çalışsaydı şayet Remus diyecekti. Derin bir nefes almaya çalıştı fakat başaramadı.
"Remus iyi miymiş? Hem ne krizi?"
"Iyiymiş ama yine de hastanede tutuyorlarmış. Akşama bırakırlar herhalde dedi Lils. Öfke krizine giriyor Sirius."