Görevli beni yerime götürürken yerimde çok ama çok yakışıklı bir çocuğun oturduğunu gördüm. Görevlide aynı şeyi gördü herhalde ki çocuğun yanına gitti ve kulağına eğilip bir şeyler söyledi. Çocuk gülerek ayağa kalktı. Bana doğru gelmeye başladı ve yanağımdan makas aldı. Sonrada gitti.
Ciddi misin? Yani tanımadığın bir kızın yanağından makas almakta nedir? Tamam çocuk çok yakışıklıydı ve herkes böyle bir şey yaşamak isterdi ama yine de bana saçma geldi.
-Ne istiyorsun işte taş gibi çocuk yanağından makas aldı.
-Sen sussana be! Tanımıyorum etmiyorum niye alıyor makas kardeşim Allah Allah!
-Ben nasıl senin iç sesin oldum ayol bu ne böyle? Sevineceğine mal mal konuşuyor burda...
-Kızım zaten isminde hayır yok. Cabbariye ne lan Cabbariye!?
-O ismi bana sen koydun, biliyorsun değil mi?
''Doğru. Neyse sen sus artık bence yeter yani.'' dedim ve sonunda Cabbariye susmayı becerebildi.
Cabbariye benim mahalledeki çekirdek çitleyip milletin dedikodusunu yapan teyzeyle çok kafa olan mal bir kankanın birleşimi olan iç sesim. Altı senedir birlikte çok anı yaşadık. İsmini neden Cabbariye koydum hala bilmiyorum ama iyidir iyi severim yani kendisini.
Ben iç sesimle kavga ederken görevli bana yerimi göstererek ''Buyrun.'' dedi. Bende gülümseyerek karşılık verdim ve yerime oturdum.
Oturunca bir şey fark ettim. Tüm salon tıklım tıklımdı. Bir yer dışında her yer boştu. Yanımdaki koltuk boştu fakat görevli bana bütün koltukların dolu olduğunu söylemişti. Belkide yerin sahibi bir şeyler almaya gitmiştir. Derken yanıma sarışın bir çocuk oturdu. Uzun boyluydu ve gerçekten yakışıklıydı.
Yerine otururken başıyla selam verdi ve gülümsedi. Bana olan bakışları da gözümden kaçmamıştı. Rahatsız edici derecede olan bakışlardı bunlar.
''Sam Claflin hayranı mısın?''
Gelen ani soruya şaşırmıştım.''Hayranlık değilde oyunculuğunu çok beğeniyorum diyelim.'' dedim. Gülümsedi. Tam bir şey söyleyecekti ki ışıklar kapandı ve film başladı.
Film ilerledi ve Rosie hamile olduğunu öğrendi. Yani Alex'le birlikte gidemeyecekti ve en kötüsü de bunu Alex'e söyleyemezdi. O sahnede sanırım biraz ağlamıştım.
Yanımdaki çocuk bana baktı ve kulağıma eğildi. ''Neden ağlıyorsun?''
Çocuğa GamGam Style oynayan teyzeye bakar gibi bir bakış attım ve ''Sen filmi izlediğine emin misin?'' dedim.
''Bunda ağlanacak ne var ki?''
''Filmi kaçırıyorum konuşmasan harika olur.''
Bunu dedikten sonra kollarımı göğsümde kavuşturup filmi izlemeye devam ettim.
''Filme nasıl girdin? Yani bana son koltuğun benimkinin olduğunu söylemişlerdi de.''
''Evet, yer yoktu zaten ama ben ısrarla müdürü arattım ve müdürde girmeme izin verdi. Koltuğu nasıl ve nereden buldular bilmiyorum. Ben geldiğimde biri oturduğum yerden kalktı ve beni oturttular. Müdüre hayran kaldım diyebilirim''
''O şu an yanında olsaydı ne yapardın?''
Güldüm ve''Bilmem sarılırdım herhalde.'' dedim.
'' O zaman bana sarıl.''
''Ne?''
''Müdür benim. Seni kameradan gördüm ve girmene izin verdim. İzin vermeseydim bir şekilde yine gireceğini anlamıştım. Senin yerinde oturan çocuk benim arkadaşımdı. Filmi onunla izleyecektim. Ama senin bu filme girmeyi çok istediğini görünce filmi seninle izlemek istedim.'' dedi. Şok olmuştum. Yaşlı diye beklediğim müdür genç ve yakışıklı çıkmıştı. Ayol şansım döndü resmen.
''Şimdi sana sarılmalı mıyım?'' dedim işaret parmağımı ona uzatarak. Güldü. Kollarını iki yana açtı ve ''Eğer yalancı değilsen sarılmalısın'' dedi.
Bir düşündüm.
Bana yaptığı bu iyilikten sonra küçük bir kucaklaşmanın ne zararı olabilir ki? Sonuçta yaptığı şey çok iyi bir şeydi ve istediği tek şey bir kucaklaşmaydı.
Bu yüzden açtığı kolları gibi bende kollarımı açtım ve ona sarıldım. Ona sımsıkı sarıldım. Nedensiz bir şekilde onunla aramda bir bağ olduğunu hissettim. Kalbim çok fazla atıyordu. Neden bilmiyorum. Ne saçmalıyorum ben ya! Daha adını bile bilmiyorum çocuğun. Kız, Cabbariye noluyor kız bana?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıllar Sonra
Teen FictionHerkesin çocukluk aşkı olmuştur. Masumca elini tutup,yanağına küçücük bir buse kondurduğu o çocukluk aşkı olmuştur. Fakat bir zaman sonra unutulmuştur. İleride gülünüp geçilmiştir. Ama onlar unutmadı. Aşıktı onlar. Yıllar geçse de unutmadılar,unutam...