Ee azıcık da buna yazayım o zaman.
Magnus ile normal antrenman sonrasında bir araya gelmiştik ve bugün onunla birazcık antrenman yapacaktık.
Kendim için özel olarak hazırlattığım ve sarayın içinde var olan güzel bir kılıç antrenman odası vardı. Bazen burada bazen de temiz havada antrenman yapıyordum. Magnus'u buraya getirmek istemiştim.
"İşte, özel olarak tasarlanmış kılıç odam burası." Deyip odayı Magnus'a gösterdim. Magnus odayı incelerken ben de onu inceliyordum.
"Gerçekten çok güzel bir oda prensim, zevkiniz cidden iyiymiş."
"Evet öyledir." Deyip iç çektim. "Biraz kendinden bahsetsene bana, seni tanımak istiyorum."
"Neyden bahsedeyim prensim, anlamadım."
"Neler yapıyorsun normal yaşamında, nelerden hoşlanırsın? Daha önce hiç bir sevgilin ya da benzeri bir şeyin oldu mu? Öyle... genel bir şeyler işte. Bahset, seni tanımak istiyorum."
Yan taraftaki içki bardaklarına yönelip ikimiz için birer içki doldurmaya başladım.
"Ben... antrenman yapacağız sanmıştım."
"Onu da yaparız, sen sorunlarımı cevapla önce." Deyip içkiyi ona uzattığımda bir süre bardağı bakıp sonrasında elimden bardağı aldı.
"Daha önce pek ilişkim oldu denemez, birkaç başarısız deneme sadece hepsi bu."
"Güzel... şey yani kötü diyecektim. Doğru düzgün bir ilişkin olmadı yani."
"Olmadı." Deyip elindeki içkiden bir yudum aldı. "Aslında içmeyi sevmem."
"Ah üzgünüm, sormadım bile." Deyip elinden içkiyi alıp ona bir adım yaklaştım. "Kaba olmayı istemezdim."
Birden geriye çekildi ama bunu çok ani yaptığı için yandaki vazoya elini çarpıp vazoyu düşürmüştü.
"Ben... çok... çok üzgünüm prensim."
"Magnus önemli değil." Deyip onu bileğinden kendime çektim. "Önemli değil, sana kızmadım."
Bir elimle bileğini tutarken diğer elimi yüzüne çıkardım ve yüzünü yavaşça sevdim. Yaptığım harekete şaşırmış bir halde elime bakmaya başlamıştı.
"Antrenmana geçelim mi?" Dediğimde başını tamam dercesine sallamıştı.
"Geçelim."
"Ah ama geçemiyorum, çok güzel bakıyorsun."
"Ben mi? Be... ben... iyi hissetmiyorum."
"Sakin ol, sadece sana iltifat ediyorum. Bu kötü bir şey mi? Hıı?"
"Ben..." yüzünü önüne eğip bana bakmayı kesmişti. "Buraya beni antrenman için çağırmadınız değil mi?"
"Hayır onun için çağırdım ama başka şeyler da yapabiliriz Magnus. Konuşmak, birbirimizden bahsetmek gibi... istemez misin?"
"Beni neden istiyorsunuz?" Dedi yüzüme tekrar bakarak. "Sadece yardımcınız olmam için olmadığını düşünmeye başladım."
"Bu konuda haklısın işte." Deyip elimi onun çenesine yerleştirdim. "Yardımcım olmanı istiyorum ama sadece bunu değil, senden başka bir şey daha istiyorum."
Dikkatli bir şekilde beni dinlemeye başladığında bakışlarım istemsizce dudaklarına kaydı.
"Hemen reddetme ve iyi düşün ama anlaştık mı?" Deyip bir parmağım ile çenesini okşadım. "Seni yatağımda da görmek istiyorum."
Birkaç saniye yüzüme anlamsız bakışlar atmıştı. Sonrasında derin bir nefes alıp benden uzaklaştı.
"Be... ben bunu yapamam ki." Deyip bana döndü ve korkmuş bir ifade ile beni süzdü. "Ben bir askerim, sizin yatağınızda ne işim olabilir benim."
"Ne işin olacağını açıkça söylememe gerek yoktur diye düşünüyorum."
"Ben bunu kabul edemem."
"İyi düşün Magnus. Seni hiç hayal edemeyeceğin şeyler bekliyor. Sarayda bir oda, fazlaca değerli mücevherler. Üstüne bir de benim gibi birisi ile olacaksın. Yine diyorum, iyi düşün."
"Ben daha önce kimseyle yatmadım, bunun nasıl olacağını bile bilmiyorum."
"Aslında istediğim şey tam da bu. Sana bunun nasıl bir şey olacağını gösterebilirim. Bir kralın yatağına gireceksin, bu senin için bir lütuf olabilir."
"Ben burada lütuf filan göremiyorum. Lütfen, bana bir daha bunu sormayın. Böyle bir şeyi kabul etmem gibi bir durum mümkün olamaz. Ben... sizin yardımcınız olabilirim ama yatağınıza girmem gibi bir durum mümkün değil. Eğer bunu kabul etmediğim zaman ikisini de kaybedeceksem sorun değil. Kaybedeyim."
"Hayır hayır, Yardımcım olmanı hala istiyorum. Bu konuda bir problem yok. Ama aklında diğer konu da kalsın, bunu senden istediğimi bilmeni istiyorum. Sana son derece açık bir şekilde söyledim bunu, hiçbir şekilde yalan söylemedim görüyorsun. Bunu düşünmeni istiyorum."
"Düşünsem bile fikrim değişmeyecektir." Deyip bana yaklaştı. "Lütfen bunu bir daha benden istemeyin."
"Çok masum ve tatlısın, inan bana istememek elimde değil. Şu ana kadar kimse dikkatimi bu denli çekmemişti."
Ona yaklaşmam ile bir adım geri çekildi. Bunu yapması ile yüzüme bir gülümseme yayılmıştı.
"Benden korkma tamam mı?" Deyip onu kendime çektiğim zaman biraz tedirgin olmuştu. "Korkmana gerek yok."
Yavaşça yüzünü kavrayıp yanağına bir öpücük bırakmıştım. Ona böyle yakın olunca kokusunu net bir şekilde hissetmiştim.
"Güzel bir kokun var." Deyip yanağına bir öpücük daha bıraktım ve sonrasında onu daha da germemek için geriye çekildim. "İstersen bugün antrenman yapmayalım, yarına erteleyelim."
"Benim için de iyi olur." Deyip geriye çekildi ve derin bir nefes aldı. "Üzgünüm, size beklediğiniz cevabı veremedim."
"Olsun, vereceğini umut ederek beklemeye devam edeceğim."
....
Alec'in bu flörtöz halini çok seviyorum ya absbnsd