14

669 44 125
                                    

Remus akşam hastaneden taburcu olmuştu. Lily onun tek başına kalmasını istemediğinden, onu kendisiyle evine götürdü. Remus pek ayık olmadığından itiraz edecek değildi. Lily onu her zaman geldiğinde kaldığı odaya yerleştirip yemesi için yemek almaya gitti.

"Lils daha iyi oldu mu?" James sordu. Gidip Remus ile de konuşabilirdi ama onu yormak istemiyordu.

"Bilmiyorum hayatım, iyi gibi ama yine de korkuyorum." Remus için hazırladığı tepsiyi alıp yanına gitti.

"Remy?" Remus gözlerini Lily'e çevirdi.

"Evet Lils?" Sesi fazla halsizdi. Gözlerinin feri çoktan gitmişti.

"Yemek yersin değil mi?"

"Istemiyorum ama yememi isteyeceksin o yüzden getir." Lily gülümsedi.

"Tamam o zaman yediriyorum?" Remus başını salladı. Uzun bir süre sessizlikle -ve itinayla ayrıca aşırı yavaş- yemek yedi.

"Lils?"

"Efendim?"

"Bugün Sirius'u gördün mü benim yanıma girerken falan?" Lily omuz silkti.

"Hayır Remus. Senin yanına girerken kimseyi görmedim." Gerçekten de öyleydi. Yine de Lily'nin içi rahat değildi. Doğruyu söylüyor olmasına rağmen ikisi arasında kalıp kaçamak cevaplar vermek istemiyordu.

"Çok özledim onu Lils. Denedim biliyorsun, unutmayı gerçekten denedim. Dört senede birisini aklından çıkarmak zor değil ki. Ama onu gördüm. Yine gözlerimin içine baktı, sanki ruhumu görecek gibi. Hiç savunmam yok onun karşısında. Onu seviyorum biliyorsun itiraf etmek, kabullenmek benim için zor ama Sirius beni istemiyormuş Lils. Bana dedi ki seni affettim, arkadaş kalalım seninle düşman bile olmak istemiyorum." Lily Sirius'un salaklığına sövmeden edemedi. Anlamıyordu neden Remus kalpsiz gibi davranıyordu ona? Remus asla birilerini sevdiğini kabullenemezdi. Çünkü kimi severse kaybedeceğini düşünüyordu. Ailesini kaybeden o küçük hala içindeydi işte! Tamam çoğu zaman Remus sinirleri alınmış gibi davranıyordu, sanki duygusuzmuş gibi. Ya da hep yeni birileriyle birlikte oluyordu ama herkes onu tanıyordu. Bilmiyorlar mıydı Remus'un karakterini? Remus ne yapsındı. O zaman kimsenin duygularıyla oynamış olur muydu?

Ama Sirius öyle değildi. Remus, Sirius'a herkese yaptığını yapamamış ona umut vermişti. En umutlu olduğu zamanda da başkalarının kollarına gitmişti. Yoksa Sirius onun nasıl biri olduğunu zaten anlamıştı. Eğer tek gecelik bir şey olsaydı umutlanmazdı. Fakat Remus her mutsuz olduğunda, sevildiğini hissetmek istediğinde soluğu Sirius'un yanında alıyordu. Sirius bu yüzden kırgındı ona. Remus bir sürü kişi gezip tekrar Sirius'a dönecekti. Sirius kabullenemezdi bunu. Nasıl kabul edebilirdi? Bu da onun karakterine tersti.

Bu yüzden Lily ikisine de hak veriyor ve daha fazla aralarında kalmak istemiyordu. Taraf seçmek de kesinlikle yapacağı bir şey değildi.

"Biliyorum Remy. Ama onu da anla kırgın sana. 4 senede geçmemişse seni hala seviyor demektir. Üstelik sevgilisi onu seninle aldattı."

"O kızı hatırlatma Lils. Aptalın teki. Ama yine de ona üzülüyorum. Bana bir keresinde yani sarhoşken -ayıkken ondan bahsetmezdi- demişti ki
'Sevgilim daha önce birini sevmiş. Bazen çok içtiğimizde, sevişip yoruluyoruz. Ben onu izlemek için yorgun gözlerimi zor tutuyorum ama o uyumuyor ve bana bakmıyor bile. Hep düşünüyor. Gözlerinde görüyorum sevdiği kişiyi. Sigara içmemi sevmiyor ama o zamanlar benim sigaralarımdan içiyor. Beni sevdiğine nasıl imkan vereyim ki şimdi? Yeterli değilim, kendimi değersiz hissediyorum. Bunun için seninle birlikte oluyorum. Seni sevdiğimden değil yani. O kadar kız ve erkek peşinde ama buna rağmen beni seçtin. İstediğim bu, yani seçilmek. Birilerinin beni isteyeceğini inanmak istiyorum. Sanırım buna ihtiyacım var. Çünkü kendimi çok çirkin ve değersiz hissediyorum. Beni seçmiş olman bana değerli hissettiriyor. Sevgilim de öyle mesela, çok yakışıklı ve gerçekten mükemmel her zaman istenilen, göze çarpan biri. Üstelik beni de seçti ama yarası var. Benden öncekini çok sevmiş. Beni nasıl sevsin? O kişiyi, benimle birlikte olduğunda pişman olacak kadar seviyor.' Bunları söylediğinde o kişinin kim olduğunu merak etmiştim ama Sirius olma ihtimali aklıma bile gelmezdi. Yoksa kızı gerçekten bırakırdım. Bu bahsettiği kişi benim Lils." Lily hayretle dinlemişti.

"Sirius seni hâlâ seviyordur Remus. Bakınca anlamadın mı?" Remus alayla dudaklarını kıvırdı. Lily hâlâ yemek yedirmeye çalışıyordu. Hiç yiyesi yoktu yine de Lily üzülmesin diye yiyordu.

"Seviyordur belki. Gözlerinde gördüğüm tek şey hayal kırıklığı, öfke, üzüntü gibi şeylerdi. Onu görmek istiyorum Lily. İlk tanıştığımız zamanlar saçlarını sürekli savurmasına sinir oluyordum ama şimdi en çok onu özledim. Farkında olmadan savuruyor saçlarını, hep sol elini kullanıyor saçları için."

"Remy ben sana ne diyeyim ki şimdi. Bir ara James getirsin onu." Remus kederle salladı başını.

"Hayır Lily. Sakın yapma bunu. Beni görmek istese zaten öyle şeyler söylemezdi." Lily kaşlarını çattı.

"Sen ne yapacaksın peki?" Remus omuz silkti.

"Bilmem böyle devam sanırım." Lily onun akmış gözyaşlarını silip ona sarıldı. "Seni seviyorum Lils." Lily boş tepsiyi kenara koydu ve tekrar Remus'un yanına döndü.

"Ben de seni seviyorum Remus."

"Saçlarımı okşasana Lils. Bugün güzel bir rüya gördüm. Sirius gelmişti yanıma. Onu hatırlarım." Lily, Remus'un saçlarını uyuyana dek okşadı. O uyuyunca alnına -annesinin hep yaptığı gibi- bir öpücük bırakıp aşağıya indi.

"Nasıl, konuştu mu biraz?" James sorunca Lily omuz silkti.

"Konuştuk. Uzun zamandır tutuyor içinde. Zaten o üzüntüye dayanamaz ki. Sirius ona, kendine yeni birini bul demiş. Çok mutsuz James. Onun bu halini görünce üzülüyorum. Nasıl üzülmeyeyim, o benim kardeşim. Sonra Sirius geliyor ne diyebilirim ki Remus aptallık etti. Ama ikinci bir şansı hakediyor. Çektiği acının hatrı var. Sirius zaten kendi aleminde, ikisi de üzgün. Seviyorlar işte birbirlerini."

"Sirius unutmak istiyorum diyor."

"Unutuyor mu? Hayır! Unutsa bugün oraya gelir miydi? Boşuna ona da kendine de acı çektiriyor. Çağır yarın konuşacağım onunla." Lily sinirlenmişti.

"Tamam çiçeğim. Söyleyeceğim." James eşine sarıldı. Doğrusu arkadaşlarının halinde olmak istemezdi. Kızıl saçlara bir öpücük kondurdu ve odasına çıktı.

Merhaba

Karakterler hakkında bir şeyler söylemek istiyorum.

Umarım biraz da olsun Jane'in yaşadığı hisleri anlamışsınızdır. Yaptığı kötü olabilir ama Sirius'un, Remus'a olan hislerinin altında eziliyor.

Bu arada Remus'un da neden sevdiğini bir türlü kabullenmediğini görüyorsunuz. Elini neye atsa hep kuruyor. O da artık yaşadıklarından sonra kendisine bir kabuk oluşturdu ve dışarıya hep yansıttığı şey ne kadar umursamaz olduğudur halbuki içinde kırılgan bir çocuk var. Bu yönünü Lily hariç kimseye göstermiyor bu yüzden Sirius'u kaybetti.

Sirius'un da en çok neye kırıldığını biliyorsunuz artık. Sirius asla ikinci kişi ya da alelade biri olmayı kabul edecek biri değil zaten karakteri buna müsait değil. O yüzden Sirius'a kızmayın. Dört sene boyunca unutma umuduyla gidip geri geldiğinde, unutmadığını anladığı ilk gün kollarına atlayamazdı zaten.

Neyse umarım beğenirsiniz.

Sizi seviyorum ballı çöreklerim 💕💕

Aurum (Wolfstar) AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin