B.1 - Beklenmedik Teklif
Geçmişim bana ne kadar uzak olsa da, aklıma ve hayallerime hep yakın. Hatıralar, anılar hep yakamda. Kurtulamıyorum, ne yapsam düşüncelerin sonu gelmiyo. Acısı derinden yakıyo kalbimi. Ancak ölünce unutur insan acılarını dediler ölmeyi denedim yapamadım. Her denememde başarısız oldum. Bileğimde 5-10 dikişten başka bi işe yaramadı. "Seviyorum" diye kandırıldım. İlişkide kaybettiğim gibi dostluklarımda çok dengesizdi. Birlikte büyüdüğüm kardeş dost sırdaş dediğim kişilerden defalarca kazık yedim. İftira atan, adımı çıkartan hatta sevdiğimi elimden alanı bile oldu. Yaşadıklarım genç yaşta olgun düşünmemi ve kimseye güvenmememi öğretti bana. Ve işte o... Kalp hırsızım. Beni defalarca doğurup tekrar tekrar öldüren, hem yaşama nedenim hemde katilim. Onu kelimelerle anlatamıyorum. Sadece içimde yaşıyorum. Herşeyini hemde, hasretini bile. 896 gün boyunca onunla nefes aldım, sevincimi üzüntümü onunla yaşadım. Herkesin özenerek baktığı nadir çiftlerden biriydik. Sebebini bilmediğim bir şekilde de ayrıldık. Sanırım çok mutluyduk, ve bu bize fazla geldi. O günden sonra ben, ben değil bir başkasıydım sanki. İğrenerek baktığım şeylerin başrolünde buldum kendimi. "Neden" diye sormak istemiyorum, hatta soramıyorum. Çünkü biliyorum cevabı yok. Hayatımı boka çeviren bir çocuk için mi bütün bunlar? Yoksa bu ayrılık içimde saklı müptezel kıvılcımı mı alevlendirdi? Bilmiyorum.
Bi yandan ellerini sert bi şekilde masaya vurup bi yandan da "BAM!" diye bağıran tanımadığım döl israfı sayesinde irkildim.
"Naptığını sanıyon lan sen ?!"
"Korktun mu?" diye sorduktan sonra büyük bir kahkahayla bankın yaslanma yerine oturdu. 180/85 boylarında kumral bir erkekti. Bebek gibi bir cilde sahip yüzünde hafif bir gülümsemeyle derin derin bana bakıyordu. Eliyle bişeyler hesaplar gibi yapıp;
"Sigarasızlıktan ölmek üzereyim. Yaklaşık olarak 2 saattir nikotinsiz kaldım" dedi
"Kalkar mısın lütfen?"
"Nedenmiş o matmazel?"
"Kalksana olm!"
"Deme la öyle bulmuşsun benim gibi yakışıklı çocuk bide kovuyo musun?" dedikten sonra yine aynı kahkahayı attı.
"Kalk yoksa..." sözümü kesip dalga geçer gibi;
"Eee? Yoksa naparsın? Döver misin?" diye sorup bir kahkaha daha patlattı. Onun bu alaycı tavırları canımı sıktığı için dayanamayıp bi anlık sinirle;
"Siktir git lan!" diye bağırdım
"Çok ayıp çok ayıp!" diyip elini ağzıma kapattı
"Bidaha duymayım ağzına biber sürerim" diye ekledi.
Eşyalarımı toplayıp ayağa kalktım. Kendi kendime söylenerek parkın çıkışına doğru yürümeye başladım. Koşar adımlarla bana yetişip kulağımın dibinde;
"Hooop hanımefendi nereye ya?"
"Senin olmadığın bi yere!"
"E ama daha karpuz kesecektik?" dedi, karşılık vermeden yürümeye devam ettim.
"Sen hep böyle inatçı mısın ya?"
"İmdat diye bağırıcam artık rahat bırak beni!"
"Sevgilin mi var yoksa?" diye sordu, cevap vermeyince konuşmaya devam etti;
"Adını söylemiycek misin?"
"Yok sana isim misim!" dememle diz çökmesi bir oldu. Konuşmama fırsat vermeden ellerimi sıkıca tutup;
"Bana aşık olabilir misin?" dedi... Aklıma geçmişim ve yaşadıklarım geldi. Bana yapılan ihanetler, terkedilişim, 896 gün, acı, nefret, sevinç, hüzün... Düşüncelerimi durduramıyordum. Gözümden akan yaş ile irkildim. Ellerimi ellerinin arasından çekip hızlı adımlarla yürümeye başladım, artık peşimden gelmiyordu. Neydi bu şimdi? Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Bi an önce köşeyi dönüp eve girmek istiyordum. Biraz daha hızlanarak parktan çıktım. Hala orda olup olmadığını merak ettiğim için dönüp arkama baktım. Ona baktığımda dizlerinin üstünde masum gözlerle bana bakıyordu. Ellerimin tersiyle gözümden durmak bilmeden ard ardına akan yaşları sildim. Bi nefeste yanına gidip hiç düşünmeden;
"Eğer benimle lunaparka gelirsen, sana aşık olabilirim" dedim.
Sea Arkadaşlar .d
Hikayenin okunacağını pek sanmıyorum ama yine de şansımı denemek istedim. Tepkilere göre devamı gelicek, eyvallah çektim tişikkir ittim ok grş by :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARKİSTAN
Teen FictionKitaptan; - "Bana aşık olabilir misin?" dedi... Hızlı adımlarla yürümeye başladım, bi an önce köşeyi dönüp eve girmek istiyordum. Aniden durup yaklaşık 10 dakika içinde yaşanılanları düşündüm. Arkamı dönüp ona baktığımda dizlerinin üstünde masum göz...