Ölüm cezası!
Bu beş harf ne de içler acıtıcı. Bir hafta. Bir hafta sonra kafam bedenimden ayrılacak. Mutsuzum. Eğer ki aşık olmadan önce ölseydim, belki de bir şey olmazdı. Ama aşıktım ve bu dünyanın en büyük acısıydı.
Onu bir daha göremeyecektim.
Neden mi ölüm cezası? Bilmiyorum. Tek bildiğim Kral'ın oğlu Taehyung'a aşık olmam.
Bana ağır bir ceza verdi. Taehyung'u da odasına kapattı. Ne acı durumdayız. Çok acıyor. Elime bağladıkları iğneli sarmaşıklar bile acıtmıyor canımı. Kalbim sanki ayrılmış bin parçaya. Toplayamıyorum.
Ben götürülürken Taehyung ve babası da vardı. Taehyung'un gözlerindeki acı... hâlâ dün gibi aklımda. Kalbimi de bıraktım orada.
Şuanda bir hücredeyim. Işık yok denecek kadar küçük bir delikten geliyor. O delikten gelen ışıkla yazmaya çalışıyorum.
Beni bekleyen gardiyandan öğrendim, tüm halkın önünde giyotine vurulacakmışım. Herkese iyi davranıyorlar, bana ise acımasızca. Yemeğimi onlardan az veriyorlar. Bu acıtmıyor. Kalbimin ağrısı geçince belkide bu denilen olabilir.
Taehyung, sana aşığım. Çok hemde. "Herkesin lanet bir önyargısı olması bizim ayrılacak olmamız demek değil", demiştin. Ayrılıyoruz, aşkım. Sonsuza kadar hemde. Üzgünüm Taehyung.
Çok üzgünüm...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kalbinin idam mahkûmuyum | taegguk
FanfictionYıl 1825 ve ben aşığım, Kral'ın oğluna.