Hz. İbrahim Hakkında Genel Bilgiler
Hz. Îbrahim, Kur'ân-ı Kerîm'de bildirilen peygamberlerdendir:
"Kitap'ta İbrahim'i an. Çünkü o, Sıtkı bütün bir peygamberdi." (Meryem 41)
Hz. İbrahim, Ulu'l-Azm denilen peygamberlerin üçüncüsü olup Mezopotamya'daki Keldani kavmine gönderilmiştir. Peygamberimiz Muhammed Mustafa (sav)'dan sonra Allah katında insanların en üstünüdür; çünkü ileride göreceğimiz gibi Allah-ü Teâlâ'nın varlığını kendi akıl ve mantığıyla bulmuştur.
Allah ona Halil'im (dostum) diye buyurdu. Onun için "Hâlilu'r-Rahman" olarak zikredilir. Kendisine on suhuf (sayfa) verildi. Oğulları, İsmail ve İshak Aleyhisselam'dan ziyade soyundan daha birçok peygamber geldiği için "Ebü'l enbiya" (peygamberler babası) da denilmiştir. Beni İsrail oğlu olan Hz. İshak, Arap kavmi ise diğer oğlu Hz. İsmail'den türemiştir. Babasının Âzer'in mi, Târuh'un mu olup olması hakkında ihtilaf vardır. Bir rivayete göre annesinin ismi Emile'dir. Hz. İbrahim peygamberimizin dedelerindendir.
Hz. İbrahim'in Hayatı
Hz. İbrahim'in yasadığı zaman ve mekan
İbrahim Aleyhisselam'ın nesebi Nuh Aleyhisselam'ın oğlu Sam'a dayanır. Hz. Nuh'un vefatı ile Hz. İbrahim arasında iki peygamber (Hz. Hud & Hz. Sâlih) vardır. Bu fâsıla (rivayete göre) 1143 senedir. Hz. Hud ile Hz. İbrahim arasında da 630 yıllık bir fâsıla olduğu bildirilmiştir. Doğum yeri Bâbil kentidir.
İbrahim Aleyhisselam'ın babası
Allah-ü Teâlâ Kurân-ı Kerîm'de : "İbrahim, babası Âzer'e." buyurmaktadır. Bu âyetten anlaşılacağı gibi Hz. İbrahim'in babası Âzer isminde idi. Ama, bazılarına göre İbrahim Aleyhisselam'ın babası -Kurân'da bildirilen- putperest Âzer değil, mü'min olan Târuh idi. Bu görüşü destekleyenler arasında meşhurları Abdülhakim Arvâsî, Kadı Beydâvî ve Senâullah Dehlevî vardır, ama Şii'ler de bunu söylemektedirler.
Bir rivâyete göre Âzer Hz. İbrahim'in amcası olup, Târuh'un ölmesiyle Emile ile evlenip, Hz. İbrahim'in üvey babası oldu. Tefsir yönünden bunu böyle açıklamaktadırlar: En'am suresinin manası: "İbrahim, Âzer olan babasına dediği zaman" anlamındadır. Böyle olmasaydı Kurân-i Kerîm'de "babası Âzer'e dediği zaman" demeyip, "Âzer'e dediği zaman" ya da "babasına dediği zaman" demek yetişirdi.
Âzer, kendi babası olsaydı "babası" kelimesi fazla olurdu demektedirler. Bir kanıt olarak Şua'ra suresinin 219. ayetini göstermektedirler. Bu surede Allah "Secde edenler arasında dolaşmanı da görüyor" denilmektedir. Buna göre Peygamberimizin sülâlesinde hiçbir putperest yoktur. Bu görüşü reddedenlerse, ki bunlar arasında Taberî, Ebû Hayyan ve Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır vardır, açık olan âyete (En'am, 74) bir mâna verilmek istenmiştir demektedirler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Araştırma ve Makaleler 1
Non-FictionLütfen Dikkat! Araştırma ve Makeleleri okumadan önce iyice düşünün. Sizi önceden uyarıyor ve dünya görüşünüzün temelli değişeceğini söylüyorum. Aynı konuda okuyacağınız diğer eserler size yavan gelecek ve sadece onun tiryakisi olacaksınız. Çünkü bu...