Merhabalar:) O kadar yoğun bir tenponun içersindeyim ki, eve gelir gelmez dışardan Aman Allahım! deyip kendimi hemen kanepeye atıyorum. Dersler, sınavlar, hocalar, arkadaşlar, ev arkadaşları, iş, iş arkadaşları, trafik, günün yorgunluğu, her hafta üçüşer üçüşer bölünen ev işleri vs. vs. Yazarken bile yoruldum anacım:) Günah bana, günaaah:) Vote veren ve tatliş yorumlarını benden esirgemeyen herkese çok çok teşekkürler:) Bu kadar benden galiba.. ha unutmadan, ithaf isteyen olursa yorumlarının arasına sıkıştıra bilirsiniz:) Öpüyorum en kocamanından^^ Keyifli okumalar. Beğenmeniz dileğiyle:)
Bölüm şarkısı; Farah Zeynep Abdullah- Sevdim. Unutursam Fısılda film'ine gittiğim zaman bu şarkıya bayıldığımı hatırladım. Umarım sizlerde beğenirsiniz^^
~
Açmıyor! Açmıyor! Açmıyor! Nerdesin kerem?! Nerdesin?! Allahım.. delireceğim! Kaç saat oldu bilmiyorum, kaçıncı arayışım bilmiyorum, elim ayağım titriyor korkudan. Her zaman olduğu gibi aklıma ilk Ya birşey olduysa ona? sorusu geliyor. O sinirle nereye gider ki? Cevdet baba o kadar sinirli ki, kerem'in gelmediğini bildiyi halde inmiyor aşağıya. Aralarındaki anlamlı veya anlamsız tartışma ne bilmiyorum ama demekki kerem'e çok kızgın. Ne olursa olsun, kerem ne yaparsa yapsın, belli etmese bile kerem herşeyi onun. Baba-oğul arasında çok gizli bir bağlılık var.. o kadar ki ben bile fark edemez oluyorum bazen. Ne kadar kızarlarsada bir birlerine, eminim şu an kerem'in aklı cevdet baba'da. Hoş cevdet babnında farkı yok ya.. yukarda balkonda kaçıncı sigarası oldu sayamadım. Kanepelere düzülmüş bir'an önce kerem'in gelmesini bekliyoruz. Benim endişelendiğim kadar nevim anne, halam'da çok merak ediyor, pek benim yüzümden belli etmeselerde. Aksel sabaha karşı devriyesi olmasına rağmen kanepenin yanında yerde oturmuş elinde kaşları çatık bi şekilde parmaklarıyla telefonunu döndürüyor. Can her zamanki gibi olumlu bir şeyler söylemeye çalışıyormuş gibi görünüp aslında içinin nasıl endişeyle yiyildiğini sürekli tırnaklarını kemirmesinden ele veriyor.
İstemsizce gülümsüyorum, iki gerçek arkadaşı her durumda yanında bulmak o kadar güzel bir şey ki, sanki and içmişler gibi ne zaman ihtiyaç duysam, burdalar. Derin bir nefes alan halam, salona çökmüş sessizliği bozarken sıkı sıkıya tuttuğum telefonun kilidini açıp bir kez daha arıyorum kerem'i. Sabahtan beri her arayışımda olduğu gibi sonuna kadar bekleyip açmadığında oflayarak gözlerimin dolduğundan habersiz pes etmeyip arıyorum tekrar. Yine aynı bekleyiş ve aynı sonuç. Dayanamayacağım artık.. ne olur Allahım kerem'e birşey olmasın. Lütfen.. ona eğer birşey olursa- yüzümü ellerimin arasına alarak düşüncelerime karşılık dudaklarımdan dökülen küçük hıçkırıklarla kanepede bacaklarımı kendime çekiyorum. Bir anda herkes sesime irkilip bana bakışlarını çevirirken yerden kalkıp aksel yanıma gelerek ellerimi yüzümden çekiyor. Durmadan kendiliğinden yanaklarımı ıslatan yaşları silsem bile fayda etmeyip tekrar yenileri ekleniyor üzerine.
" Zeynep.. canım benim ağlama bak." Hiçbir şey söyleyemeyip boğazımda düğümlenen iöleri çözmek ister gibi yutkunduğumda küçük bir tebessümle aksel, omuzlarımdan kollarını sararak göğsüne çekiyor başımı. Ellerimi kendi kucağımda birleştirerek yüzümü göğsünde biraz daha saklayıp hıçkırıklarımı kendimi sıkmadan rahatlıkla serbest bırakıyorum.
" Zeyno? Hayatım yapma.. kerem yani biliyoruz adamı. Gelir birazdan.. bir siniri geçsin açar telefonlarımızıda. Gelir eve bak..kos koca adam, ne olacak ona Allah aşkına?" Çeneme kadar ulaşan göz yaşlarımı silip bana gülümseyerek bakan can'a hafifce kafamı sallıyorum, aksel omuzlarımdan kollarını gevşeterek parmaklarının ucu ile yanaklarımı siliyor gülümseyerek.
" Ağlama.. söz bak ben sana kerem'i bulup getireceğim, tamam mı? Hı? Ağlama! Benim kerem'e çocukluğumuzdan beri sözüm var.. senin ağlamana neden olmayacağım, izin vermeyeceğim ağlamana. Neden olanlarında ağızlarını burunlarını kıracağım! Bu kerem bile olsa.." Gözümün önüne gelen çocuklumuz ile ağlayarak kıkırdadığımda nevim anne gülümseyerek kalkıp saçlarıma öpücük kondurarak çıkıyor salondan. Nevim annenin arkasından bakan gözlerimi hızla aksele çevirerek yutkunup elimin tersi ile silmeye çalışıyorum sırıl sıklam olan yanaklarımı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
+18 Aşk Engel Tanımaz...
Romance"Tekerlekli Sandalye" ye mahkum genç bir kız. Hayatı tamamen "kıvırcığı"nın üzerine kurulmuş genç bir adam. Engellere rağmen... Acılara, herşeye rağmen... Birbirlerine kenetlenen iki insan... Tek ihtiyaçları'ysa bir Mucize sadece.. yalnızca bir ''Mu...