Hz. Lut

178 11 0
                                    

Kurân-ı kerîm'de ismi bildirilen peygamberlerden

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kurân-ı kerîm'de ismi bildirilen peygamberlerden. Hz. İbrâhim'in kardeşi Hârân'ın oğludur.[1][2] Hz. İbrâhim ve ona inananlarla birlikte Nemrûd'un memleketinden hicret edip Şam'a geldikten sonra, Lût Gölü yanındaki Sedûm şehri halkına peygamber gönderildi. İnsanlara Hz. İbrâhim'in dînini tebliğ etti.[1]
Kuran'da Hz. İbrahim ve Hz. Lut'un da aynı dönemde ve aynı coğrafyada yaşadıkları haber verilir. Hz. Lut ve Hz. İbrahim farklı kavimlerin içinde hayat sürmelerine karşın, birbirlerinin destekçisi olmuşlardır.[3]

Hz. İbrâhim'le birlikte Bâbil'den hicret edip, Şam diyârına geldikleri zaman Cebrâil gelerek Lût Gölü civârındaki Sedûm bölgesi ahâlisine peygamber olarak gönderildiğini bildirdi. Hz. İbrâhim'den ayrılarak Sedûm bölgesine gitti.

Bu beldede ahlâksız ve sapık bir millet türemişti. [1] Sedomlular bozuk ahlâklı, kötü niyet insanlar idi. Yol keserler, yolcuların elinde avucunda ne varsa alırlardı.[2] Putlara tapıyorlar, soygun yapıyorlar, zayıfları eziyorlardı. İğrenç olan livata (homoseksüellik; bugün tedâvisi mümkün olmayan AIDS hastalığına sebep olan cinsî sapıklık) yapıyorlardı.[1]
Sedom halkı, dünyada daha önce kimsenin yapmadığı sapık işleri, ahlaksızlıkları yapıyor, eşcinsel davranışlarda bulunuyor, azgınlıkta birbirleriyle yarış ediyorlardı. Hz. Lût, kavmini doğru yola davet ettiyse de aldırmadılar. Yaptıkları kötü işleri devam ettirdiler. Karısı da ona inanmayanlardandı.

Hz. Lût, "âlemlerden hiç kimsenin sizden önce yapmadığı hayasızlığı mı yapıyorsunuz? Siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz, doğrusu çok aşırı giden bir milletsiniz" (el-A'raf, 7/80-81); "evet, siz cahil bir milletsiniz" (en-Neml, 27/55); "yol kesiyor ve toplantılarınızda fena şeyler yapmıyor musunuz?" (el-Ankebût, 29/29) diyerek onları doğru yola davet etti, içinde bulundukları delâlet ve cehaletten kurtarmağa çalıştı.[2]
Hz. Lût, onları çirkin işlerden men edip, doğru yola dâvet etti. Bu husus Kurân-ı kerîmde Şuarâ sûresi 161-164. âyetlerde meâlen şöyle bildirilmektedir: "Kardeşleri Lût, onlara: Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş emîn, güvenilir bir peygamberim. Artık Allah'tan korkun ve bana itâat edin! Buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim âlemlerin Rabbine âittir, dedi."

Sedum halkı, Hz. Lût'un dâvetine uymadılar. İsyân edenler arasında kendi hanımı da vardı. O da kocası Hz. Lût'a inanmamıştı. Kâfirlerle bir olup, ona ihânet etmişti. Bu azgın ve cinsî sapıklıkla uğraşan kavim, îmân etmedikleri gibi Hz. Lût'u ve ona inananları memleketlerinden kovmaya kalkıştılar. Hz. Lût bu kavme nasîhat edip, doğru yola dönmezlerse Allah (cc)'ın azâbına uğrayacaklarını bildirdi. Buna rağmen isyândan ve fuhuştan vazgeçmediler. Hattâ Hz. Lût'a; "Doğru sözlü isen bahsettiğin azâbı getir de görelim." dediler. Sapık kavmin isyânının gittikçe artması üzerine Allah-u teâlâ onları cezâlandırmak için melekler görevlendirdi.

Bu melekler Cebrâil, Mikâil, Azrâil bir rivâyete göre de Cebrâil ile birlikte on iki melekti. Melekler, önce Hz. İbrâhim'e uğrayıp, kendisine bir oğlan evlâdı (Hz. İshâk) verileceğini müjdelediler ve azgın Sedum halkını helâk etmek üzere geldiklerini söyleyip ayrıldılar. Öğle ya da akşam vakti Sedum beldesine gidip Hz. Lût'u buldular. Melekler, nûr yüzlü genç delikanlı sûretinde Hz. Lût'un evine gelince Hz. Lût'un isyankâr hanımı, durumu azgın Sedum halkına bildirdi. Azgın Sedum halkı Hz. Lût'un evinin etrâfını sarıp misâfirlerini bize teslim et diyerek musallat olmaya kalkıştılar. Hz. Lût onlara nasîhat ettiyse de dinlemeyip kapıyı zorladılar.[1]

Araştırma ve Makaleler 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin