"şimdi şöyle ki, lütfen hangi paragrafa düştüğünüzü yazın sksnsksndiejd" yazmışım ilkine, ah güzel zamanlar... :")
ve güzel yorumlar
♡♡♡
"Hyung..." Sızlanarak içeri giren Jeongguk'a baktım, kapıyı kapatıp biraz ilerledikten sonra çantasını koltuğa atışını ve odasına paytak adımlarla çıkışını izledim. Aklım karışık ne kadar durdum bilmiyorum ama Jeongguk'un normalde okuldan döndüğünde bana sırnaşmaması ve direkt odasına çıkması beni endişelenirmişti.
Geri geleceğini düşünerek bir süre bekledim, o sırada elimdeki kitabı okumaya devam etmeye uğraşsam da her kelime Jeongguk'un ismine dönüşüyordu gözümün önünde. Bıkkınlıkla kitabı kenara bırakıp ona seslendim. "Gguk, bir sorun mu var?" Hyung diye sızlanıyor ama beni görmezden mi geliyordu?
Seslerini buradan bile duyabilirken kapısının önünde durup birkaç kez kapıyı tıklattım. "Aşkım?" Daha da alçalan hyung mırıldanmaları arasında onaylama almasam da kapıyı açtım. Aralanan kapıdan kafamı sokarak içeri göz attım. Işıkları bile açmadan, sabah odasını düzenlediğim gibi bırakıp ellemeden yatağına geçmişti. Yerdeki siyah pantolon ve kazağı bana, ne olduğu konusunda yeterince bilgi veriyordu. Çıplak baldırları ile yatağında uzanıp kalçalarını yatağa sürterken belini dikleştirmiş, elleri de iki tarafındaki çarşafları sıkıyordu. Bedenimi yavaşça içeri ilerletirken çoktan gözlerimim önünde oluşu sayesinde bedenim zevkle uyarılmıştı. Beni fark etmesiyle kafasını birden benden diğer tarafa çevirişi hoşuma gitmişti. Benim için sıralanırken beni görüşünde utanması. "Bebeğimi ne bu hale getirdi bakalım?"
Kapıyı açtığım gibi kapatıp, durmuştum. Sesimi duyuşu ama ona yaklaşmayışım dikkatini çekmiş olmalı ki beni izlemeye başlamıştı. Kısık gözleri kaç süredir bu halde olduğunu sorgulamamı sağladı. "Hyung, ah..." Bacaklarını daha da kendine çekip kalçasını yatağa bastırmıştı. Siktir, bilerek yapıyordu, sırf bilerek inliyordu önümde bu halde. Kapattığı gözlerini açtığında üstümdeki hırkayı çıkarıp ben de yere atmıştım. Gömleğimin kollarındaki düğmeleri açıp sırayla yukarı kıvırdım. Birkaç adım atıp yatağının başında durduğumda gözleri hâlâ eski olduğum yerdeydi. Parmaklarımı usulca kemerime atıp, çözdükten sonra çıkarmıştım. Siktir, hâlâ bana bakmıyordu. "Yüzüme bak."
Gömleğimi de pantolonumdan çıkarıp, ellerimi saçıma görürmüş geriye taramıştım. Çarşafı sıkan ellerini saç diplerimde hissetmek için nelerimi vermezdim. Bu sırada da dudaklarını birbirine bastırmış gözlerini yummuştu. "Aşkım, bana bak, hadi." Çıkardığım kemeri ellerim arasında düzleştirmiştim, bu da ikimizin sesi dışında odaya demir sesi yayılmasını sağlamıştı ki minik bebeğim artık mırıltı şeklindeki inlemelerini havaya bırakmıyordu.
Gözlerini yavaşça açıp kafasını yukarı kaldırıp bakışlarını bende sabitlemişti. Dolan gözleri bu ışıkta bile parlarken, titreyen alt dudağını hemen dişlemeye başlamıştı. Çok itaatkar görünüyordü, inkar etmeyeceğim. İstediğim bütün şeyleri yapmayacak olsam da birkaçı için aynısını söyleyemezdim. "İstiyorsan seni iyi hissettirebilirim aşkım, ne dersin?" Bir süre daha gözlerimin içine bakıp sonrasında kafasını sallamıştı. Siktir, nasıl göründüğü hakkında hiçbir fikri yoktu.
İzni alır almaz yatağının üstüne çıkıp bacaklarımı iki tarafına koyup üstünde yükselmiştim. Pembeleşmiş ellerinden birini, beyazlaşmış parmaklarından tutup tek tek açmaya başladım. Serbest kalan avuç içine dudaklarımı bastırdıktan hemen sonra diğerine de aynısını yapmıştım. İki elini de kafasının üstünde birleştirip bileklerini okşadım. "Sıkarsa söyle, tamam mı bebeğim?" Kemeri bileklerinden geçirip, üst üste gelmelerini sağladım. Her seferinde biraz daha sıkıştırıp tepkisini ölçerken altımda ve bu kadar yakında olmasam duyamayacağım bir tıslama çıkardığında gevşetip tamamen bağladım bu sefer kemeri. Hemen dikkatimi ellerinden alıp, burnuna minik bir öpücük kondurdum. Üstünde tamamen yerimi alırken bacaklarını okşayıp üstündeki siyah iç çamaşırını çıkarmak için yeltendiğimde kendini dokunuşumdan geri çekmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hyung, i need u to take off quickly inside me // taekook, oneshot
Fanfiction"İçimde hızlıca hareket etmene ihtiyacım var, hyung, lütfen..." Birkaç hıçkırık daha ağzından kaçarken hareketlerimi hızlandırmaya başlamıştım. "...beni ağlatacak kadar sert becer, lütfen." ♡ @va...