Multimedia;Sude
♤
Arif'in söylediklerinden sonra bir suskunluk çökmüştü.
Ne yalan söyleyeyim umurumda değildi. Bu yıl benim sınav senemdi milletin ergence kışkançlıkları çekemezdim.Arif sessizlikten rahatsız olmuş olacak ki konuşmaya başladı "Ya abi takmayın boşverin hadi kantine gidelim birazdan zil çalacak zaten." Diye bir öneride bulundu.
"Bana uyar hadi gelin aşağı inelim." Dedim ayağa kalkarken.Benimle birlikte Yağız ve Eylül de ayaklandılar ve sınıftan çıktık.
Kantine girecekken bir kız Yağız'a seslendi
"Beni reddedip de şununla birilikte olacağın aklıma gelmezdi Yağız." Dedi Sude olduğunu tahmin ettiğim kız ben iç sesimle tartışırken Eylül konuşmaya başladı."Olmayan şeye tabi gelmez gerizekalı. " dedi benim akıllı brocum.
Yağız Eylül'e 'kralsın' bakışını atıp Sude'ye döndü."Uğraşma Sude yeterince alçaldın daha fazla dibe batma ayrıca Berfinle benim aramda bir sey yok onu böyle bir seyle şeyle itham edemezsin " Dedi iğneleyici bir tonda.
Sude ise Yağız'ı hiç duymamış gibi yapıp bana döndü " A canım sen pek bir pasif kaldın öyle yoksa seni daha ilk günden korkuttum mu?" Dedi.
Kendileri savaş istiyordu.
"Bir, ben senin canın değilim." Dedim ona yaklaşarak
"Iki senden korkmam için azda olsa beyninin olduğunu bana göstermelisin ama ne yazık ki olmayan şeyler gösterilemiyor ne yazık ki bu yüzden şimdi kapa çeneni ve def ol
Eylül 'ün tabiriyle yallah!"Ve ben bu yaptığımla savaşa çoktan girmiştim.
Onu sinirlendirmiş olmalıydım zira bütün kantin ses seda çıkarmadan bizi dinliyordu ve Sude'nin bozulduğu her halinden belliydi.
Tam şu an bir polis memurunun Sude'yi çekiştirerek götürmeye çalışması ve Sude'nin "Bu iş burada bitmedi seninle tekrar görüşeceğiz " dediğini hayal ettim. Komik olurdu hem de bayağı.
Ama tabi böyle bir şey olmadı sinirden bozulan Sude'yi üç evetle uğurladıktan sonra kantindeki boş masalardan birine oturduk.
"Yalnız Berfin kızım sen ne yaptın öyle yaa vallaha gurur duydum seninle."Dedi Eylül
"Ne sandın bunca yıl bizde birşeyler öğrendik." Deyip göz kırptım Eylül'e
"Bu gün bizde ders çalışıyoruz değil mi?" Dedi Eylül.
"Ne dersi?"
Diye sordum anlamamış bir ifadeyle
"Kanka ben sana söylemeyi unuttum bizim hocalar 2-3 hafta sonra quiz falan yapmaya başlar ne olur ne olmaz hazırlıklı olmak lazım gerçi genelde bu hazırlık Yağız sayesinde olur ama biz de bir şeyler yaparız."dedi"Ee geliyorsun değil mi Berfin?"diye sordu Yağız
"Gelirim canım da annemi bir arayım çıkışta haberi olsun. Ne çalışıyoruz bir de.""Önümüze ne gelirse ama muhtemelen bu günün programındaki dersler olur boşuna evlere dağılmayalım şimdi." Dedi Yağız bana doğru
"Ya zeka fışkıriiiii" diyerek övdü Arif Yağız'ı buna hepimiz gülerken Yağız bana bakıyordu ne olduğunu soracaktım ki zil çaldı.
♤
Günün geri kalanı da aynı monotonlukla geçip gitti.
Son ders bittiğinde eşyalarımızı toplayıp sınıftan ayrıldık.
Okuldan çıkarken annemi aradım ikinci çalışa açtı."Alo anne nasılsın ne yapıyorsun?"diye bakımı sordum önce, öyle dan diye konuya girilir mi ilk baş normal bir şeymiş gibi konuyu açacak sonra da annenin insafına bırakacaksın gerisi ona kalmış.
"Iyiyim kızım sen nasılsın çıktın mı okuldan?" Dedi annem
"Çıktim anne de ben sana bir şey söyleyecektim Eylüllerde bugün ders çalışacaktık da oraya gidebilir miyim?"
" Git kızım ama fazla geç kalma vakitliceeve gel hadi öpüyorum."Dedi annem "Bende annecim hadi görüşürüz." Deyip telefonu kapattım.Yağızların yanına doğru yürürken "Hadi gidelim." Dedim ve bahçeden çıktık.
♤
Eylüllerin evine geldiğimizde kapıyı Dürdane teyze açtı.
"Geldiniz mi çocuklar ben de çıkıyordum sız rahat rahat çalışın bir kaç bir şey de yaptım yersiniz." Diyetle paltosunu giydi
"Yaaa Durdane teyzem ne zahmet ettin."Diyerek kendime 'yağcılarda inecek var dedirttim.
"Olur mu Berfin okuldan geldiniz kızım açsınız tabi." Dedi en anaç tavrıyla.
"Sağ ol Dürdane teyze." Diyerek Yağız da teşekkür etti.Eve girip kapıyı kapattık ve oturma odasındaki yemek masasına geçtik.
Biz Yağız ile kitaplarımızı çıkarırken Eylül konuşmaya başladı. " Biz Arif le şu mutfaktakileri getirelim siz çalışmaya başlayın." Dedi Eylül.
Masaya oturmadan bilegimdeki tokayla sacimi bağladım.
Yağız beni izliyordu sanki bir şey söyleyecekmiş de söyleyemiyormuş gibi." Dökül." Dedim emreder bir tonda. Hafifçe gülümsedi masadaki kitabını kapatıp bana döndü.
"Berfin, üzgünüm bugün için çok kötü bir duruma soktum seni inan istemezdim ama olaylar kontrolüm dışında gelişti." Dedi mahçup bir sesle."Boş ver önemli değil sen söylemedin ki o sözleri Sude söyledi bir de yapmadığınbir şey için üzülme." Dedim içten bir şekilde ben bunu deyince gülümsedi. Tekrardan derse dönmüştük ki Eylül ile Arif geldi.
Ve tabi ellerindeki tabaklar da.Dirket ıspanak boregine saldırdım evet saldırdım normal insanlar yerken, ben hobi olarak böbreklere saldırırım.
"Bence önce konuyu çalışıp sonra test çözelim."Dedim Yağız'a doğru o da tamam anlamında başını salladı.
Ve Arif'in söylediği konuyu anlatmaya başladı♤
Gerçekten Yağız'ın çok iyi bir anlayış tarzı vardı konuyu nasıl kavradıysa üstüne katarak bize aktarıyordu. Bu durumda anlamamak mümkün değildi.
Konu anlatımından sonra test çözmeye geçtik. Bu sene hakkında umurlarım vardı em azından çalışma azmin.
Testi çözerken yapamadığım bir soru çıktı Yağız'a döndüm."Yağız bakar mısın bu soruya anlamadım da." Diyerek kitabı uzattım.
"Bu mu?" Diyerek bir soruyu gösterdi.
"Hayır o değil altındaki. "Dedim .Soruyu hızlıca okuyup " Sen nasıl yapmaya çalıştın." Diye sordu.
Nasıl yaptığımı (!) Kısaca anlatıp ona baktım.
"Bak bu sorunun zor yolu ever bi şekilde yaparsan islem hatası yapma olasılığın artar. Nitekim de öyle olmuş." Deyip nasıl yapılacağını anlattı.
"Evet bu şekilde çok daha az işlem oluyor." Dedim heyecanlı
bir sesle, bu halim onu güldürdü."Evet öyle oluyor." Dedi muzhip bir tonda. Yine gülümsedi keşke hep gülseydi çok güzel gülüyordu insana kendini özel hissettiriyordu. Farkında olmadan Yağız dan hoşlandığımı fark ettim daha önce hiç böyle hissetmemiştim belki şu an yaşadığım ilerde gerçeğe dönecek , belki de yaşımdan dolayı olan saçma bir hoşlantıdan ibaret olacaktı.
Her şeyi zaman gösterecekti.