1.

396 40 17
                                    

Bölüm -1-
when i met you

Pazartesi - 05.58

Gece, yerini gündüze vermek için hazırlanırken boğuk karanlığından yavaşça taviz veriyordu. Boş sokakta cırcır böceklerinin sesinden ve kaykayımın sesinden başka bir ses yoktu. Ha birde kulağımdaki  Shane Filan 'when i met you' şarkısından başka.

Siyah kapşonlumun şapkasını kafama geçirirken tek ayağımla kendimi itekleyip kaykayımla ilerliyordum. Şafak vaktinin getirdiği hafif serinlik şortumun boşluklarından sızıp beni titretirken hızımı arttırdım. Hava koyuluğuna biraz su katıp etrafı yumuşatırken sanki koyu mavi bir camın arkasından izliyormuşsun gibi bir his bırakıyordu.

Kaykaya yön verip sağdan döndükten sonra işte karşımdaydı. Büyük park; bir kısmı dümdüz bir kısmı spor aletleri ve bir kısmı da rampalarla dolu bir yerdi.

Her gün erkenden kalkıp buraya gelirdim. Etrafta insan olmamasını değerlendirip kendi halimde kaykay sürerdim. Bazen olabildiğine hızlı bir şekilde yol alır bazen de rampalarda akrobatik hareketler denerdim. İlk başlarda bir kaç el soyulması, diz veya dirsek kanaması gibi ufak yaralar baş gösterse de alışmış ve hareketleri iyi yapmaya başlamıştım.

Düz meydana yaklaşmaya başlarken çıkardığım kulaklıklarımı cebime attım ve gelen ufak tekerleklerin yerle birleştiğinde çıkarttığı sese döndüm.

Giydiği patenle bir iki saniye dengesini sağlayıp hemen ilerlemeye başlayan sarışın çocuk, beni şaşırtmıştı. Bu saatte buraya kimsenin gelmediğini biliyordum ve bu bir ilkti.

İki yana açtığı kollarıyla o kadar hızlı hareket ediyordu ki hafif ilerleyip onu daha yakından izlemek isterken buldum kendimi.

Dik ve şekilli vücudu bu işi uzun zamandır hakkını vererek yaptığını kanıtlarken olduğu yerde bir süre döndü ve patenlerinin çıkardığı kötü sürtünme sesiyle olduğu yerde durdu.

Bakışları bana değip kafasını eğdi ve nefesini düzeltmekle uğraştı. Daha fazla ayakta dikilip onu izlemeyi sürdürmemek için hırkamı çıkarıp rampaların oraya yöneldim.

1 gün önce
Pazar - 14.20

"Büyükannene iyi bak tamam mı Jimin?"

"Merak etme anne."

"Varınca ara beni."

"Tamam anne."

Kulağımla omzum arasına sıkıştırdığım telefonu elime alıp aramayı sonlandırdım. Küçük valizimi görevliye bagaja koyması için verirken otobüse binip koltuğumu aramaya koyulmuştum. Her zaman ki gibi annem istediği şeyleri sıralayıp beni bunalıma sokmayı başarmıştı. İki haftalığına babaannemin yanına Busan'a gidiyordum. Zaten paten antrenmanlarını da kaçıracaktım. Kendimden yeterince ödün vermişken beni daha fazla sıkmaları sinirlerimi daha da bozmaya yetiyordu.

Seul'de ilk sıralarda adımı bulabileceğiniz bir buz patencisiydim. Düzenlenen küçük yarışmalarda derecelerim vardı ve şimdide iyi biri tarafından keşfedilmiş iyi şartlar altında güzel bir eğitim görüyordum, taki bugüne kadar.

Haberim olmadan -benimle ilgili-  alınan ani bir kararla antrenmanlarıma ara verip Busan'a gidiyordum.

Neyse ki patenlerimi götürüyordum da orada ki bir parkta, aynısı gibi olmasa da biraz pratik yapabilirdim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 03, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

when i met you, kookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin