Birkaç saat sonra önce elleri titremeye başladı. Söylediğine göre zaten bir süredir Cennet içmeyi azaltmıştı.Ama aniden bırakmak farklıydı. Cennet'in sunduklarından sonra onu geri almak; beynindeki bütün tüm hücrelerin işkence çekmesi gibiydi. Gece yarısına kadar tek hap almamıştı. Ve gözleri Cenneti geri sister gibi bakıyordu. Bedeni bu isteğe direnemiyordu.
Saatler içinde sadece elleri değil tüm bedeni titremeye başladı. Önce üşüdüğünü söyleyip yorganın altına girdi.Sonra terlemeye başladı, dakikalar içinde ateşi 39 gördü. Sonra kasılmaya başladığında ona sarıldım. Kulağına "yanındayım" diye fısıldıyordum.
Ama bir süre sonra beni duyduğuna şüphe etmeye başladım.
Hızlı bir hareketle yataktan çıktı. Duvara sırtını yaslayıp yere oturdu.Çaresizdi...
Saçlarını çekiyordu , sırf kendine hakim olabilmek için , onu durdurmaya çalıştım. Kendine zarar vermesine dayanamazdım.Bana baktığında gözleri kıpkırmızı olmuştu. Dişlerini o kadar sert sıkıyordu ki, sesi bana geliyordu.
Birden ayağa kalktı, etrafa bakındı birşey arıyor yada hatırlamaya çalışıyor gibiydi.Sonra durdu hipnotize olmuş gibi yürümeye başladı. Ne yapmaya çalıştığını anladığım anda duvarda ki çerçeveye koşturdum.Önüne geçip sırtımla çerçeveyi kapattım. Altında sakladığı cennetleri almak istediğini biliyordum.Duvarla arasına girdiğimi görünce durdu..
Ama burnundan soluyarak bana bakıyordu.
Bu bakışı beni korkutabilirdi, ama şuan ondan daha güçlü olmalıydım. Elini koluma attı tutup beni itikleyip yada yatağa
doğru itmesini bekledim.Sanırım onun aklından geçen de buydu ama o direnmeye çalışırcasına kolumh sıkmaya başladı. Parmakları tenimk acıtacak baskı yapınca yüzümü buruşturdum.Acı çekmem onu kendine getirmiş olacak ki, parmaklarını benden hemen çekip uzaklaştı. Gözlerini sıkı sıkı kapattı. Açtığında öyle hızlı bir yumruk indi ki duvara , sanırım yanağımın birkaç santim yanından geçen vuruşun sesini bile duymuştum. Tablo yere düştüğünde yutkundu.."Sanırım beni burdan çıkarmalısın"
Sanki son nefesi kalmış gibi konuşunca, beline sarılıp onunla birlikten yürümeye başladım Aşağı inecek kadar güçsüzdü. Elime ilk gelen kapıyı acik içeri girdim.Girdiğim yer banyo olunca çıkmak için geri hamle yapacaktım ki atilla kolumdan ayrılıp kendini küvetin içine oturdu...
"Sence sağ çıkabilecek miyim ?"
O gülmeye çalışırken yüzümü ona yaklaştırdım.Dağılmış saçlarını alnından çekip gözlerine baktım...
"Söz veriyorum , ölmene izin vermeyeceğim!"
Yüzüme çaresizce uzun uzun bakınca gözlerim dolmuştu tam geri çekilecekken elimden çekip ona doğru daha da yaklaşmama sebep olmuştu belimden tutup kendine çekti ve yanına bende küvetin içine oturdum.Ona sıkı sıkı sarıldım.
Beni sokakta bulduğu kedi yavrusu gibi sarmaladığında iç çektim. Onun dudakları alnıma değdiğinde ise ağlamaya başladım. Benim ona destek vermem gereken yerde , göğsüne yaslanmış, aptal gibi ağlıyordum.Öyle çok ağladım ki, sonunda beni kendinden uzaklaştırdı. Rahatsız da olmuş olabilir diye düşündüm , üstü neredeyse benim gözyaşlarımla ıslanmıştı.
Emin değildim.
Hafif titreyen parmak uçlarıyla çeneme dokundu.
"Ben.." dedi ama devamını getiremedi.
Son nefeslerini verir gibiydi , nefes alışları...
Aklıma ilk gelen şeyi söyledim..." Dayan cennet " dedim.
Acı çektiğini saklamaya çalışarak , gülümsedi...
Parmakları yanağıma indi, okşamaya çalışsada gücü yetmedi.
İkimizde artık eş değer sıcaklıktaydık.Gözlerime bakarken , başımı tekrar göğsüme yasladığımda kaçmaya çalıştığım şey gözyaşlarım mı?
Yoksa başka birşey miydi emin değildim...İyi okumalar
♥♥♡♥♡♥♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sol yanım >Cennet< ~Serisi 2~
Подростковая литератураCennetle tanışmaya cesaretiniz var mı? Sırlar kapısı aralanıyor ve merakla beklenen cennet kendini Ele veriyor.. Nazlı artık herşeyi göze alarak cenneti araştırmaya başlar. Nazlı cenneti tanıdıkça ona daha yoğun duygular beslereken , bir yandan da...