"Allah'ım o çok güzel ama kokmuyor, gülümsüyor ama hissetmiyor..."
Genç kızı nazikçe kucağına aldıktan sonra cesaret verircesine gözlerine baktı.
Gerçekten kim kime cesaret vermeliydi? Burada üç buçuk atan sadece Brett ve köpeğiydi.
Gelen bir cesaret ile genç kızı banyodaki küvete tekrardan oturttu ve musluğu açıp ılık suyu ayarladı. Şofben başlığını genç kızın eline verdiğinde kızın garip ifadeler ile eline akışına baktı ve şampuan alıp saçlarını köpürtmeye başladı.
Akan sıcak suya uzun bir müddet bakıp içip içmemesi gerektiğini düşündükten sonra sıcak olduğu için içmemeye karar verse de bu garip adamın kafasına ne yaptığını merak ediyordu.
Tenine değen ılık suyun verdiği muazzam his ile olduğu yerde gevşedi ve huzurla gözlerini kapattı. Burada sonsuza dek durabilir miydi?
Brett nazikçe saçlarını köpüklerken kızın gözlerini kapatmış haline baktı şaşkınca. Siyah kirpiklerinin gölgesi elmacık kemiklerine düşmüş, naif naif titriyordu.
Dudakları gerçekten nasıl bu kadar kırmızı olabilirdi?
Bir an alıcı gözüyle bakınca, kız çok güzeldi.
Başını iki yana sallayıp uyuklayan kızın elindeki şofben başlığını aldı ve kenardaki havluyu alıp ıslattı."Uyumaya gelmedik." diyerek çenesini kaldırıp da boynunu açığa çıkardığında gördüğü derin yaralara baktı.
İğneler kim bilir ne kadar zamandır oradaydı. Oluşan morluklar neredeyse boynundan yüzüne kadar çıkacaktı. Mide bulandırıcı gözüktüğü kadar insanın acıma duygusunu da dürtüyordu.
"Bunu sana kim yaptı böyle?" diyerek buruşturduğu yüzüyle içi acıya acıya boynundaki siyah kanını nazikçe temizlemeye başladı. Temizledikçe ortaya çıkan ezik ve çürükler içinden küfür ettikçe etmesine sebep oluyordu.
Boynundaki tüm kan gidip de derin yaralar ve defalarca açılıp kanamış kabukları kalınca şofbeni alıp küvetin dışına sarkıttığı saçlarını nazikçe durulamaya başladı.
Tanrı sonunda cenneti ellerine mi vermişti?
Huzur, bedenine bağımlılık yaptıracak bir mutluluk getirmişti. Asla bundan vazgeçmek istemeyeceğini düşündü ama önünde sonunda bunun biteceğini bildiğinden kırık ve kırgın hissediyordu.
Saçlarından akıp giden ılık su ve fanyanslara vuran sesi... Gerçekten büyüleyiciydi.
Brett, işi bitince elindeki şofben başlığını tekrardan kızın kucağına koydu ve gülümsedi.
"Sana annemin kıyafetlerinden getireceğim. Bekle." dedikten sonra odadan çıkınca genç kız tereddüt ile etrafa bakındı ve oturduğu yerden ayağa kalktı.
Kendini kurutup kurutmamasını gerektiğini düşünse de önce iblis yavrusunun ne yapacağını merak ettiğinden sadece öylece durdu ve bekledi.
Brett kurcaladığı dolabın içerisinden annesinin bir tek elbiselerinin olacağını anlayarak dudak büzdü.
"Anne, senin neden doğru dürüst elbiselerin yok?" diyerek sinirle homurdandıktan sonra eline gelen çiçekli beyaz bir elbiseyle ayağa kalktı ve çekmeceden açılmamış bir çift iç çamaşırı aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Canavar Yarattın
Fantasy[TAMAMLANDI.] UZAYLI'DA 1: 28 Şubat 2022 "Atın onu." Hayatımız başkalarının avuçlarında bir oyuncak gibi... Zamanı gelince pilini tak, gülerek karşısına geç ve ona sahip olduğun en değerli şeymiş gibi davran. Pili bittiğinde ise...