Bölüm şarkımız:
Ceren Gündoğdu - Tepetaklak●2 GÜN SONRA ●
Şimdi..Elime gelen taşları ardı ardına denize fırlatıyordum. Gözlerimden akan yaşlara aldırmadan durmadan , durmadan atıyordum. Kalbim paramparça, ruhum alev alev yanıyor. Nefessiz kalmış gibi hatta boğuluyormuş gibi hissederken o kadar hızlı nefes alıp veriyordum ki karşımdaki bu masmavi denizi ikiye ayırabilirdim. Şimdi nerde miyim? Bir kumsaldayım. Fazla insan yok . Arka taraflarda bikaç genç var . Arada insanlar geçiyor yanımdan. Ve önümde masmavi kocaman deniz var. Bana en iyi gelen şey. Deniz.
2 gün önceki olayları sindiremediğim için tekrar tekrar herşey gözümün önüne gelince deliriyorum. 2 gündür eve gitmedim. Babama yalnız kalmak istiyorum Selinlerdeyim yazarak telefonumu kapadım . İleride kiralık bir kulübe var . Orada kalıyorum . Elimden gelen tek şey buydu. Bikaç gün yalnız kalıp , şoku atlatıp sonra teker teker ilk önce babamdan sonra o pislikten hesabını soracaktım. O gün onları dinledikten sonra sessiz sedasız çıktım o evden. İğrençliklerine daha fazla katlanamazdım. Tek yaptığım şey ağlamaktı işte. Güçsüz bir kızım ben. Bir kere tepetaklak olurum sonra toparlanmam çok zaman alır. Şimdi ne yapacağım bilmiyorum. Nasıl olacağımı hiç bilmiyorum. Ben hayallere tutunan bir kızım. Varsa yoksa elimde hayallerim vardır hep. Renkliyimdir , neşeliyimdir. Çocuk ruhluyumdur. Ama bir kere yara alınca benim dünyam karambole döner. Şimdi de öyle oldu. Karambole girdim.
- Aptal... Aptal. Diye mırıldandım. Enesin dedikleri aklıma tekrar gelince elime ne geldiyse denize fırlatmaya başladım . Yetmedi ayağa kalktım bağırdım.
- APTAL! APTALLLLL! HERKES DUYSUN APTALIM BEN ! APTAL!
Gözyaşlarım dinmiyordu . Ellerimi saçlarıma daldırdım. Bağırıyordum, deli gibi haykırıyordum. İçimdeki yangın sönmüyordu. Kumları elime alıp denize atıyordum. Deliriyordum galiba. Bitmiştim ben. Eğilip büyük bir taş daha aldım denize atıyordum ki ,
Ayağıma takılan taşla yerle bir olacağım derken bir çığlık kaçtı ağzımdan . Gökyüzü tersine dönmüştü ve belimi kavrayan bir çift elle hızlıca dönüp o ellerin sahibinin boynuna asılmıştım. Evet. Bunu o an yapmıştım. O şekilde dururken kafamı kaldırıp o adamın gözlerine baktım. Derindi... Çok derin bakıyordu gözleri. Masmavi gözleri vardı. Bir insanı bakışlarıyla yerle bir edecek kadar etkileyiciydi . Kapuşonluydu ve saçlarından bir tutam alnına düşmüştü. Uzun boylu ve cüsseliydi.
- F-Felaket.
+ Anlamadım?
- Salak mısın kızım niye dıştan konuşuyorsun.
+Ha anladım sen onu diyorsun.
Deyip çapkın bir gülüş attı. Hemen toparlayıp,
- Aa şey yani felaket bir şekilde düşücektim son anda kurtuldum. O-onu demek istedim. Başka ne olabilir ?
Resmen kekeliyordum. Hemen kendime gelmem lazım. Anlamadığım birşey oldu. Sonra hemen toparlanıp o ellerini belimden çekerken bende ellerimi boynundan çektim. Kendimi düzeltip gözyaşlarımı elimin tersiyle silip o tanımadığım adama döndüm. Düz bir ifadeyle,+ Dikkat et sakar kız. Anlıyorum iyi değilsin ama , en azından yaşıyorsun. Az kalsın oda olmayacaktı .
Dedi ve arkasını dönüp bikaç gence baktı. Sanırım arkadaşlarıydı. Gidecekti ki kolundan tuttum,
Ama gözleri ellerime kayınca hızla geri çektim.- B-ben çok teşekkür ederim.
Dedim ama cevap bile vermedi . Sadece kafa sallayıp arkasını döndü.-Hey! Diye bağırsamda tenezzül etmedi. Arkadaşlarının yanından geçip gitti. O neydi öyle? Az önce ne olmuştu ? O kimdi ? Bilmiyorum ama çok garip biriydi. Hem hayatımı kurtardı hemde cevap vermeden gitti.
Kendime küfredip hızlı adımlarla kulübeme doğru gittim. Ve koltuğa oturup düşünmeye başladım. Bundan sonra ne olacağına. İlk önce hesap soracaktım. Sonrada o evden defolup gidecektim. Dağ evine falan değil. Küçük bir apartman dairesine taşınacaktım . Küçük bir mahallede usulca yalnız bir şekilde yaşayıp hayallerimi gerçekleştirecektim.
Düşüncelerimden sonra masaya geçip elime bir kağıt bir de kalem aldım.
Bana en iyi gelen şeylerden birini yaptım. Çizdim . Tasarımlarıma hayran olan çok insan vardır . Moda tasarım okuyorum ve bu hayatımın iyikisidir. Karşımdaki aynayı farkedince elime aldım. Yüzüme baktım. Yemyeşil gözlerim şişmiş , rengi koyulaşmıştı. Dudaklarım kurumuştu. Düz , doğal sarı ve uzun saçlarım vardı. Çok fena dağılmıştı. Son olarak çillerimle barışık bir kızım. Onlarda bir sorun yoktu. Hemen bir tokayla saçlarımı topuz yaptım. Akşam eve gidecektim. Şimdi yemek yiyip dinlenmeliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSUNLU AŞK
RomanceOnların ki ; yalnızlıklarla doğan , tesadüflerle büyüyen , inatla düşüp kalkan 'EFSUNLU ' bir 'AŞK' hikayesi . Onların ki farklıydı. Herkesten , herşeyden farklı... Efsun ♡ Bulut