4. Bölüm

181 41 9
                                    

- Kaç defa yattın? Gerçi senin gibi birinin sayması zor olur

Arifin boynuna yapışan Emre'yi kimse geri çekemiyordu.

- Gebertirim lan seni!

Boynundan tutarak sürükleyip yatın denize düşülmemesi için olan korkuluklarına dayadı.

-  Maviş bırak şunu

Sesi duyan bir kaç kişinin daha gelmesiyle Emre öksürmekten konuşamayan Ariften ayrıldı. Emre'yi daha sakin bir yere götürürlerken Deniz kimse fark etmeden masadan plastik şişeyi alıp yüzüne güçlüce geçirdi.

- Kiminle uğraştığına dikkat et. Pişman olursun

Açelya ayırmak için Denize dokunmasınlar diye engellemeye çalışırken. Deniz duracağı yeri bilmiş kendisi geri çekilmişti.

- Ben Emre'nin yanındayım

Sakinleşsin diye yanlız bırakılan. Biraz uzaktaki Emre'nin yanına gitti.

- Seni üzdü mü?

Emre geldiğini fark ettiği gibi doğrulmuş. Sanki tek bir "evetle" katil olacakmış gibiydi.

- Sen ne güzel bir adamsın

Şaşırdı. Kesinlikle beklemiyordu. Yinede karşılık vermesi gecikmedi.

- Sen nasıl güzel bir kadınsın

Gözleri birleşti. Gözlerini ayırmadan sorudan kaçmadığını göstermek istedi Deniz.

- Üzmedi. Acılara o kadar alıştım ki yargılanmaya, dinlenmemeye. Artık beni üzebilecek tek kişi yine benim

Deniz gözlerini manzaraya dikti. Ona bakarsa yıllardır akmayan yaşları akar diye korkuyordu.

- Acılarını hissediyorum Deniz. Görüyorum acılarını. İzin verirsen seninle beraber omuzlanmaya da hazırım

Hıçkırdı hayır ağlamıyordu, görünürde yaş yoktu.

- İçine akmasın yağmurların

Emrenin sözleriyle bir tane yaş aktı. Sadece bir tane yaş Emre'nin yüreğinde şimşeklere neden oldu.

- Ben tecavüze uğradım

Ağlayan Emreydi. Deniz'in yerine sesizce akıyordu yaşları.

- Ben hamileydim Emre, ben masum bir bebeğin katiliyim

Duymaya dayanamadıklarını yaşayan Denize dua etmeye başladı  Emre 
" lütfen onun acılarını bana ver "

- 16 yaşındaydım Emre. Kendimden nefret ederken taşıyamadım bebeği. Bu kadar güçsüzüm işte

Kesinlikle güçsüz değildi. Bu kadarına dayanan çok güçlü bir kadındı Deniz.

- Ben ne annem gibi intihar edecek kadar korkak ne de babam gibi ölüme gittiğini bildiği halde o yolda yürüyecek kadar cesurum. Ölemedim böyle canlı canlı gömülmüşken üstüme atılacak toprağı kaldıramadım. Ölmeyi bile beceremedim

Gözündeki yaşları silip. Güçlü olup Denize de güç vermek istedi.

- Sana sarılmayı o kadar çok istiyorum ki Deniz, kollarımı sana sarıp bir daha hiç ayrılmamak

Deniz dolu gözlerini gök gözlere kilitledi.

- Gidelim mi?

Emrenin ayağa kalkmasıyla  Denizde ona ayak uydurdu. Sadece Açelyanın bulunduğu az önce ki koltuğa oturdular.

Yasak Gülüşler (DEVAM EDECEK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin