marriage story | rosékook ✓

•10•

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar❤️

...

•Jeon Jungkook•

" Kontrolcü manyak." Elimdeki kadehi masaya bıraktıktan sonra parmaklarım yardımıyla saçımı düzelttim.

Tek bir kelimesiyle bile beni o kadar çok sinirlendiriyordu ki, utanmasam gidip tebrik edecektim.

Her şeyin kendi istediği gibi ilerlemesini istiyordu ancak karşısındakinin de bir insan olduğunu ve bu isteğinin imkansız olduğunu unutuyordu.

Tartışmak istemiyordum.

Yalnızca aynı evde yaşayıp, aynı masada yemek yedikten sonra aynı yatakta uyuyacaktık. Hepsi buydu, fazlası değildi. Ancak kendi gerildiği kadar beni de geriyordu ve bu canımı sıkmaya başlamıştı.

Üstünlük kurmaya çalıştığı aşikardı ancak karşısındakinin ben olduğumu unutuyordu.
Göstermediğim için dişlerimin var olmadığını sanıyorsa, yanılıyordu.

" İyi misin?" Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra omzuma dokunan Lalisa'ya döndüm.

" Tabii ki bu nasıl soru?" Omuz silkti.

Lalisa çocukluk arkadaşımdı.
Aynı okullarda, aynı sokakta, aynı sıralarda büyümüştük. Hatta gittiğimiz üniversite bile aynıydı. Bir yıldır Los Angeles'ta yaşaması, en yakın arkadaşım olduğu gerçeğini hiç değiştirmemişti.

Beni en iyi tanıyan kişi de oydu.
Bir şeylerin ters gittiğini anlamaması için salak olması lazımdı.

" Moralin bozuk gibi geldi." Çekinmeden hafifçe dalgalandırdığı saçlarını karıştırdığımda kaşlarını çattı. Yaptığım hareketlere verdiği tepkiler hiç değişmemişti.

" Yalnızca yorgunum." Gülümsedi. Konuşmak istemediğimi anladığını umuyordum.

Bu ilişkinin sahte olduğunu Lalisa'ya söylememe sebebim kendimce oldukça mantıklıydı.

Lalisa hayatı boyunca kendi mutluluğunun peşinden gitmiş, kendini mutsuz eden şeylerin hepsini hayatından çıkarma politikasını uygulamıştı.

Hatta sırf bu yüzden istediği mesleği yapmasına izin vermeyen ailesini Kore'de bırakarak Los Angeles'a taşınmış ve kendi markasını kurmuştu. Çoğu kişiye göre bu oldukça bencilceydi ancak Lalisa hayatı boyunca ailesinin gölgesinde yaşamış bir kadındı, o yüzden ona hak veriyordum.

Bu yüzden beni mutsuz eden bir işin içerisine girmeme hayatta izin vermezdi ve ben de onun yaptığı gibi kapıyı çekerek her şeyi arkamda bırakamazdım. O daima bir şeyleri koparıp atmaya meyilli ve yetenekli biri olmuştu, benim aksime.

" Tartıştınız mı?" Hafifçe gülümsedikten sonra başımı salladım. En azından bu konuda yalan söylemek istemiyordum. Tartışmadığımız bir gün yoktu ki!

" Aslına bakarsan, bu sıralar sık sık tartışıyoruz." Dudağını büzdü. Gözlerim Kwon ailesiyle konuşan Roseanne'deydi.

" Uzak mesafe ilişkisine alışmışsınızdır. Oldukça normal." Başımı sallayaraktan onayladım.

" Roseanne çok güzel ve aynı zamanda çok da başarılı bir kadın. Böyle biriyle evlendiğin için şanslısın..." Güldüm. Ne demezsin.

" Mı dememi bekliyorsun?" Göz bebeklerimi ona çevirdiğimde gözlerini devirdi.

" Evet güzel olabilir, evet başarılı olabilir." Ardından gülerek devam etti: " Evet çok güzel olabilir." Başımı öne eğerek güldüğümde bana katıldı.