Draco Malfoy;;
Yemek saati gelmişti ve arkadaşların yemeğe inmek için hazırlanmıştılar. Sen aç olmadığını, belki sonra geleceğini söyledin ve onlar yemeğe indiler.
Yatağından kalktın ve köşeye bıraktığın cübbeni giyip asanı da aldıktan sonra Ortak Salona indin. Herkes yemekte olduğu için Ortak Salon boştu.
Okulun çoğunluğunun yemekte olmasından yararlanıp koridorlarda dolaşacaktın. Ortak Salondan çıktın ve etrafına bakınarak dolaşmaya başladın.
Yanından geçen ve aynı binada olduğunuz kişiler sana selam veriyordu. Sen de karşılık olarak gülümsüyordun. Bir ürperti hissetmenle cübbene daha sıkı sarıldın.
Kulağına gelen ağlama, bağırma tarzı bir ses duymanla duraksadın. Etrafına bakındın ama etrafında kimse yoktu.
Belki uykusuzluktan veya açlıktandır diye düşündün. Sonra sesi tekrar duydun. Bu sefer sesi takip etmeye karar verdin.
Sesin kaynağını bulunca kafanı yavaşça içeriye uzattın. Draco ağlıyordu. Üstündekileri bir köşeye atmış sadece gömleği vardı. Ellerini musluğun yanlarına koymuştu.
Onu böyle görmeyi beklemiyordun. İçeriye adımını attın ve sesini duyurmamaya çalışarak içeriye girdin.
Ona biraz daha yakınlaşıp duvarın arkasına saklandın ve onu izlemeye başladın.
Çıkıp çıkmamakta kararsız kalmıştın çünkü Draco kızabilir ya da bir şey diyebilir, diye düşündün. Ama ağlaması gitgide şiddetleniyor gibiydi.
Draco suyu açtı ve yüzünü yıkadı. Gömleğinin iki düğmesini açtı ve saçlarını dağıttı. Onu bu halde görünce çıkmaya karar vermiştin.
Saklandığın duvardan çıkıp bir adım attın. Ardından ikinci üçüncü adım derken, dördüncü adımda suya basmanla ses yayıldı.
Draco aynadan arkasına baktı sonra eline asasını alıp arkasını döndü. "Hey, benim sakin ol." Ellerini havaya kaldırdın.
Draco seni görünce asasını köşeye bıraktı. Yere baktı ve köşede ıslak olmayan bir yer bulunca oraya oturdu. Kafasını ellerinin arasına aldı.
Sana bir şey demeyince ona doğru yürümeye başladın. Yanına oturdun. "Neyin var Draco?" Sana cevap vermedi.
Gömleğinin kolları biraz yukarıya kalkmıştı. Bu yüzden kolundaki, 'Ölüm Yiyen' işaretini gördün.
Tereddüt ederek kolunu tuttun ve gömleğin kollarını yukarı çekip işareti açığa çıkardın. Parmağını işaretin üzerinde gezdirmeye başladın. Draco sessizce seni izliyordu.
"Çok acıdı mı?"
"Hangisi? Seçim yapamamam mı? İşaret mi?"
Draco gözleriyle senin parmağını takip ediyordu. Elini işaretin üzerinden çekmeden ona baktın.
"Arkadaşların biliyor mu?"
"Sadece sen biliyorsun Y/N."
Bir şey demeden tekrar işarete baktın. Onun buna zorlanmış olmasına üzülüyordun.
Yine bir ürperti gelmesiyle onun üşüyeceğini düşündün. Cübbeni çıkarıp onun omuzlarına koydun. Draco bu hareketinle sana baktı ve buruk bir gülümseme verdi.
Elini tuttu ve senden destek bekler gibi yüzüne baktı. Ağzını açtı, tam bir şey diyeceği sırada gözlerinin dolduğunu fark ettin.
Draco kafasını eğdi ve gözyaşlarını serbest bıraktı. Daha deminkinin aksine daha sessiz ağlıyordu. İstemeden olsa da, sen de kendini kötü hissetmiştin ve gözlerin dolmuştu.
Ellerinizi ayırdın ve elini Draco'nun saçında gezdirdin. Ardından kafasından tutup onu kendine çektin ve göğsüne yatmasına izin verdin.
Bir elin hâlâ Draco'nun saçındayken, diğer elini Draco'nun omzuna koyup ona sarılıyordun. Kafanı da Draco'nun kafasının üstüne koydun ve öylece durdunuz.
Draco senin kollarının arasındayken, "Lütfen, beni kurtarmanın bir çaresini bul." diye fısıldadı.
📚// Hoşuma giden bölümlerden biri oldu kendisi. Uzun süredir Draco yazmıyordum ve bir anda aklıma böyle bir şey geldi. Sınır 20 vote.
----
ühühühhğhğhhüü🤧
ŞİMDİ OKUDUĞUN
harry potter ᱬ imagine ✓
Fanfic❝𝐢 𝐬𝐨𝐥𝐞𝐦𝐧𝐥𝐲 𝐬𝐰𝐞𝐚𝐫 𝐭𝐡𝐚𝐭 𝐢 𝐚𝐦 𝐮𝐩 𝐭𝐨 𝐧𝐨 𝐠𝐨𝐨𝐝.❞ ━ valla hep yazmak istiyordum, sonunda. ⓒlovingvincent_ || 250520