8 yıl sonra
Gözlerimi açtığımda yine aynı odadaydım, ne kadar uzun zaman olmuştu bu odaya dönmeyeli. İki defa yenmiştim o ileti, iki defa ölümü görmüştüm ve iki defa ailemden kopmuştum. Ne çok şey yaşamıştım şimdi kırklı yaşlarımın başındaydım, çocuklarım büyümüştü ve çocuğu zaman büyümelerini görememiştim. Bir zaman buna kemoterapi engel oldu daha sonra ise mesleğe geri dönüşüm. Ama akşamları hep bizim oldu, onlar benim yaşama sebebimdi işte, Ethan kucağıma ilk aldığım zamanı hatırlıyorumda. Neredeyse bir yaşına gelmişti, uzaktan sevmeler yormuştu ikimizi o mis kokusunu içime çektiğinde dünyalar benim olmuştu sanki. Babasına o kadar çok benziyorduki aylarca rahmimde taşıdığım, büyüttüğüm oğlum tırnağı dahi bana benzememişti. Şimdi on üç yaşında kocaman delikanlı oldu, dahada yakışıklı oldu oğlum. Babası gibi çok can yakacak ama sonunda o da biz güz gözlüğüsüne vurulacak. April benim güzel kızım ağabeyinden kalır yanı yok büyüdü güzelleşti. Çocuklarım inatla bana benzememişti, dokuzuncu yaş gününe aylar kalmıştı, heyecanla parti organize ediyordu Nazlım kendine arkadaş seçmişti.
Son bir kaç yıldır biricik kızımın doğum gününü Amerika'da kutluyorduk ama benim tekrar hastaneye yatmam buna engel olmuştu. Aslında İstanbul'da kutlamak bize daha iyi gelecekti, tüm ailemiz bizimle olacaktı. Şu hastaneden çıkabilirsem tabii, çok seviyorum hastanemizi. Hastalarımı iyileştirmeye ama, aması var işte bu kral dairesi gibi döşenmiş odamdaki hatıralar. Çektiğim acılar, ağrılar ve göz yaşları her metre karesinde göz yaşım vardı bu odanın hatta hastanenin. Başarılı bir cerrah olarak döndüğümde tekrar birbirimize döneceğimizi düşünmemiştim. Tekrar affedebileceğimi, yeniden ona tutkun olacağım ve çocuklarımızı taşıyacağımızı. Tedavide birlikte acı çekeceğimizi düşünmemiştim, bir kaç haftalığına gelmiş bir daha dönememiştim. Aile yadigar hastanemize, anılarımıza dönemem zannetmiştim ama başaramamıştım işte.
Aslında bu biricik ağabeyim ve can dostumda sebep olmuştu, bebek ben geliyorum demese sonsuza kadar nişanlı kalırlardı ve düğünlerinede gelmemiş olurdum. Ve bu hikaye hep yarım kalırdı, iyi öğrendiğim bir kaç şey var şu hayatta. Biri kaderin varlığıydı, ikincisi tesadüflerin bir nedeni olduğu, üçüncüsü ne olursa olsun gerçek aşklar birbirinden kopamıyordu işte. Ethan benim okyanus gözlü sevgilim, karşıma çıkarken benim yaşamam için var olduğundan habersizdi. Tesadüfler bizi birleştirirken tek bir nedeni vardı işte, kader bizle oynarken tek bir amacı vardı o da yaşamam. Tanrı bizi birbirimiz için yaratmıştı, birbirimizi yaşatmak için hiç bir şey amaçsız değildi. Ayrılmamızın bile bir amacı vardı bu hayatta, birbirimizle imtihan edilmeyi iyi öğrenmiştik işte.
Biz yok oluşlarımızla büyümüştük ama biliyorum ben hâlâ onun gözünde on yedi yaşındaki çarptığı kızım. Aşık olup öptüğü ilk kadın, görü görmez onun olduğunu bildiği tek kadın. Annesinin tek hatırası olan madalyonu verecek kadar sevebildiği kadındım. O benim ulaşılmazımdı, ama her düştüğümde yanı başımda olanımdı. Her pes ettiğimde ayağı kaldıranımdı. O benim tek ve gerçek aşkım, ölünceye kadarda öyle kalacak işte.
***
Ne kadar öyle durdum yatakta bilmiyorum ama gece aralıksız yazdığım bilgisayarıma bakmıştım. Şu hastane odasında tekrar elime almıştım ve bu sonsuz aşkı bitirmeye karar vermiştim. Kitap sayfalarında bitecekti ama biz sonsuza kadar yaşamaya devam edecekti. Okuyanlar ise bizi yaşatmaya devam edecekti hafızalarından silininceye kadar. Gözlerim yarı açık halde duran bilgisayarımdan alamıyordum son sayfayı yazmaya gücüm hem vardı hem bir yandan yoktu. İnsan kendine veda edebilir miydi ama etmem gerekiyordu işte, yavaşça ayağımı yataktan aşağı doğru uzattığımda. Terliklerimi aramıştım, güçlükle kalkabilmiştim. Serum askısı olmasa adım atacak kadar gücüm yoktu işte, ağrılarım ve sancım vardı ama istemiyordum uyuşmayı dayanabilirdim, dayanmak zorundaydım. Masayı çekiştirmeye başlamıştım yazmak için, pekte rahat olmayan yatağımın üzerine çıktığımda canım çok yanmıştı. Anı hareketlerde dikişler canımı çok yakıyordu, biraz yastığa yaslanmış beklemiştim acının dinmesini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okyanus'un Güz'ü - (Tamamlandı)
RomansaGelecek onu kansere hapis etmiş bir kadın, geçmişi ise tutkulu bir aşka; "Bir kadın düşünün onun okyanus gözlerinde boğulmaya korkan. " "Bir adam düşünün onun güz gözlerinde kaybolan.." Onların aşkı, tesadüfler üzerine kuruluydu, ama hayatta tesadüf...