Geçen sene Karanlık Sanatlara Karşı Savunma profesörünün performansı ile ilgili söylediklerimi geri alıyorum. Nedeni ise Profesör Lockhart. Bu adam tamamen işe yaramaz ve son derece sinir bozucu biri. Hakkında bildiklerime göre yazdığı kitaplardaki maceralar gerçek olsa da ne tam tamına doğru nede kendisine ait. Ve onun süslü cümlelerinin arasından gerçeği çekip çıkarmak beyin hücrelerimi kesinlikle çok yoruyor. Sanırım bu ders için kendi kendime bir çalışma programı hazırlamalıyım.
Ama o kadar yoğunuz ki bu konuda bir düzeltme yapmak neredeyse imkansız gibi bir şey. Sadece olumsuz şeyleri sıralamak istemem tabi ki. Sonunda neredeyse bir senedir üzerinde çalıştığım Saptanamaz Genişletme Büyüsünü sonunda tamamladım. Sadece 1 m3'lük bir alan olsa bile başarı bir başarıdır. Son derece kontrolden çıkan parşömen yığını ve kitaplarımı bez çantama düzgün bir şekilde dizdikten sonra yatakhanem ve bavulum kesinlikle daha derli toplu görünüyordu. Bu duruma en çok yatakhanedeki kızlar sevindi diyebilirim.
Haftasonu oynanacak Quidditch maçı Slytherin ve Gryffindor arasında gerçekleşecekti ve John rakiplerinin güç seviyesini incelemekte ısrar ettiği için seyir kulelerine ilk gelenlerden biriydik.
"Söylentilerde söylenen Nimbus iki bin birlerin ne kadar güçlü olduğunu görmek istiyorum." Sürekli bunu söylediği için biraz bıkkınlık verse de ne ben ne de Nev onu engellemedik. Yavaş yavaş kulelerin hepsi doldu. Geçen senenin final maçını andıran bir atmosfer vardı. Sonunda oyuncular sahneye çıktığında atmosferden etkilenip bizde coşkuyla bağırmaya başladık.
Tabi Gryffindor ezilmeye başlayana kadar. Süpürgelerin avantajı izleyen herkes için açıktı. Tüm bunlar yetmezmiş gibi birden Harry'nin olduğu yere musallat olan bir Bludger vardı. Hatırladığım kadarıyla sonunda Altın Snitch'i yakalasa da kolu kırılıyordu. Maçın sonu tam olarak beklediğim gibi bitti zar zor Gryffindor kazandı ve Harry Lockhart sayesinde kırılan kolundaki tüm kemikleri kaybetti.
Hufflepuff takımının kaptanı maçı değerlendirmek için John'u sürüklediğinden Nev ve ben yalnız başımıza geri döndük. Nev sürekli Quidditch'in ne kadar tehlikeli olduğunu söyleyip duruyordu. Tabi Slytherin'in haksız rekabete sebep olmasından dolayı biraz endişelenmişti. Bu gece canavarın tekrar geziye çıkacağını bildiğim için John gelene kadar diken üstündeydim. Nev'in geçen ders iksirden aldığı ceza ödevi olmasa John'u almaya gitmeyi teklif ederdim ama elim kolum bağlıydı.
Başrollerin yalnız başına dolaşmasından sonra kesinlikle belayla karşılaştığı bu dünyada beynimi peynir ekmekle yemediğim sürece buna kalkışmazdım. Ayrıca takım olarak geri dönecekleri için buna gerekte yoktu. Gergin olduğumu fark eden Nev'de gece yarısına doğru gerilmeye başladı. Neyse ki biz yerimizden atlayıp John'u bulmaya çıkmadan önce takımdaki herkes ortak salona girdi.
Uyumak için yatakhanelere çekilmeyen sadece birkaç kişi kalmıştı. Bu yüzden John yanımıza gelse bile ortamı rahatlatmak için maç stratejilerinden falan bahsetti. Salon boşalınca bana bakıp "Bir şeyler olacağını mı hissediyorsun?" dedi.
"Sanırım bu gece bir şey olabilir. Ama olmaya da bilir. Emin değilim sadece çok geç kaldığınız için biraz endişelendim."
"Cedric Slytherin'in sahip olduğu süpürgeler için endişeliydi bu yüzden konuştu da konuştu."
Ben biraz rahatlayana kadar biraz daha sohbet etsek de daha fazla uyanık kalamayınca yataklarımıza gittik. Mao'ya sarılıp bu gece Colin'in sadece taşlaşıp başına başka bir şeyin gelmemesi için dua etmeye başladım.
Pazar günü her zaman olduğu gibi ortak salonda vakit geçirirken Justin soluk soluğa içeri girdi. Sonrasında Ernie ile hararetle konuşmaya başladı. John söylediklerini duyunca bana endişeyle bakmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden Doğduktan Sonra Sakin Bir Hayat İstiyorum
FantasíaÖldüm ve tekrar doğdum. Zaman olarak geçmiş dünyamdan geride olduğu için devrim niteliğinde buluşlar yapan bir mühendis olmalı mıyım? Mühendisliğe gerek yok mu? Ben bir cadı mıyım? Üstüne üstelik Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okuluna davet mi edildi...