"insanın büyüdükçe mi artıyordu dertleri? Yaşadıkça mı anlıyordu insan gerçekleri..."
Yemeklerimizi bitirdikten sonra toparlanmaya başladık. Hesabı ödedikten sonra mekandan çıktık çok doymuştum, karnım patlıyacak gibiydi... Okula doğru yürümeye başladık. Zilin çalmasına 10 dakika kalmıştı. Okulun içine girdiğimizde etrafta fazla kimse yoktu. Kızlarla sınıfa doğru çıkarken gözüm kalerüferin önünde durmuş Elif'e kaydı. O an aklıma gitar kursunun olduğu geldi. Artık gitmemin bi anlamı var mıydı? Evet vardı. Bu sefer de kursa kendim için gidecektim onun için değil!! Bazı şeyleri kendim için yapma vakti gelmişti.
Sınıfa girdiğimde bi an kerem'le göz göze geldik. Tuaf bakıyordu, sanki... Sanki... Beni keşiyormuş gibi. Bu çocuk gerçekten fazla oluyordu. Acaba gidip konuşmalımıydım. Ama belki de böyle biridir yani bütün kızlara kesiyor olabilir. Ama yine de bana yapması hoşuma gitmiyordu, bi daha böyle bir şey görürsem gidip uyarırım, şimdilik bi şey yapmayacaktım.
Zil çaldığında rehber öğretmenimiz sınıfa girdi. Hoca kişisel görüşme yaptığı için bi kişiyi alıp diğerlerini serbest bıraktı. Kızlarla bahçeye çıktık meltem esiyordu. Çok güzel güneş vardı...
Bahçedeki banklar boştu, sadece bi sınıf dışarıdaydı. Kızlar da telefonlarıyla uğraşıyorlardı. Ben de boş boş etrafa bekınırken bi an da gözüm okul bahçesine giren Yağız'a kaydı. Sırtında gitar vardı tabi bugün kurs olduğu için getirmişti. O an gitarımın yurtta olduğu geldi aklıma benim de çıkıp almam gerekiyordu.
"Kızlar benim yurda çıkıp gitarımı almam lazım."
"Gelememizi ister misin?"
"Hayır, hayır gerek yok. Ben gidip gelirim"
"Tamam kanka sen çık, biz burdayız"
'tamam' yurda girmem için okuldan geçmem gerkiyordu çünkü okulun en üst katından yurda bi köprü uzanıyordu.
Okula girdiğimde asansörün açık olduğunu gördüm. Tuşa bastığımda asansör 2.kattan yukarı çıkıyordu ve benim yüzümden aşağı inmişti. Kapı açıldığında karşımda Yağız'ı gördüm. O, an ne kadar şanssız olduğumu bi kez daha hatırladım. Şu an yanaklarımın kıpkırmızı kesildiğine yemin edebilirim. Suratına takılı kalmış gibi gözlerimi üzerinden çekemiyordum. O da bana bakmıştı (biraz şaşırmış gibiydi) ama hemen çekmişti. Asansör ötünce kendime geldim yavaşça yanına doğru geçtim. Kalbim çok hızlı atıyordu, kendimi tuaf hissetmeye başlayınca asansöre tutunmaya başladım. Yemin ederim aynı saniye Yağız'ın sesini duydum.
"iyi misin?"
Sanki biraz endişeli sormuştu bu soruyu. Ama o, bu soruyu sorunca ben daha heycanlanmaya başladım.
"iyim"
Ağzımdan sadece bu kelime çıktı daha fazlasını yapamadım. 4. Kata geldiğimizde kapı açıldı ve Yağız asansörden indi. Kalp atışlarım yavaş yavaş düzene giriyordu. Keşke hiç gitmeseydi¡¡. Bi üst kata çıkınca bende asansörden indim.
Yurda yürümeye başladım. Odaya geldiğimde gitarım dolabın yanında duruyordu. Hemen alıp sırtıma astım. Tekrardan okula gitmek için odadan dışarı çıktım. Yurdun merdivenlerini inerken Yağız geldi aklıma artık gerçekten inanıyordum evrenin ona aşık olmamı istediğine... Sürekli karşıma çıkıyordu.
Okula geldiğimde direk sınıfa yürümeye başladım. Kapıyı çalıp içeri girdim gitarımı koymak için hocadan izin istedim. Koyduktan sonra sınıftan çıkıp kantine yürümeye başladım.
Tahmin ettiğim gibi kızlar kantinde oturuyorlardı. Yanlarına yürümeye başladım. Kantin biraz doluydu. Masaya oturduğumda kızlar tuaf hareketler yapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anlasana
Ficção AdolescenteDeniz içine kapanık bi kız 11.sınıfta okulun ilk günü yağız'ı görür ve ondan hoşlanır. Bi gün deniz gitar kursundayken yağız'ı görür ve düzenli olarak kursa gider ve deniz yağız'a gerçekten aşık olur ama yağız'ı hiç tanımıyordu yağız'a güvenerek hay...