Ertesi gün öğlene kadar uyudu.Uyandırmak için üstüne soğuk su dökmek gibi insafsızca bir yöntem denemiştim , ama işe yaramamıştı.Atilla küvette , ben ise banyo halısının üstünde otururken. Banyonun kapısı yarı açıldı. İçeriye girene bakmak için döndüğümde ...
"Pardon kızım , ben atilla bey'i odasına kahvaltısını getirmiştimde , odayı öyle görünce..."
Aklıma odayı ne kadar dağıtmış olduğum aklıma gelince , kafamı eğdim..
"Atilla bey iyi mi? "
Deyince ona baktım. Atilla küvette yarı çıplak görünce bir an aklıma o ihtimal geldi...
"Düşündüğünüz gibi değil dün.. şey.."
Devamını getirmemiştim.Ne diyebilirdim ki cennetten kurtarmak için onu ölümün ucuna kadar getirdim mi dicektim!
Abla bize bakıp gülünce ne desem boş olacağını anladım. Yanıma gelince.."Uyanmıyor " dedim.
Birkaç saniye düşündü. Sonra açıklama yapmadan atilla'yı küvetten çıkarmaya çalıştı, bana bacaklarını tutmamı söyleyince panikle dediğini yaptım.İtiraf etmem gerekirse atilla' yı taşıyan oydu. Ne de olsa eski topraktı.
Zorlada olsa yatağına yatırdığımızda ben yanında onu örterken abla kaşla göz arasında elinde bir tas ve mendille gelmişti. Mendili tas da ki suya batırdı.Yavaşça sıkıp , atilla' nin burnuna tuttu.Aynı şeyi defalarca tekrarladı. Atilla ilk yüzünü buruşturdu sonra da gözlerini açtı. O gözlerini açtığında çığlık atıp ilk ablaya sonra atillaya sarıldım. Abla ona diriltecek bir çorba yapmak için yanımızdan giderken, ben yatağın kenarına oturup saçlarını okşamaya başladım. Bütün gece uyanacağını kaçırmamak için uykusuz kalmıştım. Ama şuan hiçbir yorgunluğu hissetmiyordum. Bana bakıp gülümsedi , daha doğrusu gülümsemeye çalıştı..."Başardın " dedim sırıtarak .
Gülmeye çalışınca birkaç kez öksürdü.Boğazına dokundu.." Dirketen döndük diyelim, henüz birşey başardık sayılmaz bugünde zor olabilir.Sanırım daha fazla iğneye ihtiyacımız var."
O lafını bitirince nereye gidilmesi gerektiğini anladım. Ben gidicektim.Onu başımla onaylarken, hala tedirgindi. Ama ben çoktan üstümü giyinmiş aşağı doğru iniyordum ki , kapıdan seslenince geri dönüp kapıdan içeri baktım...
"Bu arada .. bir dahakine iğnenin yarısını yapmayı dene .Cennet değil ama sen beni komaya sokacaktın."
Utanarak gülümsedim.Kapıdan çıkmadan önce bana..
"Sadece iğne istiyorum " dememi istedi
"Ve kimseyle konuşma , birşey deme
Ve kendini hello kitty diye tanıt " dedi"Sen ciddi misin? " dedim.
"Asla öyle tanıtmayacağım!""Eğer ölmemi istemiyorsan , hello kittym olduğunu kabul etmen gerekiyor"
İmalı şekilde surat asıp odadan çıktım. Mutfağa gidip ablaya birkaç uyarı yaptıktan sonra , atilla'nın verdiği adrese gittim.
Atilla' nın dediği şekilde bir eski yıkık bir hastane vardı içeri girdim ve acil servis tarafında ki kırmızı bölge olan yere yürümeye başladım ışıklar yanıp söndükçe içimde ki korku arttı. İçeri de insalar vardı ama benim olduğum taraf çok sessizdi. Kan kokusu burnuma geldiğinde , aradığım kişiye odaklanmaya çalıştım. Bahsi geçen kişiyi bulduğumda... "Atilla bana parolayı söylemeni istedi."Gözlerimi devirdim.Birbirinden kalır yanı yoktu.Yanımda ki sedyeye düşecek kadar yorgundum.Ve o aksini düşünecek kadar sorumsuz olsa da atilla için di...
"İstedigimi verecek misin ?"
Yoksa kendim arayıp bulayım mı? "Sesli şekilde güldü. Ve önümde durdu...
"Atilla seni kızdırmamam konusunda nede uyardığını şimdi anlıyorum. "
Onunla oynacak zamanım yoktu.Canımın sıkıldığını belli edecek şekilde elimi uzatıp avcumh açtım. Ve gözlerine dik dik baktım. Teslim oluyormuş gibi iki elini havaya kaldırdı...
"Onu şu kızıl saçlı olan kızdan alman gerek , adı elif"
"P8 vermesini söyle ne kenini ne de atilla' nın adını vermene gerek kalmaz."Ben nedenini sormadan yeşil ışıklı olan koridora girdim. Renk bölümüne ayrılan bölümlerin bazılarında çığlıklar yükseliyordu.
Yeşil bölge oldukça sakin ve sessizdi en iyi bölümlerden biriydi.Elif ismi kızı sorduğumda parmaklarıyla işaret ederek koridorun sonunda ki kızı gösterdiler. Beline kadar uzanan kızıl saçları çok ahenkle dans ediyoe gibiydi.Yavaş adımlarla ona yaklaştım nedense elim saçlarıma gitti, at kuyruğumu sabitledim. Ve üstümü düzelttim.Onun önünde durduğumda bana bakışında belli bir duygu aradım. İfadesizce bana bakmayı sürdürdü..."P8 alca..."
Cümlem havada asılı kaldı. Kızıl saçları ile arkasını dönüp yürümeye başladı.
Gitmeli miydim?
Bilmiyordum...
Göz ucuyala beni sürerek gelemem için işaret yaptı. Açıkçası bu pek kibar bir hareket değildi, ama yinede yanına doğru yürüdüm.
Sayısız çekmece içinden hiç arama gereği duymadan çıkardığı küçük cam tüpü bana uzattığında , bu yaptığını gizlemek ister gibiydi.Bende hızlı bir hamleyele eline uzanıp aldım. İlacı çantama koyarken bana bakmadan konuştu." ne kadar dır? "
Diye sordu."Efendim anlamadım" dedim
"Atilla ile ne zamandır birliktesiniz!"
"Sen yan..." cümlelmi bitirmeden..
"Kendi hakkinds konuşanlar umrunda değil ama sen onun için hazinesin "
Nerden çıktı bu konu anlam veremedim.
Çekmeceyi kapayıp...
"Merak etme sen onu yanın da olduğun sürece kimse sana tek bir kelime edemez "
Tam konuşacaktım ki tepki vermeden yanımdan uzaklaştı.
Bende sadece ona bakakalmıştım.Oy ve yorumlarınızı
Bekliyorum
İyi
Okumalar
♥♡♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sol yanım >Cennet< ~Serisi 2~
Genç KurguCennetle tanışmaya cesaretiniz var mı? Sırlar kapısı aralanıyor ve merakla beklenen cennet kendini Ele veriyor.. Nazlı artık herşeyi göze alarak cenneti araştırmaya başlar. Nazlı cenneti tanıdıkça ona daha yoğun duygular beslereken , bir yandan da...