•11•

13.1K 1.1K 571
                                    

Arkadaşlar ayıptır günahtır sınır bu kadar hızlı geçilir mi? İnsanız yahu...
Ayriyetten bu iş sadece oyla olmuyor, yorumlar gittikçe azalıyor ve doğru orantıda yazma hevesim de azalıyor ona göre :(
Belki paragraf yorumu yapılacak bir şey yoktur ancak en azından bölüm sonunda bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yazmak çok da zor değil bence, ne dersiniz?❤️

İyi okumalar❤️

...

•Park Roseanne•

Jennie'nin üzerime tuttuğu gelinlikle yanaklarımı şişirdim ve başımı iki yana salladım. Topuklu ayakkabılarımı fırlatıp platformdan indikten sonra kendimi koltuğa attım. Kenardaki çilek kasesini elime aldıktan sonra dudaklarımı büzdüm.

" Evlenmek istemiyorum." Jennie hafif çaplı bir kahkaha atarak yanıma geldiğinde başımı koltuğa yasladım ve kaseden seçtiğim en büyük çileği ağzıma attım.

" Ya düğünde regl olursam?" Beyaz gelinliğe bulaşan kırmızı lekeyi düşündüm. Magazin manşetlerini. Düşüncelerimden arınmama yardımcı olacağını düşünerek başımı hızlıca iki yana salladım. İşe yaramamıştı.

Regl düzenim, sanıyorum ki stresten ve sinirden oldukça kaymıştı.
15 gün önce olmam gereken regliyi hâla olmamıştım.

Olmadığım yetmiyormuş gibi, bir de acısını çekiyordum. Son iki haftadır kasıklarım delicesine ağrıyordu.

" İhtimali olsa hamilesin derdim." Gülerek göz devirdim.

" Aynen kendi kendime kaldım." Bir çilek daha ağzıma attığımda yardımcımız Bayan Gil salona girdi.

" Efendim nişanlınız geldi." Omuz silktim.

" Söyle ona gitsin, yüzünü görmek istemiyorum." Başımı kaseye indirdikten sonra güzel gözüken bir çilek aramaya koyuldum.

" Teşekkür ederim, ben de seni özlemişim." Jungkook'un sesini duyduğumda başımı kaldırmadım bile.

" Niye geldin?" Jennie yanımda gülmemek adına büyük bir çaba sarfediyordu.

" Baban çağırdı, hem size pasta getirdim." Gözlerimi ona çevirerek kaşlarımı çattım.

" İçine zehir katmadığının garantisini verebilir misin?" Güldükten sonra birkaç merdiveni inerek tamamen salona girdi.

" Veremem." Dudaklarımı büzdükten sonra kaseyi yanıma bıraktım.

" O zaman ilk dilimi sen ye. Neyli pasta aldın?" Bayan Gil tabaklara koyduğu pastayı bize servis etmeye başladı.

" Beyaz çikolatalı, çilekli, ananaslı." Memuniyetle gülümsedim.

" En çok hangi dilimde çilek varsa onu istiyorum." Bayan Gil gülerek bana tabağı uzattığında teşekkür edip koltukta doğruldum.

Jennie, Jimin ile konuşmak için bahçeye çıktığında Jungkook karşımdaki tekli koltuğa oturdu.

" Neyin var senin? Solgun görünüyorsun." Kaşlarımı çattım. Oysa ki yüzümde makyaj da vardı!

" Seni görünce istemsiz böyle oluyorum." Hafifçe güldükten sonra gözleriyle dağınık salonu taradı.

Sanırım artık böyle anlaşmaya ikimiz de alışmıştık.

" Burası neden bu kadar dağınık?" Kör müydü? Gelinlik deniyordum işte.

" Yastık savaşı yaptık." Cevap vermek yerine gözlerini devirdi.

marriage story | rosékook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin