Bunu yazmamı sağlayan 5sos_and_unionj'e küfrediyorum. *emoji olmayan el hareketi emojisi*
Odadaki gergin hava, herkesi korkutuyordu. Tessa'nın sesinden sonra, herkes bir sessizliğe bürünmüştü, konuşmamaya yemin etmiş gibilerdi. Calum Hood, şaşkın gözlerle ona bakıyordu, böylesine ters köşe yapıp, Luke'u seçmiş olması onu çok fazla şaşırtmıştı. Oysa onu etkilediğini düşünüyordu, tek istediğinin yatak ilişkisi olduğunu düşünüyordu, hayal kırıklığına uğramıştı. Böyle düşündüğü için kendine küfür etti, Tessa kendini düşünmeyerek sevmiyor olsa bile, onu sevenin yanına gitmişti. Sadık biri olduğunu tahmin edebiliyordu.
Luke daha fazla şaşkındı, o odada çok fazla şey söylememişti fakat onu seçmesi onun için imkansız gibi bir şeydi. Ona dokunmak bütün organlarını yerlerinde titreştirmişti, ilk başta ondan olabildiği kadar uzakta kalmıştı ama daha sonra dayanamamıştı. Dün gece öylece gitmesine anlam verememişti, söyledikleri bir mermi gibi göğüs kafesine saplanmıştı, yerlerini ise yine sadece o doldurabilirdi. Bunun için ona ayrıca sinirliydi, ortada kalmak berbattı ve Tessa'nın Luke'a yaptığı buydu.
Ashton, Michael'a alaycı bir şekilde güldü. İddiaya girmişlerdi ve Ashton kazanmıştı. Michael, Tessa'nın Calum'u seçeceğinden çok emindi, kızın davranışları bu yöndeydi. Ama yanılmıştı. Ashton ise onun Luke'u seçmeyeceğini bilse bile yine de onu seçeceğini söylemişti ve tahmini doğru çıkmıştı. O da böyle bir şey beklemiyordu, büyük ihtimalle yenileceğini düşünüyordu. Bu ona sürpriz olmuştu.
Odadaki sessizliği bozan bir bebek sesiydi. Kimse bu sesi beklemediğinden herkes irkildi. Hepsi gözleriyle ortada bir bebek ararken, oturma odasından içeriye Mercedes girdi. Tatlı kadın elindeki bebeği sakinleştirmeye çalışıyordu, ama bunu beceremediği artık bu işlerde hamladığı belli oluyordu. Mercedes odadaki gergin havayı, herkesin dudaklarının ince bir çizgi halinde olduğunu -Luke hariç- görmüştü fakat sesini çıkarmamayı seçmişti. Gözleriyle Tessa'yı bulduktan sonra derin bir nefes aldı.
"Tessa, tatlım, bizim bir yere kadar gitmemiz gerekiyor. Acaba komşumuzun bebeğine birkaç saatlik sen ve çocuklar bakabilir mi?" diye sordu mahçup bir sesle. Ölen kardeşinin tek çocuğu olan bu kızı, çok fazla seviyordu. Ona kardeşini hatırlatıyordu, bu ne kadar acı verse de güzel bir şeydi.
"Tabii," diye mırıldandı Tessa. Sesli bir ortamda bu mırıldanışı duyamazdınız, fakat sadece düşüncelerin uçuştuğu bu odada, içinizden geçen şeylerin bile duyulabileceğinden korkardınız. Mercedes'in yanına gittiğinde, ilk kez kucağındaki bebeğe dikkat etmişti. Yaklaşık 2-3 yaşlarında gibi duruyordu, erkekti ve sarı saçları vardı. Ela gözleri parıldıyor, minik ama hafif dolgun dudakları şirinliğine şirinlik katıyordu.
"Adı Jeremy. Calum'la çok iyi anlaşıyor, sen gelmeden önce birkaç saatliğine bizde kalmıştı. Calum ve sen ilgilenirseniz çok mutlu olurum," Tessa'nın yüzündeki şefkat bir anda soldu. Calum ile bu küçük çocuğa bakmak istemiyordu, ona karşı koyamayacağını biliyordu. Kararından dönemezdi, Luke'u seçmişti ve Calum'dan uzak durmalıydı. Ama bir yanı da bunun olmayacağını da çok iyi biliyordu. Eğer ona yaklaşırsa bu imkansız olmaya başlardı.
"Şey-" demesine kalmadan Mercedes teşekkür eden gözlerle baktı ve Jeremy'i eline verdi. Gerçekten tutmayı bilmiyordu, artık tutmak işkence haline gelmişti. Tessa kucağındaki çocuğa ve gitmiş olan teyzesinin ardından baktı. Luke ile anlaşsa ölürdü sanki, diye düşündü içinden. Bu bebek işini gerçekten zorlayacaktı. Calum'a baktı ve onun da cidden bunu istemediğini düşündü. Oysaki Calum, Tessa'nın onu terslemesinden korkarak yüzünü buruşturmuştu. İşte başlıyordu.
"Sanırım uyumayacak," diye söyledi Tessa, yorgunlukla. Yaklaşık 1 saatten beri Jeremy'i uyutmaya çalışıyorlardı fakat her seferinde başarısız çıkmışlardı. Bundan bıkan Tessa ise artık pes etmişti, çocuğu komşularının bahçesine bırakıp kaçmayı düşünüyordu artık. Dışarıdan tatlı ve uslu görünen bu küçük çocuğun ardında, bir şeytan gizliydi. Calum kendini yere bıraktı, ölse daha iyi bir kurtuluş yolu olurdu.
"Bence de," diye mırıldandı Calum, yorgunluktan göz kapakları kapanıyordu ve ona engel dahi olamıyordu. Tessa onun bu haline gülümsemek istese de yapamadı, bebeğin ağlayan sesi bunu önlemişti. Calum yüzünü buruşturdu ve yerde doğruldu. Tessa'nın kucağına oturttuğu çocuğa doğru eğildi ve ona öldürücü bakışlar attı. Artık susması gerekiyordu, çünkü birazdan onu bacağından tutup pencereden aşağıya fırlatabilirdi.
Kafasını kaldırdı ve ona bakmamaya çalışan kıza baktı. Yeşil gözlerini üzerinde hissetmemek kötüydü, varlığına muhtaç gibi hissediyordu. Küçük ama uzun parmaklarıyla ona dokunmasına ihtiyacı varmış gibi hissediyordu fakat bunu kendine bile itiraf edemeyecek kadar cesaretsizdi. Ona ihtiyacı olduğunu söyleyen Luke'du ve o kazanmıştı. Ödül belliydi, ödülü çok istemesine rağmen hiçbir harekette bulunamamıştı o.
Tessa içten içe hem o seçimi yapmamış olmak, hem de Calum'u seçmiş olmayı diliyordu. Yaptığı seçimden dolayı üzgün değildi fakat ona bakarken onu seçmemiş olmak acıdan başka hiçbir şey vermiyordu. Ona dokunuşunu özlüyordu, dizleri birbirine değiyor olsa bile, bu onu özlemediği ya da özlemeyeceği anlamına gelmiyordu. Bu çocuk vakası bittikten sonra değil dizleri, tırnaklarının ucu bile değmeyecekti belki de. Ona acı veren bir diğer şeyde buydu.
Çocuk çoktan susmuştu, zaten ağlamaya devam etse bile umursamayacaklardı. Calum gözlerini ona çevirmesini istiyordu fakat onun tek yaptığı kucağındaki çocuğa usulca bakmaktı. Genç adam, isteklerini bastıramadı ve çenesinden tutup kafasını kaldırdı. Gözleri buluştuğunda, Calum gülümsememek için dudağını ısırdı. Onun gözlerini seviyordu, sanki yeşil gibiydi, ama birkaç dakika sonra mavi görüyordunuz. Asla mavi mi yeşil mi tahmin edemiyordunuz ama bunun en güzel renk olduğunu anlamak çok da zor değildi.
"Şimdi seni son kez öpüyorum belki de," diye fısıldadı, bu düşünce bile kalbini yorarken, söylemesi daha fazla acı vermişti. "Son olmamasını dileyerek."
"You look like my next mistake
Sıradaki hatama benziyorsun
Love's a game, want to play?
Aşk bir oyun,oynamak ister misin?"
ya neden böyle mal mal bölümler yazıorm
ithaf isteyin yeter
yorum oy
oy yorum
tşk -
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Clouds △ 5 Seconds Of Summer △ Completed
Fanfic"giderken arkasında bıraktığı sadece bir avuç toz bulutuydu."