Bölüm Şarkısı: Rauf & Faik ~ я люблю тебя давно
Yalnızlık...
Yalnızlığım benim her şeyimdi, bu yaşıma kadar yalnızdım ben... Ne benimle konuşan olurdu, ne de bir selam veren... Kaderim bunu mu uygun görmüştü bana? Anlıyamıyorum... Sanki herkes benden korkuyordu. Evet, bunun açıklaması buydu. Korkunçtum ben...
Bu tüm hakaretleri, dalga geçmeleri, bir günaydın demeyi bile istememelerini açıklıyordu...
Peki şimdi ne değişmişti? Neden hayatım birden bire insanlarla çevrelenmişti? Bir kişi olsaydı bana yeterdi, ama şu an birden fazla kişi vardı. Ben bunu kldıramazdım. Kendi içimde boğulurken başka insanların arasında daha fazla boğulamazdım.
Şimdi yalnızlığım...
Lütfen... Gel ve beni bul...Elimdeki pamuk ile Sina'nın kaşını temizliyordum. Kan damlaları usulca süzülürken yanağına içim sızladı. Bora gitmişti. Çok bağırmıştım ona. O ise kollarımdan tutup gözlerimkn içine bakarak "Kimseye güvenme!" diyip arkasını dönmüştü.
Aklım almıyordu. Neden yaptı bunu? Onu neden söyledi? Ne istiyor? Hiçbir soruya cevap bulamıyordum ve bu canımı çok sıkıyordu. Sanki soruların bulamdığım cevapları kalbimdeydi ve onları çıkartmam için önce kalbimi sökmem gerekiyordu. Canım acıyordu...
Pamuğu kalkıp çöpe attım ve tekrar yatakta uzanan Sina'nın yanına gittim. Yarasını sarmaya başladım, elimi hafif tutmaya çalışıyordum. Canının acımasını hiç istemiyordum.
Bora gidince bir taksi çevirip hastaneye gitmek istedim ama Sina başka bir adres verdi. Hastanelik bir iş olmadığını söyledi. Ne kadar karşı çıksamda kabul etmedi. Burası onun eviydi. Arka bahçeden gizlice odasına girmiştik. Annesi evdeydi ve onu bu şekilde görürse kıyameti koparırmış.
İşim bittiğinde çantamı sırtıma geçirip bahçeye açılan kapıya yöneldim. Sina'nın sesini duyunca durdum.
"Gidecek misin? Ben seni görmek için evreni dolandım. Ama sen gidiyor musun?"
Arkamı dönmeden kısık çıkan sesim ile "Düşünmem gerek." dedim ve elimi kapının koluna attım. Kapıyı açmadan yanıma geldi ve beni arkasına çekip kapıyı kilitledi. Anahtarı cebine atıp bahçeyi gösteren cam duvarların perdesini kapattı.
Burada tutacak mıydı beni? Bunu istemediğim için değil ama düşünmem gereken şeyler vardı. İlkine göre daha yüksek çıkan sesim ile "Beni buraya mı kapatacaksın?" diye ima ile sorduğumda bana bakmadan net bir ses tonu ile "Evet." dedi. Şaşkın şaşkın ona bakarken bana dönüp yanıma geldi.
Aramızdaki mesafenin azlığı beni rahatsız ederken yarım bir gülüş ile mırıldandı.
"Şöyle bakma... Kalbime katasım geliyor seni."
Nefesi yüzüme çarparken tepki veremedim. Şu an kafam o kadar karışıktı ki... Normalde bunu dese sıkıca sarılırdım ama bunu şimdi yapamıyordum. Gözleri gözlerimden ayrılmazken yüzünü daha fazla yaklaştırdı. Yutkunudum, nefes almakta zorlanıyordum. Göğüs kafesim havayla doldukça ona çarpıyordu. Bakışlarını gözlerimden ayırıp dudaklarıma yönelince gözlerim kocaman açılmıştı.
Onu öpmek istiyordum ama bunun için hiçte uygun bir zaman değildi şu an. Dudaklarını kulağıma yaklaştı.
"Bir gün iki dudağının arasında sadece ben olacağım... Tıpkı benim dudağımda sen olduğun gibi..."
Geri çekilip yanağıma bir öpücük bıraktı. Gözlerimi yumup kokusunu içime çektim. Geri çekilince hızla gözlerimi açtım. Gülerek bana bakarken tepki vermemekte kararlıydım. Elimden tuttu ve beni çekiştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEDCEZİR
Genç KurguMedcezir'im ben.Gel gitlerle dolu hayatımda tek başımayım. Şarkılarla huzur bulurum. Benim 24 saatim telefon, televizyon,kitap ve şarkılardan oluşuyordu. Fakat o gün fark etmesemde asosyal hayatım bir anda değişmişti. Gelen bir mesaj ile hayatıma ne...