1. BÖLÜM

155 63 3
                                    

19 yıl önce

"1,2,3,4,5,6,7,8,9,10... Önüm arkam sağım solum saklanmayan ebedir."

Elvin, küçük adımlarla amcasının evinde saklambaç oynarken masanın altına girip saklanmıştı. Evdekiler, çoktan uyumuş; anne ve babası ise iş gezisine gitmişlerdi. Birkaç günlüğüne amcasının evinde kalacaktı küçük  Elvin. Adım sesleri yaklaştıkça Elvin, neşeyle gülüyor ama bir o kadar da sobelenmekten  korkuyordu. Amcası, Elvin'i bulmaya yaklaşınca masanın altından kaçıp "Sobe sobe sobe." diye hevesle bağırmaya başladı Elvin. Amcası sırıttıktan sonra hızlı adımlarla Elvin'in yanına gidip duvarla arasına aldı küçük kızı. Kirli elleri ve korkunç zihniyle küçük Elvin'in yanağına dokunmaya başlayınca Elvin, bunun da bir oyun olduğunu düşündüğünden masum kahkahalar atmaya devam ediyordu.
"Amca, Atlas neden bizimle oynamıyor?" diye sordu Elvin, henüz kelimeleri tam  telaffuz edemediği peltek Türkçesiyle. Kuzeniyle oynamak istiyordu ancak ne zaman bu eve gelse amcası izin vermiyordu oyun oynamalarına.

Gökten iki acı düştü ölümün ana rahmine. Biri küçük Elvin'in çocukluğunu çaldı elinden, diğeri ise gençliğinin katili oldu.

Bir 12 Eylül gecesi, saat gecenin 10'u iken bir çocuğun çocukluğu çalındı ellerinden. Kuşların özgürce uçtuğu gökyüzüne milyonlarca darbe saplandı o an. Amcası sessiz olmaya özen göstererek  "Gel, anlatayım sana Elvin." dedikten sonra küçük kızı dizlerinin üstüne oturtup usulca bacaklarına dokunmaya başladı.  Amcası, "Atlas, uyuyor o yüzden bizimle oynamıyor." diyerek iğrenç nefesini ensesine doğru üfledi Elvin'in. Küçük kız, hiçbir şeyin farkında olmadan elindeki oyuncak ayısı ile oynamaya devam etti. Tarihin tozlu sayfalarına bir acı gömüldü o gün. Tertemiz hayalleri olan bir kıza amcası tarafından kirli eller uzatıldı. Şeytan, bulunduğu mağaradan çıkıp fısıldadı: Hayaller, bir gün ölecek! Balonu gökyüzüne kaçan çocukların hayalleri yarım kalırdı daima. Elvin, yaşananların bilincinde olmadan amcasının kucağında oturmaya devam etti. Gökyüzü, hazin hazin bu duruma ağlarken amcası iğrenç bir şekilde gülmeye devam ediyordu. Aniden tiz bir  ses duyulmasıyla küçük Elvin, korkarak paytak adımlarla  odasına  doğru koşmaya başlayınca amcasının eğreti dudaklarından o iğrenç cümleler harf harf dökülmeye başlandı.

"Bu burada bitmedi güzel Elvin. Başladığım işi elbet bir gün bitireceğim."

19 yıl sonra

Bir kitabın ilk sayfası, bir bebeğin anne rahmine düşerken attığı ilk çığlıktı. İşte sırlarla doludizgin hikayem ilk bu noktada baş gösterdi. Cehennemim ben, cennetten bir kapı eksiğim. Bir yazarın kaleminin ucundaki en koyu tonum. Umuduna sert balyoz darbeleri inen küçük bir kız çocuğuyum. Gökyüzünün dileklerini kabul etmediği tek kadınım. Ben, bir babanın prensesiyim. Yükselen çellonun o görkemli sesiyim. Karanlığın içindeki acının saf gölgesiyim. Anason Kokusu, ben  gökyüzünün hapsettiği en acı gerçeğim.

Cehennemin aralık duran kapısından zinciri kırılan iblisler fırar etmiş. Zaman, doğurduğu acıyı avuçlarından düşürmüş. Gece ve gündüzün birbiriyle olan düellosunda kimin galip geleceğine ay ışığı karar vermiş. Gece yavaş yavaş soluyor, aya sırtını dönüp kendini şafağın kollarına atıyordu. Gece ağlıyordu, gündüz acıyordu.  Kaleme küsen benliğim daha çok imlâyı dağıtmak istiyor şimdilerde. Bir varmış bir yokmuş. Bir adam kaburgasını vermiş, bir kadın doğmuş. Tanrım; Adem'in kaburgasından Havva'yı yarattığın gibi, Yusuf'u kuyulardan kurtardığın gibi, Yakub'a gözlerini verdiğin gibi lütfen bana da bir mucize ver. Beni de acılarımdan yeniden dirilt!

MECZUP KALPLER MATEMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin