Hann *huijin

2

Nihayet o gün gelip çatmıştı. Çekimlere başlıyorduk.

kıyafetimi giydikten sonra makyajımı ve saçımı yaptılar. Elimden geldiğince çekici pozlar vermeye çalışıyordum ki başarılı değilim desen yalan olur.

Poz vermeye devam ederken içeri biri girdi. Birden bir his bütün vücudumu kapladı. Kalbim hızlı hızlı atmıyordu ama değişik bir duygu içerisine girmiştim. Takım elbiseli mükemmel görünümlü bir erkek gördüğüm için böyle olmam normal, hep böyle oluyordum zaten.

Bir yandan poz verirken bir yandan da gözüm O'na kayıyordu. Birkaç kişiyle konuşuyordu.

Gözlerimi kapatıp ellerimi yüzüme götürdüm. Gözlerimi tekrar O'na bakmak için açtığımda göz göze gelmeyi beklemiyordum.

Neden bu kadar bakıştığımızı bilmiyorum ama etkilendiğimi inkar edemem.

Fotoğrafçının uyarısıyla gözümü çektim.

Son çekimler için üstümü değiştirdim ve saç makyajım hazır olunca stüdyoya geri döndüm.

Açık kırmızı ton rujum ve gri dekolteli parlak elbisemle yere oturdum.

Pozlarıma devam ederken hiç beklemediğim bir şey oldu.

O adam yanıma geldi ve çenemden tutup kafamı yukarıya kaldırdı. Saçlarımı yana doğru alıp kolumu bacağımın üstüne koydu. Şok içerisinde kalakalmıştım.

"Ne yapıyorsunuz acaba?" Pozumu değiştirmedim çünkü iyi bir poz olduğunu anlamıştım.

"Kusura bakmayın fakat böylesi daha iyi," gülümseyip yanımdan ayrıldı.

Kaşlarımı çatıp etrafımdakilere baktım.

Bir kız sırıtarak "yeni patronumuz Lee Hoe Taek. Çok yakışıklı gerçekten," dedi.

Anladığımı belirterek kameraya baktım.

Bu genç yaşta bu işi kaptığı için ne kadar şanslı olduğunu düşündüm. Ayrıca ne kadar yakışıklı olduğunu. Evet ondan başka yakışıklı erkekler de var ama bu kadar çekicisini görmemiştim.

Nihayet çekimler bitince kalktım ve gerindim. Belimin ağrısı ne ara bu kadar şiddetlenmiş onu bile fark etmemiştim.

Patron herkesi etrafında toplamış bir şeyler söylüyordu. Birisi beni çağırınca o tarafa gittim. Arkadan sessizce dinliyordum.

"Yani kısacası yeni işimi kutlamak için parti veriyorum. Güzel giyinin lütfen hepinizi şahane görmek istiyorum." Gözleri parlıyordu. Mutlu olduğunu O'nu tanımamama rağmen anlamıştım.

"Ji Suk sen herkese konumu atarsın dostum." Çocuk memnuniyetle başını salladı.

Evime gelip belime bir şeyler sarıp uzandım. Yaklaşan regl ve dayanılmaz bel ağrıları...

Konum bir barı gösteriyordu. Bu bel ağrısıyla nasıl gideceğimi düşünürken uyuya kaldım.