Ve geldim uzun bir aradan sonra bunu yapmak hiç kolay olmadı.Sizi acıya doyurmaya söz verdiğim bu hikayede onları gömdüğüm toprağı hiç silemedim ellerimden.
Aradan kaç yıl geçerse geçsin onlar benim hep iki gözüm olacak.
Ağlayarak yazdığım bu bölüm de kısa da olsa iki parça göreceğiz.Fazlasına gücüm yok. İnanın ki yok...
Sevgili Ali ve Şafak ışıklar içinde uyuyun ben sizi hiç unutmayacağım.
❄
Camın önünde oturmuş balkonda sigara içen Ali'yi izliyordum.Trabzon'a geleli kaç gün olmuştu bilmiyordum artık.Ben her fırsatta onu izliyordum.
Bu biraz zordu zira o pek uyumuyor geceleri saçlarımı seviyor ve duymadığımı sanarak ölmemem için Allah'a dua ediyordu.
Ali, Alim...
Seni nasıl bu kadar çok seviyorum inan ki bilmiyorum.Şu an çektiğim acıya puan vermem gerekse on üzerinden on bir verirdim.
Bilirsiniz çıt kırıldım bir kız değilim.Canım sahiden çok yanıyor.Yine de senin canını daha fazla yakmayacağım ve sana beraber geçirebildiğimiz bir iki güzel gün bırakmak istiyorum.
Oturduğum yerden kalkıp yüzümü buruşturmamaya çalışarak ona doğru ilerledim.
Adım seslerim ile bana döndüğünde kaşları çatıldı.
"Sarışın?"dedi puslu bir sesle."Neden uyumuyorsun?"
Çünkü canım çok yanıyor.
Çünkü uykumda ölürüm de seni göremem bir daha diye çok korkuyorum.
"Seni özledim."dedim şımarıkça sırıtarak."Beni sigara ile mi aldatıyorsun?"
Elinde tuttuğu sigarayı yeni hatırlamış gibi hemen söndürdü.Saçları kadar kafası da dağınık sevgilim ben zaten öleceğim bir sigara beni kurtarmaz.
"Bak sen."dedi acılarına aynı ben gibi kilit vurup gülerek."Ne yapsak ki?"
"Öpüşsek mi?"dedim ona yaklaşıp kollarımı boynuna sararken."Öp beni çılgın ,ateş bacayı sarsın."
Ayaz Ali kıkırdayarak gülerken ben onu dikkatle izledim.Allah'ım eğer sadece bir şey hatırlamaya fırsatım olacaksa ruhum sana çıkarken ne olur onun gülen yüzü olsun.
"Ben senin bildiğin erkeklerden değilim."dedi ince ama yapılı kollarını bana sararken.Çok kilo vermişti artık hiç bir şeyi tam olmuyordu ona. Neden o da benimle ölüyordu bu haksızlıktı?
"Üstelik seni öpmem mühürlerim."
"Bas mührü her yerime."dedim."Geceyi gün edene dek."
"Kızım sınama beni bak fena olur."
Kafamı onun göğsüne yaslayıp gözlerimi kapattım.Fena falan olmazdı aslında.Ali bedenimi arzulamayacak kadar yaşamamı arzuluyordu.Bir kez birlikte olmuştuk.Canımı yakmaktan öyle çok korkmuştu ki bir daha ikimizde bunu yapacak gücü bulamıyorduk.
O saçlarımı okşayıp beni her fırsatta bir bebekmişim gibi sevmekle meşguldü.
Burası çok güzel bir yerdi ama çıkıp gezmiyorduk.Aramızda sözsüz bir anlaşma var gibiydi.Son ana kadar ne kadar çok birbirimizle olsak daha iyiydi.Ya da sanki azrail bu kapıdan girip beni alamaz gibi.
Geceleri kapıyı beş defa kitliyordu Ali.O henüz bir çocuktu.Böyle yapınca gidemem sanıyordu içten içe.Belki de umuyordu.Azrail gelirde geri döner diye.Salakça mı gelecek?Hayır o bununla baş etmeyi bilmiyordu.Genç bir çocuktu ve adam olmak için bunları yaşaması gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acıya Meftun
Teen Fiction"Senin adın Şafak .Zihnimde ihtilalin var." Onun adı Ayaz Ali Akad .Fısıltısı vurur kimsesiz kıyılarıma. "Benim adım Şafak zihnimde bir mayın var." Ölmek üzere olan bir kadının ruhunun güncesini, bir genç adamın kalbinin sapmış pusulasını...