Bir bomba sesi geldi Azat kulağında büyük bir cızırtı ve patalamay la uyandı korku içindeydi öbür kardeşleri de yer yataklarından fırlayıp odanın köşelerine ağlayarak saklanmaya çalışıyordu üstlerine yün yorganlar atmışlardı çatışma sesleri an ve an devam ediyordu sabah kalktığında kendini bir çatışmanın ortasında buldu Azat sürekli düşünen ve çok duygusal olan bir çocuk tu bu duygusallığı nın sebebi belkide kalabalık bir ailenin ferdi olmasıydı evet onlar tama on iki kardeşler Azat yedinci çocuk tu çatışma devam ettikten bir süre sonra yavaş yavaş silah sesleri durdu asker bütün köye girdi ve bir kaç köylü götürdü köyün yukarı tarafı dumanlar içindeydi Azad ın Yusuf abisi koşarak koyunları otlatmak için dereye çıkarmaya gitti ilk baharın ilk günleriy di ve halen hava soğuk ve yer yer karda yerde bulunurdu Yusuf koyunları ahırdan çıkarıp dereye götürdü Azat koyunları çok severdi hele yavruları onun için çok tatlıydı o da sürüyle birlikte gözden kaybolan abisini ve sürünün peşine düştü izleri takip edip onları bulmak için yola çıktı ayaklarında yırtık bir kara lastik vardı çorap bile giymemeiş ti hava soğuk tu Azat ın ayakaları üşümeye başladı gittikçe üşüyor du azat artık dayanamıyor du ve ağlamaya başladı bir yandan ağlıyor bir yandan sürüyü bulmaya çalışıyordu gözyaşları durmuyordu ve gözünden akan yaşlar onun lastiğine damlıyordu azat ağlaya ağlaya nihayet sürüyü bulmuştu onu gören abisi Yusuf koşarak Azat ın yanına geldi ve çok kızdı neden geldin diyip bir tokat yapıştırdı Azat ın ayakları soğuktan mosmor olmuştu bunu gören Yusuf hemen ellerindeki eldivenleri çıkarıp onun ayaklarına bir çorap niyetine taktı ve hemen çevredeki ağaçlardan odun topladı ve ateş yaktı bir yandanda sürüyü kontrol ediyordu kardeşini ateşin yanına oturttu azat azat ısınmaya başladı ve yüzü de gülmeye başladı gözyaşları dinmiş ti ama yüzünde gözyaşı akıntısının olduğu yer çok belli ediyordu Yusuf Azat biliyomusun ben bugün biraz Türkçe öğrendim
- ne öğrendin abi banada söyle
- bak şimdi Benim adım Yusuf senin adın Azat
Azat istemsizce güldü o gülünce abiside güldü ve azat ta söylemeye başladı
- Benim adım Azat
Diyip gülmeye başladı ona çok komik geliyor du o da sebebini bilmiyordu yeni bir dil öğrenmek ona çok tuhaf ve farklı geliyordu çünkü o sadece Kürtçe biliyordu ve bütün dünyayı da insanı da doğayı da herşeyi Kürtçe anlamlandırıyordu .
Akşam oldu ve azat ile Yusuf abisi koyunlarla köye döndüler azat heycanla ve acıkmış bir şekilde eve koştu eve girmeden biraz kapıda bekledi çünkü annesi ona çok kızacaktı o haliyle koyunlara gitmesine annesi sac ekmeği pişiriyordu o yüzden ev bir hayli ısınmıştı bir yandan soba bir yandan şömine sıcacık olmuştu ve bu ortamda bir tek sıcak ekmek le beraber çay ve azat eksikti azat dayanmayıp bütün cesaretini toplayıp içeri girdi annesi onu görür görmez sen
Sen nebiçim çocuksun neden yerinde duramıyorsun diye bağırıp kafasına merdaneyle vurdu kaç defa azaltın sanki canı hiç acımiyordu o bir yandan sıcak ekmeğin tadına bir yandanda sıcaklığın tadına bakıyordu
Azatın bütün kardeşleri televizyon başında babalarıyla haberler izliyordu kardeşleri aslında haber izlemiyordu haberler bir an önce bitsin de kumanda elimize geçsin filimler diziler izleyelim diye içinden hatim indiriyorlardı zaten azatın babası pek Türkçe bilmezdi ve haberlerden ne anlatılıyor bilmez sadece verilen görüntülerle anlamlandırma ya çalışıyordu ama nerdeyse her dakika haber açıyordu çocuklarda bu yüzden izlemek zorunda kalıyorlardı zaten evde biraz Türkçe biliyorlarsa o da televizyon sayesinde dir gerçeği bu azat için sadece Türkçe sine değil hayal dünyası nin gelişmesine bile katkı oldu çünkü azat film sahnelerinin çekildiği yerleri gördükten sonra hep kendini oralarda yaşıyormuş gibi hayal ederdi bu yüzden kayıt edici bir zekası vardı bir yeri görmeden sanki görmüş gibi oluyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ÇOCUK VE TERÖR
Teen FictionTürkiye'nin doğusunda yaşayan bir gencin terör den dolayı başından geçen gerçek yaşanmış bir hikaye alıntısı olan bir gitaptır ve onun bir hayali var şuan nerdemi dersiniz ulaştımı hayaline ve acaba hayatımı onu yendi yoksa o mu hayatı yendi bu hika...