♧38♧ MAÇLAR

1.1K 60 10
                                    

Ayça Özefe- Yıldızlar

Keyifli Okumalar, düşüncelerinizi bekliyorum :)

Tatil güzeldi, bir yıl sürse sesim çıkmazdı ama bu benim için ütopik bir hayal olarak kalmalıydı. Kendimi hayatımın hiçbir döneminde uzun tatiller yapmış biri olarak hatırlamıyordum. Bundan sonrasında ipin ucunu kaçırırsam da toplamak elbette zorlaşacaktı.

Ertesi sabah hastaneden beni aramalarıyla ben uyanmıştım, nasıl bir tesadüfse aynı anda Gölge'nin de telefonu çalmıştı ve onu da yeni mekan için çağırıyorlardı. Galiba evren ikimize de gerçek hayatın sorumluluklarını hatırlatıyordu. Döndüğümüz haberi hızlı yayılmıştı. Yatakta birbirimize değen gözlerimiz buradan ayrılmak istemediğimizi açıkça belli ediyordu ama mecburduk. Benim hızlı bir duş almam ve ölüm uykusuna yatmış gibi ağır uyuduğum uykumdan açılmam gerekiyordu. Sonrasında da hızla hastaneye gitmeliydim. Hâl böyle olunca Gölge de fazla kalmamıştı ve kahvaltı bile etmemiştik. Birbirimizi kısaca öperken, bu yakınlığa fazla alışmış olmamdan kaynaklı, neredeyse ağlayacak gibi hissetmiştim. Dört günü her an beraber geçirip, iki gününde de birbirimizden fiziki olarak da fazla ayrılmadığımız anları düşünürsek bu normaldi. Keşke her an yan yana olabilmemizin bir ihtimali olsaydı.

O valizini alıp, çağırdığı taksi geldiğinde çıkarken ben mecburen çoktan duşa girmiştim. Sonrasında gün bildiği gibi gelmişti. Hastane bilindiği gibiydi. Sıra bekleyen onca insan, kazalar, yaralar bereler, kanlar, çocuk çığlıkları. Bir an durumuma neredeyse ben de çığlık atacaktım. Damla'nın akşam nöbeti vardı, onunla kısaca konuşmamızda çok yorgun olduğundan gelmek istemediğinden dert yanıyordu. Ben ondan beterdim, onu teselli etmek bile istemiyordum. Nihat da asistanlığını yaptığı hocasıyla derslerini tamamlamaya gitmişti. Damla'ya da iş yüzünden yan yana olamamak benim kadar zor gelmişti ama o bir gün görmese bile diğer günler sevgilisiyle aynı yerde çalışabilen şanslılardandı. Bizim durumuz onlardan farklıydı. Kendimiz için boş zaman yaratmak zorundaydık. Ve ikimizin de saatleri birbirine uymalıydı.

Gölge meşguldü. Yani öyle düşünüyordum. Bir kere onu aramıştım ama açmamıştı. Ondan sonra, öğle arasında tek başıma zorla yemek yerken annem aramıştı.  Sesimin iyi geldiğini fark ettikten hemen sonra da beni yemeğe davet etmişti. Tatilimin nasıl geçtiğini beni görerek öğrenmek istiyorlardı. Ama ben bugün olmaz diyerek geçiştirmiştim. En yakın zamanda geleceğimi söylemek ve artık bir ara ciddi ciddi annemle konuşmam gerektiğini fark etmek de bunu ertelememe sebep olmuştu. Mantıken düşününce yaptığımla söylediğim birbirine uymuyordu ama dertsiz tasasız birbirimize vakit ayırmak varken şimdi aileme durumu anlatıp, onların ciddi uyarmalarını nasıl karşılayacağımı bilmiyordum. Üstelik iş işten geçmişti tüm ruhumla olduğum yetmezmiş gibi bedenimle de Gölge'ye teslim olmuştum.

Akşama kadar Gölge'den deli gibi telefon beklemiştim. Ben aradığımda açmaması da beni ekstra sinir ve strese sokan bir durum olmuştu. Hastaneden eve döndükten sonra bir süre de, nereden bu kadar emin olduğumu anlayamasam da, eve gelir diye beklemiştim ama o da olmayınca tam hazırlanıp, gözü karartarak Yeraltı'na gideceğim sırada beni aramıştı. 

Kısa konuşmamızda, yeni mekanın elektrik bağlantılarında büyük bir sorun olduğunu söylemesi yüzünden ve onları yenilettiğinden bahsederken, birbirimize değinemememizle son bulmuştu. O da gelemediği için fazlasıyla sinirli ve bitkindi, tatil dönüşü sorunla karşılaşmak onu iyi etkilememişti ama ben de sesimi düz tutmaya çalışarak ona yardımcı olurum sanmıştım. Yanılmıştım. Çok fazla ısrar etmediğimden ve gece saat kaçta biterse işin yine de gel demediğimden de, sonraki günlerde de buluşacak zaman bulamayacağımızı bilememiştim.

Ertesi gün annemi daha fazla atlatamamıştım. Akşam hastane çıkışı onlardaydım. Her zamanki gibi aile çoktan toplanmıştı. Dün Gölge'yle görüşemeyeceğimizi bilsem kesinlikle onlara gelirdim. En azından aradan çıkartmış olurdum. Bunca yıllık ailemi böyle bir kefeye koymak kendimden tiksinmeme bile sebep oluyordu ama iki farklı hayat yaşıyormuş gibi hissettiğimden bu duruma da karşı koyamıyordum. Evden girdiğimde yine de tüm benliğimle orada bulunmak için çalışmıştım. Kızlarından uzun zamandır yakınen ilgi görmediklerini biliyordum. Hem kim sevgilisiyle bir gün görüşemedi diye mızmızlanırdı canım? Belki gece Gölge'yle yine evimde buluşabilirdik.

LEZÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin