*Kendimden nefret ediyorum.*
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Dedi, direksiyonu zaptedmeye çalışan Miraç. Diğer araba savrulmuştu, ama kaza yoktu. Sadece ufak kayıp parça.
"Ufak kayıp parça?"
"Bana sakın kızma, haklıyım."
Ben ise diğer kapının tutunuyorum, kendimi de mi atsam ne yapsam.
"Sana güzellikle sağa çek dedim." Diye söylendim tüm rahatlıkla.
"Ben bu kızdan tırstım yalnız." Dedi mırıltıyla Azra.
"Kulübe de konuşacağız. Kapıya tutun ve sakın bırakma." Tüm ciddiyetler sanki onda toplanmış gibiydi, sanki canıma susadım.
"Belki de."
🗣
Kulübeye geleli beş dakika olmuştu, Azra Amerikan mutfakta bir şeyler hazırlıyordu Miraç ise dışarıda telefon görüşmesi yapıyordu. Elime telefonuma alıp 'DAVİS ailesinin ölümü' diye arattım. Bir site girip, aşağıya indim. Reklamlardan başka bir şey yoktu. Ta-ki uçurumdan uçan arabamızı görene kadar. O an içimde bir şeyler hissettim. Ben onları unutmuştum.
"Sen unutmadın, hayat unutturdu sana bunları."
"Derya ben onları unutmuşum, kendimden nefret ediyorum."
"Hayır Arya, kafanda kuruyorsun bütün bunları. Onları unutmadın."
"Ama Der-"
"Kes sesini ve beni dinle, ne için buradayız biz ha? Kendini suçlamayı kes. Bu yolda tek değilsin, artık mantıklı düşünme zamanı. Elini yüzünü yıka ve kendine gel kızım, sen bu değilsin."
"Tamam ama."
"Aması yok. Kalk."
"Azra lavabo ne tarafta?"
"Karşıdaki kapının hemen yanındaki." Tarif etti yere girdim, normal bir lavaboydu. Klasik.
"Arya ne bekliyorsun. Bu sadece lavabo."
"Tamam, Derya. İşimi halledip çıkıyoruz."
Hızla elimi yüzümü soğuk suyla yıkadım. Tekrar Amerikan mutfağına geçip, koltuğun üzerindeki telefonumu elime aldım. Haberi tekrar okumaya başladım.
"Leo DAVİS ve eşi Filiz DAVİS yaptıkları yolculuk sırasında trafik kazası geçirerek hayatını kaybetti. Onlardan geriye kalan sekiz yaşında ki Arya DAVİS, yani küçük kızları yetiştirme yurduna yerleştirildi." Biraz daha aşağıya indim sırada Küçük bir kız çocuğu gördüm. Bir o kadar bana, bir o kadarda anneme benziyordu. Eli yüzü, yara bere ve kan içindeydi. Gözleri ne kadar korktuğunu belli ediyordu.
"Ben miyim, bu kız çocuğu?"
"Sensin, Arya."
"Bir insan kendini nasıl unutabilir Derya?"
"Neden yapmadık? Daha önce neden araştırmaya kalmadık?"
"İnandık çünkü, Allah kahretmesin inandık." Haberin devamını okumadan sayfadan çıkıp, başımı iki elimin arasına aldım. Çok büyük oyunun içindeydik. Hem de çok.
Koltuktan hızla kalkıp çantamı aldım ve kapıya yöneldim. Kapıyı açtım sırada ise Miraç'ın yüzüyle karşılaştım.
"Ağır git de, toz kalkmasın. Fark etmeyelim." Dedi beni içeriye iterken.
"Sessiz gitmek istesem o kapıyı o şekilde kırmazdım."
"Nokta."
Ve ardından Orhan, Elyas içeriye girdiler. Yavaştan başlıyoruz.
"Hayırdır, nikah dairesine mi?" Diye girişti Elyas.
"Yola çıktım kişilere bak, waaow." Dedim ellerime iki tarafa açarken.
"Boş konuşma, geç içeriye." Dedi Miraç bu sefer Elyas'ı iterken. Zorla da olsa beni içeriye geri soktular.
"Kafanda ki ne?" Dedi Miraç tekli koltuğa otururken.
"İzmir'e, evimize. Eski evimize gidip, oradan başlamak istiyorum her şeye."
"İşe yarayacak bir şeyler bulabilecek miyiz?" Diye sordu Orhan, o sırada Azra koltuktan birine oturuyordu. Herkes buradaydı. Korkuyor muydum?
"Evet."
"Bilsem bunca yıl, bu kadar beklemezdim."
"Peki, neden Ankara'daki yurt da kalıyorsun? Annen ve babanın mezarlığı?" Diye soruyla araya girdi Azra.
"Büyük ihtimalle, kafa karıştırma için yapıldı. Önemli bir sebebin olacağını sanmıyorum."
"Gece yola çıkıyoruz, ona göre hazırlanın." Hiç çekinmeden sorumu yönelttim.
"Kapı?"
"Halloldu."
"Bence ilk Arya'yı zaptedelim. Gerisi hallolur." Diye araya girdi Elyas. Bunun üzerine tek kelime edilmeden yemek masasına geçtiler. Lavaboya gidip günlük işimi hallettim ve masaya oturdum.
Gece yola çıkacaktık, annem ve babamın anıların bol olduğu yere gidecektim. Buna hazır mıydım? Buna hazır mıydık?
"Buna çok ihtiyacımız var, unutma."
"Biliyorum, ya kaldıramazsam?"
"Onlar var, dimi siz varsınız. Onlar bizimle emin ol, sadece kendine güven Arya."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ ÇIĞLIK 🗣 | Tekrardan Düzenleniyor..
Novela Juvenil10 yıl öncesinde, küçük bir bedende. Hiç bir suçu yok iken fazlasıyla zarar gören küçük bir kız çocuğu. Yıllar geçmiş ve o beden büyümüştü. Bu sefer şansa yer verilmemişti. Olmayan bir aşkın, olmayan bir cinayetine hazır mısınız? #roman | #50 | 13...