Bu sefer yabancı şarkı mutlimedyada!
Bölüm şarkısı: Dear Society- Madison BeerYazarınız iyi okumalar diler!
Karşıma gözleri ağlamaktan şişmiş saçı darmadağınık biri geldi.
"Burak?" Gözleri bana döndü. "Aura, ben iyi değilim. Azıcık konulabilir miyiz? Lütfen." Gözlerimi devirdim. "Neden Mertlere gitmedin? Şu an musait değilim Burak." İlk defa net ve sinirli biçimde ona cevap vermiştim.
Burak ağlayacak gibi oldu. "Lütfen... iki dakika." Ağzından gelen alkol kokusuyla içtiğini anladım. Elimle bir dakika işareti yapıp kapıyı kapattım. Emir'in yanına gidip karşısında dikildim, bana noldu gibisinden bakışlar attı.
"Burak içmiş yürüyerek gelmiş herhalde kafası 1500 onu eve kadar bırakıp geleceğim." Emir'in Burak ismini duyar duymaz boynundaki damarların gerildiğini gördüm. "Lütfen ablasını tanıyorum. Eğer eve geldiğinde Burak'ı görmezse çıldırır onu geçtim evi yakın 5dakikalık yol." Gülümsemeye çalıştı zorlamdığı belliydi. "Peki,ama geç kalma lütfen... Belki arkadaşın olabilir ama ben ona güvenemiyorum Aura."
Emir'in onayından sonra evden çıkıp. Burakla beraber arabaya bindik. "Noldu bakalım anlat." Burak konuşmaya başlarken kontağı arabaya taktım ve yavaşça gaza bastım. Burak'ın evine doğru yol almaya başladık.
"Ben özür dilerim Aura." Burak'a bakıp kaşlarımı çattım. "Niçin?" Derin bir nefes alıp camdan dışarı bakmaya başladı. "Sizi orda gördüm ve krize girdim. Kendimi kontrol edemedim. Emir'i gidip tehtid ettim. Zaten aranız iyi gördüğüm ilk zaman arabasındaki devreleri parçaladım."
Burak'ın bu cümlesinden sonra aklıma Emir'le olan konuşmam geldi.
Aura: Kıskançlık değil arkadan vurulma siniri ayrıca Arabayla gidip gelmiyor musun sen?
Emir: Geçen hafta arabada sıkıntı çıktı ne olduğunu anlamadım servise verdim.
"Burak ölebilirdi sen iyice saçmalamaya başladın." Gözlerini devirdi. "Ölemezdi ölmesini isteseydim seve seve öldürürdüm. Frenini kesmedim komple devreleri söktüm."
Sakin kalmaya çalıştıkça zorlanıyordum. Söylemecek söz yoktu resmen.Burak'ın evinin oraya geldiğimizizde arbayı boş olan yere park ettim. "İniyoruz Burak hadi." Burak yavaşça arabanın koluna uzanarak kapıyı açtı ve benle beraber evine doğru yol aldı. "Kapıyı aç Burak."
Güldü. Vicdansız piç çok güzel gülüyor Allah kahretsin ki. Kalbim yine ele geçirmeye çalışıyordu ben ise izin vermiyordum bu sefer olmaz!
"Evime bir gün beraber gireceğimizi hiç düşünmezdim." Kapıyı açtı , ayakkabılarımızı dışarda bırakarak içeriye girdik. Ceketim girişe astım.
Onu kahve yapıp ayılmasına yardım edip gidecektim. "Mutfak ne tarafta?" Eliyle salonun girişini gösterdi. "Hemen sağda." Oraya doğru giderken. Onun da merdivenlerden çıktığını gördüm. "Uyuyacağım."
Ne? Asla. Arkasından koşarak onun kolunu yakaladım. "Havluların nerede?" Pis pis sırıttı odamda dolabın içinde.
Ondan önce koşarak dolabının içindeki havluları aldım. Odasına girdi yatağına yatmasına izin vermeden ellerine havluyu tuttuşturup. Sırtından itirerek banyoya soktum. "O banyoya gireceksin." Gözlerini devrdiğini hissettim. "Sen de gel çok eğlenceli olur."
Sırf alkollü diye bir şey yapmıyorum yoksa basardım kıçına tekmeyi. Suyun açılma sesini duyduktan sonra yavaşça aşağıya inip mutfağa girdim. Gözüm kahve yapma makinesini ararken tezgahan istünde aradığımı buldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevsen Ne Olur? [T A M A M L A N D I]
Teen Fiction-------------------------- Güneş geceyi sevmedi diye ay doğmayı bırakmaz... #fakehesap // 1 #değersiz // 2