Sürgün~Ebru Şahin
(Bu şarkıyı Devrim'in Berfin'i sevdiği yeri okurken dinlemenizi tercih ederim... Saygılarımla...)
Bugün Adar ile Devrim'in vedalaşma vaktiydi. Adar, annesi ve babasının yanına, Mardin'e gidecekti. Devrim ile her zaman gittikleri Hasan Paşa Hanı'nda buluşacaklardı.Oraya vardıklarında hep oturdukları yere oturdular. Havalar sıcaklıyordu. O yüzden buzlu iki limonata istettiler. Sohbet ederlerken "Keşke düğüne kalsaydın be oğlum! Hem seninle karşılıklı şöyle güzel bir halay çekerdik?!" dedi birden Devrim. "Nıç," deyip derin bir nefes alıp verdi. "Oğlum biliyorsun çok isterdim ama annem hastaymış. Yani, Allah korusun ona bir şey olsa ben kendimi affetmem! Babam zaten biliyorsun, o da böyle yaşlı, hasta, yatakta... Ne yapsınlar garibanlar tek başlarına? Kız kardeşim Miray yanlarındaydı o da burslu üniversite kazandı Ankara'da oraya gidecekti. Benim onların yanında olmam lazım. Burdan direkt onların gideceğim. Sen Hasan amcalara selam söylersin. Ki zaten," dediğinde boğazı düğümlendi. "Annemlere bir şey olursa ben bir daha gelmem buralara. O yüzden şöyle iyice vedalaşalım da öyle gideyim!" dedi hüzünlenerek. "Yapma be oğlum böyle?! Nıç! Üzme kendini merak etme Allah onların yardımcısıdır! Sen yanlarına gidince moral bulurlar. Turp gibi olurlar hiçbir şeyleri kalmaz! Valla bak!" dedi arkadaşının sırtını sıvazlarken.
Biraz daha oturduktan sonra kalktılar. Neredeyse bir dakika boyunca sarıldılar sımsıkı birbirlerine. Onlar çocukluktan beri arkadaştılar. Kolay değildi böyle ayrılmak.
"Hakkını helal et kardeşim! Çok hakkın var üstümde, çok!" dudaklarını birbirine bastırarak söyledi bunları. "O ne biçim laf Adar'ım tabi hakkım sana helal olsun! Sen de hakkın helal et?!" "Helal olsun kardeşim!" deyip tekrar sarıldılar.
Adar arabasına binip Mardin'e gitti. Devrim de arkasından el salladı ve arabasına binip eve gitti.
🎼🎼🎼Kızlar o kadar yorgunlardı ki öğlene kadar yatmışlardı. Berfin bile... Oysaki yarın düğünü vardı ve bugün diğer taraf çeyizleri getirecekti. Berfin büyük bir tedirginlikle uyandı ve hemen Lorin'i uyandırmaya gitti. Hâlâ uyuyordu. Sarsa sarsa uyandırdı onu. Şaşkın bakışlarla Berfin'e bakarken "Kızım uyansana hadi! Saat kaç olmuş baksana! Bugün çeyizleri getireceklerdi. Biz yatmışız ya! Kalk hadi kalk!" "Aaa evet ya! Uff! Unuttuk ya biz onu! Akşam o kadar oynarsam olacağı buydu!" dedi şikayet ederek. Asmin de uyanmış koşa koşa kızların yanına geliyordu. "Kızlaaar! Biz uyuyakalmışız. Kimse bizi uyandırmaya gelmedi mi ya?! Saat 1 olmuş ve bombayı patlatıyorum," deyince korkuyla yüzüne baktılar. "Berfin seninkiler gelmiş ve salondalar. Ama merak etmeyin! Semra Hanım ve Emine Hanım yanlarındalar. Yokluğunuzu hissettirmeden hemen gidin. Özellikle Berfin sen bence uç!" deyince kızlar minik ve sessiz bir çığlık atarak anlık şok yaşadılar. Berfin deyim yerindeyse Asmin'in dediği gibi uçarak odasına gitti. Nasıl giyindiğini bile bilmeden hemen hazırlanıp salona koştu. Kapıyı açıp içeri girdi. Ondan hemen sonra da Lorin girdi içeri. Neyse ki sohbete dalmışlardı da fark etmemişlerdi. Berfin hemen annesinin yanına oturdu. Lorin de onun yanına.
Canan Berfin'i görünce "Kızım çok güzel olmuşsun! Maşallah! Nasılsın bakalım?" "İyiyim anneciğim sağolun! Siz nasılsınız?" "Sağol kızım ben de iyiyim! Ee beğendin mi gelinliğini?!" Devrim'in aldığı gelinlik gerçekten de çok güzeldi. Etek kısmı hafif kabarık, kolları dantelli, duvağı beline gelecek şekilde ve kıpkırmızı kuşağıyla muazzamdı. Berfin gerçekten de beğenmişti. "Evet anneciğim. Çok beğendim. Teşekkür ederim!" "Bana değil artık kocana teşekkür edersin!" "Ederim anneciğim!" dedi utanarak.
Çeyizleri açtılar hepsine tek tek baktılar. Asmin çeyiz işi bitince herkese kahve getirdi. Kahveleri de içince müsaade isteyip kalktılar. Düğün için hazırlık yapacaklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Hediyeler
ChickLitBilinmeyen sevgiler, uzaktan sevmeler ve gizli hediyeler... Şu an acemi olarak yazıyorum bu kitabı. Benim ilk kitabım olduğu için bazı hatalarım olabilir şimdiden affoluna... Sevgilerimle seymaokcu... Tüm hakları saklıdır...