0.1

49 3 27
                                    

(jeonhaneul1997 senin için yazıyorum umarım beğenirsin aşkım🥺)

önceden izleyip ismini hatırlamadığım bir filmden esinlenerek yazacağım, bu arada henüz acemiyim ve umarım devamında batırmam ;-;
ve yazım hatası yaptığım yerler varsa affola!

.
.
.

Bindiği taksi yavaşlamaya başladığında kucağındaki dosyaları alıp sıkıca sarıldı, aceleyle telefonundaki saate baktığında son 10 dakikası kaldığını gördü. kalbi Jimin'in bütün oyunlarının çöpe gideceği korkusuyla ve nedenini bilmediği bir heyecanla hızlı atmaya başlamıştı, o sırada telefonunu cebine sokmaya çalışırken taksi durdu. Bir türlü cebine geri sokamadığı telefonunu elinde tutup taksiden çıktı ve tüm hızıyla ilerisindeki büyük siyah binaya doğru koşmaya başladı.

Bir süre soluksuz koşmanın ardından binanın tam karşısında olduğunu fark ettiğinde adımlarını yavaşlattı ve durmadan koştuğundan dolayı ağrıyan bacaklarını anında serbest bırakıp yere çöktü. dosyaları yanına koydu, telefonunu kucağına bırakıp terleyen avuç içlerini ince ceketine sürterek temizledi. Tekrar saate baktığında 2-3 dakikası kalmıştı, yavaştan oturduğu yerden kalktı ve dosyaları tekrar alıp telefonun rehberinde gezindi. aradığı ismi bulup üstüne bastığında telefonu kulağına yaklaştırdı ve açmasını bekledi.

''neredesin gguk? geldin mi? ne olur şuan bana geldim de o kadar korkuttum seni ama hala ortalıkta yoksun jeongguk. Bir kaç dakika sonra toplantıya girmem lazım ve hala gelemedin nerede k-'' derin bir nefes alıp telefonun dibinde bağıra bağıra konuşan Jimin'i susturdu.
''Sakin ol hyung vardım, içeriye gireceğim şimdi."
"Şükürler olsun... odamda bekliyorum o zaman."
onaylarcasına mırıldanıp aramayı sonlandırdı. yavaş adımlarla büyük binaya girdi, ilk defa hyungunun çalıştığı yere geliyordu. içeriye girdiğinde hızla etrafına bakındı, oldukça sakindi ve etrafta tek tük insanlar vardı. bir yandan ıslık çalarken bu kez durmadan etrafına bakınıyor, diğer yandan yaklaşık 10-20 adım uzaklığında ki asansöre doğru ilerliyordu.
Vardığı sırada asansörün kapıları açıldı ve yanında duran genç adamla birlikte içeriye girdi.
"Kaçıncı kata gideceksin?"
Kapılar kapandığında hızla bakışlarını yanında konuşan genç adama yönlendirdi, o hızla telefonunu eline aldı ve parmaklarını klavyede gezdirdi.

jeongguk:
hyung
kaçıncı katta olduğunu söylemedin

jimin:

off onu söylemeyi unuttum değil mi
25. kat
ve teşekkürümü istediğin oyunu alarak edeceğim!

son aldığı mesaja karşı gülümsedi ve yanındaki genç adama tekrar baktı.

"25"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 17, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

18th floor | ʸᵒᵒᶰᵏᵒᵒᵏHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin