''Efe yavaş ol, acelen ne?'' Babam konuşurken, bende Efe'nin koluna girmiş onu yürütmeye çalışıyordum. Sabah uyandığımda, babam beni almaya gelmişti. Hemen Efe'nin taburcu işlemlerini halledip, hastaneden ayrıldık. Efe çok iyi görünüyordu, çok rahatlamıştım. Şimdi de küçük adamımız heyecanla koşmaya çalışıyordu, daha bu kadar hızlı haraket etmesi için çok erkendi.''Annem nerede?'' diye sorduğunda babamla birbirimize baktık. Ben derin bir nefes aldım.
''Annen evde Efe, şimdi benimle geliyorsunuz. Sonra annenizi görebilirsiniz.'' Babam konuşurken bende Efe'ye başımı salladım.
''Tamam.'' demekle yetindi, annem yüzünden bu hale geldiğini tabiki de bilmemesini sağlayacaktık.
-
Eve geldiğimizde, bugün haliyle okula gitmemiştim. Cenk'e olanları anlattığımda hemen korkmuş ve yanıma gelmek istemişti. Ona engel olmuştum, ama pek ikna ettiğim sayılamazdı. Haftasonu Efe'yi ziyarete gelecekti. Çok korkmuştu, hastaneye çağırmadığım için de sinirlenmişti. Doruğun beni bir an bile yalnız bırakmadığını bilmiyordu.
Doruk demişken, ona haber vermeyi unutmuştum. Eve gittiğimizde onu arayacak, durumdan haberdar edecektim.
Arabaya bindiğimizde, Efe ve ben arkaya yerleştik. Başını omzuma koyduğunda, alnına öpücükler kondurdum o da kıkırdıyordu. Eğer ona bir şey olsaydı, ben yaşayamazdım. Onu o kadar çok seviyordum ki, o benim diğer yanım gibiydi. Onsuz bir hayatı aklıma dahi getirmek istemiyordum. Neyse ki her şey düzelmişti, şimdi beraber evimize gidiyorduk. Daha ne isteyebilirdim ki...
Ben bunları düşünürken, telefonum çalmaya başladı. Doruk merak edip arıyor olabilirdi, heyecanla çantamı açtım ve telefonumu elime aldım. Beklediğim kişinin olmamasının hayal kırıklığıyla, ekrana bakıyordum.
Annem arıyordu.
Açıp açmamak arasında giderken babam konuştu:
''Kim?''
''Annem.'' O sırada Efe elimden telefonu çekti, ve hızlıca aramayı açtı.
''Anne?'' Efe'nin sesinde ki sevinçle gözlerimi babama diktim, o da bana bakıyordu.
''Oğlum, birtanem benim nasılsın?'' Annemin sesini telefondan rahatça duyabiliyordum.
''Çok iyiyim anne, ama sen nerdesin. Neden gelmedin?'' konuşurken aynı zamanda dudaklarını büzmesine karşılık gülümsemeden edemedim.
''Geleceğim anneciğim. Neredesin?''
''Babam ve ablamla eve gidiyoruz anne, sende gel. Lütfen, lütfen, lütfen.'' Derince iç çektim.
''Tamam oğlum, geleceğim. Eve vardığınızda, beni tekrar arar mısınız?''
''Tamam anneciğim.''
''Seni seviyorum bir tanem.'' Annem sevgisini belli edemediği gibi dile de getiremezdi. En azından bana karşı...
''Bende anneciğim.'' Gülümseyerek telefonu kapattı ve bana uzattı.
''Annemde geliyoor.'' dediğinde gülümsedim.
Annemin gelmesi bir bakımdan da iyi olacaktı. Onunla konuşacak şeylerim vardı. Hatta konuşacak çok fazla şey vardı.
-
Eve geldiğimizde babam ve Efe salona geçerken bende kendimi hızlıca odama attım. Her şey yolunda gözüküyordu.
Telefonumu elime aldım ve bir süre ekrana öylece bakındım. Biraz heyecanlanmıştım. Doruğa haber verecektim. Boğazımı temizledim ve numarasına tıkladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Güzel Şarkı
Novela JuvenilGerçek aşkın müzik ile harmanlandığı nefis bir aşk hikayesi. Doruk & Pera'nın ilham verici aşkını anlattığım hikayeme hoş geldiniz. Keyifli okumalar :)