18.BÖLÜM(Bir can gelir bir can gider)

140 14 1
                                    

LUCY
Ejderha düşerken hayatım ellerimden bir yıldız gibi kayıp gidiyordu.
Ölecek miyiz?
Peki ya yaşarsak?
Hangisi daha kötü bilmiyorum.

Natsu:
"Kendine gel Lucy!"

Natsu'nun sesiyle kendime geldim. Çoktan yere inmiştik ve hala sağlamız.

Lucy:
"Biz çok hızlı düşüyorduk nasıl?"

Natsu yerde kanlar içinde yatan beyaz saçlı kızı işaret etti.

Natsu:
"Lisanna son nefesinde can çekişirken bile bizi sağ sağlim indirmek için mücadele etti."

Natsu'nun gözleri şelale gibiydi. Lisanna'yı o kadar tanımasamda bizim için yaptıklarından sonra bu şekilde can vermesi içimi burktu. Yerde yatan cesedine bakarken keşke onun için bir şey yapabilseydim diye geçirdim içimden. İlk önce Happy şimdi ise Lisanna. Aşkımız için daha ne kadar kayıp vermemiz gerekiyor. Birbirimizi ne kadar seversek sevelim bu bedel çok fazla. Her giden can içimde bir şeyleri söndürüyor.

Natsu:
"Lucy kaçmamız gerek hadi gidelim."

Lucy:
"Nereye? Nereye kaçabiliriz? Daha ne kadar kaçacağız. Annem babam bu yüzden öldü. Kaçmak çözüm değil."

Natsu:
"Lucy kafayı mı yedin! Ne yani onların ölümleri boşa mı gitsin istiyorsun."

Lucy:
"Boşa gitmesini istemiyorsak savaşmamız gerek! Natsu ben artık kaçmayacağım. Bir karar ver benimle misin!"

NATSU
Lucy'i ilk defa bu kadar gözü kara görüyorum. Bütün dünyaya meydan okumaya hazır gibi ama bu biraz korkutucu. Benim Lucy'im gibi değil. Bakışları çok donuk. İçindeki duygular tamamen çekilmiş ruhsuz bir bedene bakıyorum sanki.
Çok geçmeden muhafızlar bizi buldu. Direkt bana yöneldiler.

Lucy:
"Bırak onu asker!"

Muhafız:
"Ama majesteleri sizi kaçıran bu canavarı neden savunuyorsunuz."

Lucy:
"Sorgulama bu bir emirdir. Prensesinin emrine karşı mı çıkıyorsun!"

Muhafız:
"Hayır majesteleri ne haddime siz ne derseniz o ama şunu söylemek isterim ki bu karanlık taraflı adam kraliçemizi ağır yaraladı."

Beynimden kaynar sular boşaldı. Bu adam neden bahsediyor. Lucy'nin annesini görmedim bile ben!

Natsu:
"Yalan Lucy yok öyle bir şey. Bu da Larcade'nin oyunlarından biri olmalı."

Lucy'nin eskiden gülerken parlayan gözleri daha da karardı. Bu gidişle benim Lucy'imden geriye bir şey kalmayacak.
Lucy yanıma gelip elimi tuttu. Muhafızlar ona iğrenç bir şey yapmış gibi bakıyor.

Muhafız:
"Prensesim size saygım sonsuzdur ama annenize saldıran bu caniyi savunmanız size olan saygımın azalmasına neden oluyor."

Lucy:
"Kanıt var mı?"

Muhafız:
"Görenler olmuş karanlık taraflı bu herif annenizin hançerlendiği yerden kaçarken görülmüş. Ayrıca sonra sizi kaçırmaya gitti. Daha ne olsun."

Lucy:
"Görenler kimmiş?"

Muhafız:
"Bir kaç hizmetçi."

Natsu:
"Eminim Larcade'nin fahişeleridir."

Lucy:
"Bu olay olduğunda saat kaç sıralarıydı?"

Muhafız:
"Yaklaşık bir saat önce."

Zamanlamayı iyi tutturmuş piç. Şimdi bütün oklar beni gösteriyor.

Lucy:
"Natsu yaklaşık iki saattir benimle. Biz ejderle kaçmadan önce odamda konuşuyorduk. Yani Natsu yapmış olamaz."

Bu da ne? Ben en fazla yarım saattir Lucy'leyim. Konuşmaydı oydu buydu olmadı ki. Ejder sırtına atıp gittim.
Vay canına tabii ya ateşe ateşle karşılık veriyor. Larcade'nin istediği gibi hareket edip doğruyu söyleseydi beni kurtarmasının hiç bir yolu kalmazdı. Lucy'nin olayları kavrama hızına hayran kaldım. Üstelik annesi tehlikedeyken aklını hala kullanabiliyor.

AYRI DÜNYALARIN İNSANIYIZ 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin