FİNAL 2

322 18 16
                                    


Taehyung'dan;

"Biliyorum hyung. Ama Hoseok hyung'a bir bakar mısın? O eskisi kadar mutlu mu sence?"

Namjoon hyung diğer tarafında oturan Hoseok hyung'a bakıp tekrar bana döndü ve derin bir nefes alıp verdi.

Yapacağım şeyin yada Namjoon hyung izin vermezse yapamayacağım şeyin ne kadar riskli olduğunu biliyordum. Fakat Hoseok hyung'u böyle üzgün,dalgın gördükçe ben daha çok üzülüyordum. Eminim ki herkes aynı fikirdedir benimle bu konuda.

"Hyung? Zaten maske ve şapkalarımız var. Güven bana kimseye görünmeden gidip geliriz. Sadece 5 dakika lütfen. Hoseok hyung'u geri geldiğimizde böyle görmeyeceksin. İnan bana. Lütfen... Sadece 5 dakika?"

Namjoon hyung saatine baktı ve tekrar bana bakıp tehditkâr bir şekilde parmağını salladı.

"5 dakikayı geçerse konseri unut. Yurda döneriz. Sende kız arkadaşını Vlive yayınından izleyerek eriyip bitersin. Anlaşıldı mı?"

Ellerimi yumruk yapıp bir kaç kere havaya vurdum ve gülümseyerek konuştum.

"Hyung emin ol pişman olmayacaksın."

O da kafasını sallayıp Hoseok hyung'a döndü ve kulağına gereken şeyleri fısıldayıp tekrar bana döndü.

Bu sefer benim kulağıma eğildi.

"Onu eski Hoseok olarak geri getir. Sana güceniyorum."

Hafifçe gülümsedim ve kafamı sallayıp ayağa kalktım. Hoseok hyung'da beni takip ediyordu. Dikkat çekmemeye çalışarak tuvaletlerin olduğu bölüme geldik. Kızların kulisi bir kaç oda ilerdeydi.

Aniden tuvalet yazan kapının önünde durdum ve Hoseok hyung'a döndüm. Durduğumu ve girmediğimi gördüğünde hafifçe şaşırdı.

"Ne? Noldu? Neden durdun? Girsene... Konser birazdan başlayacak."

Gülğmsesim ve omuzlarından tutup heyecanla konuştum. Şu an bana sanki tuvaletimi tutmanın vermiş olduğu delirmeyi yaşıyormuşum gibi bakıyordu ama olsun.

"Hyung? Gidiyoruz."

Kaşlarını çattı ve naptığımı yada napıcağımı sorgularcasına bana baktı.

Kocaman gülümsedim ve elinden tutup koşarak kızların kulisine gittim.

Kulisin kapısında yazan 'GFRIEND' yazısını okudupunda elini benden çekti ve duraksadı.

Derin bir nefes alıp verdim ve ona dönüp bir açıklama yaptım.

"Hyung-"

Sözümü kesti ve sertçe konuşmaya başladı.

"Taehyung... Bak,yapma. Her ne yapmaya çalışıyorsun bilmiyorum. Ama yapma. Lütfen..."

Elimi omzuna koydum ve destek verircesine sıktım. Gözlerindeki özlemi,hüzünü görebiliyordum.

"Hyung,sen bizim grubumuzun,ailemizin neşesisin. Ama son 1 yıldır o neşen yok. Dolayısıyla bizde umutsuz kalıyoruz. Sensiz,kahkahansız... Özlediğini biliyorum. İçindeki kırgınlığın yerini özlem aldı biliyorum. Yıl sonu etkinliklerinde yada şirkette gördüğünde gidip sarılmak,öpmek istesiğini biliyorum. Bunu kendine yapma. Bunu size yapma hyung. Lütfen,sadece 2 dakika konuş."

Derin bir nefes alıp kafasını salladı. Bunu fırsat bilerek hafifçe gülümsedim ve arkamı dönüpkapıyı açıp içeriye adımımı attım. Yerin ve Sinb konuşuyorlardı. Sinb biraz hüzünlü gibiydi.

Yanımda duran Hoseok hyung'a baktım. Bir kaç saniye etrafa bakındıktan sonra onunda bakışları Sinb'yi buldu.

Yerin ve Sinb gülüşerek ayrıldıklarında adımlarımı Sinb'ye yönelttim. Omzuna dokunup bana bakmasını sağladım.

"Taehyung oppa?"

Hafifçe gülümseyerek arkamdaki umudunu gösterdim.

"Sanırım artık konuşma vaktiniz geldi."

Bakışlarını arkamdaki özlem çektiği adama çevirdi ve hafif dolan gözlerle şaşkınca bana baktı tekrar.

"Git hadi. "

Kafasını salladı ve adımlarını Hoseok hyung'a yöneltti. Arkamı dönüp ikisine baktığımda yan taraftaki kostüm odasına gidiyorlardı.

"YAHH!!!! KİM TAEHYUNG! Başkalarını barıştırmak için buraya geliyorsun ama sevgilini unutuyor musun?"

Koluma yediğim yumrukla kendime geldim ve kolumu tutarak acı içinde eli ağır olan sevgilime döndüm.

"Nasıl oluyorda elin benden daha ağır olabiliyor?"

♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡

Sinb'den;

"Seni dinliyorum Hoseok."

Dudaklarımı birbirine bastırdım ve 1 yıldır özlem çektiğim kişiye baktım. Evet aynı havayı defalarca kez soluduk. Ama ona sahip olmadıktan sonra bunun ne önemi vardı ki?

Özlemiş miydim? Deliler gibi. Şu an konuşmanın sonunda neler olacağını bilemediğim için herhangi bir hareket yapamazdım. Evet,suçluydum. Bunu milyon kere kabul etmiştim zaten.

"Ben... Çok düşündüm. Sinirliydim sinirliydik. Söylediklerinde-"

"Haksızdım evet,biliyorum."

Sanırım bu diyalog da konuşması gereken bendim.

"Sinirliydim. Kıskanmıştım. Daha iyilerini bulup beni unutursun sanmıştım. Ben... O sözleri içimden geçirerek isteyerek söylemedim."

Gözlerim dolduğu için bakışlarımı ondan çektim ve etrafa bakınmaya başladım.

"Çok zor geçti,1 yıl. Sensiz,umudumsuz,pişmanlıklarla dolu gözyaşlarıyla geçti... Her seni gördüğümde sarılmak istedim. Yeter artık demek istedim. Tam sana 1 adım attığım da sen gittin."

Sesim çatladığı için ağzımı elimle kapattım ve hıçkırığımın dudaklarımdan çıkmasına izin verdim.

Ağzımı kapattığım elimin bileğinde bir el hissettiğimde kafamı kaldırıp Hoseok'a baktım. Yavaşça elimi indirdi ve dudaklarını bir kez yalayıp bana baktı.

"Ağlama."

Gözlerimden akan yaşları tutamıyordum.

"Seni çok özledim Hoseok. Yemin ederim seni çok özledim.."

Yüzümdeki makyajın akıp akmadığını,menejerin bu yüzden bana kızıp kızmayacağını umursamadan hıçkırarak ağlıyordum.

Hoseok derin bir nefes alıp verdi. Dudaklarını ısırarak etrafa bakınmaya başladı. Daha çok ağlamasını geri göndermek istiyor gibiydi. Eli ise hâlâ bileğimdeydi. 1 yılın ardından ilk defa bana dokunuyordu.

"Özür dilerim Hoseok. Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dile-"

Aniden dudaklarıma kapanan dudaklarla dilediğim özürler yarıda kalmıştı. Hiç vakit kaybetmeden özleö duyduğum dudaklara karşılık verdim. O elini belime sarmışken bende ellerimi omuzlarına koydum.

Gözyaşlarıma karışan gözyaşları ise içimin kırılmasına sebep olmuştu. Tanrım... Teşekkür ederim. Teşekkür ederim.....


Evetttt... Part 3 son olucak arkadaşlar.

Umarım bölüm hoşunuza gitmiştir. Bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen... ♡♡♡

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 14, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

WE DON'T TALK ANYMORE ~KTH-JYN~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin