Selam millet ✌🏼 Nasılsınız?Dedim ki vaktim varken yazayım sonra yazmıyorum diye pişmanlık yaşamayayım.
Bu hikaye de yazmak huy gibi bir şey oldu bende.
Genelde bok gibi bölüm filan diyordum. Şikayet aldım. Bu yüzden demiyorum.
Elim ayağım titriyordu. Clint bana su getirmek için mutfağa giderken bende annemi Clint'in telefonundan görüntülü arıyordum.
Telefonda annemi ekran da gördüğümde içim rahatlamış, kendimi kanepeye doğru rahatça bırakmıştım.
"Anne, Bucky nerde?" Annemin ağlamalı bakışları, sarı saçlarının dağınıklığı, kendi gizlemek istese de şişmiş dudakları onun çok ağladığını gösteriyordu.
Anneme de moral konuşması yapmam gerekiyordu. Bu yaşadığı şeyler artık onun ruh halini de etkiliyordu. İki çocuğu da bin bir türlü şeyler yaşıyordu.
Annem biraz adım atıp, Bucky'yi gösterdiğinde buna yapan kişiye öfkem artıyordu. Bucky, odasında ki yatağına sırtı yatak başlığına gelecek şekilde oturmuş yanında ki sandalye de ters oturan Axl ile bana bakıyorlardı.
Bucky'nin suratına baktığımda, sol gözünün altı şişmiş ve kıpkırmızı olmuş, kaşı patlamış, yüzünün belli kesimlerde kurumuş kan kesik izleri vardı.
Clint yanıma oturup, elinde ki bardağı bana uzattığın suyu hızlı hızlı içip, masaya sert bir şekilde koydum.
Bunu kim yaptıysa hesabını ödeyecekti.
"Bucky nasılsın?" Görebildiği tek gözüyle bana baktı. "İyiyim." Dedi kesik kesik verdiği nefesiyle. "Bunu kim yaptı?" Diye sormuştum.
"Sokağa girdiğimde onu göremedim. Her yer karanlıktı. Beni Axl kurtardı." Dedi ve yerinden rahatsız olup kıpırdanırken de acıdan dolayı inlemişti. Onu böyle görmek içimi parçalıyordu. Axl, boğazını temizledikten sonra konuşmaya başladı.
"Parayı teslim etmek için Bucky'yi arıyordum. Onu bulamayınca yarın veririm deyip eve giderken ara sokaktan bir bağırış sesi duydum. Bilirsiniz normalde umurumda olmaz ama bağırış sesi tanıdık geldiği için yavaş adımlarla o tarafa doğru ilerledim. O sokakta bir siluet gördüğümde binanın içine doğru saklandım." Axl konuşmasına devam ederken Clint araya girdi.
"Axl dostum, sana eve gitme maceranı sormadık isim sorduk." Dedi bıkkınlıkla. "Clint hiç özlememişim seni göt herif." Dedi lafını bölen kişiye doğru.
"Bir tane kar maskeli adam, sokaktan çıktı. Başında ki maskeyi çıkarıp, çöpe fırlattı. Gördüğüm kişi Brock Rumlow." Dedi ve önce bana sonra Bucky'ye doğru baktı.
"Orospu çocuğu." Diye Clint, ben ve Bucky aynı anda bağırdık.
🔥
Tarih 31 Mayıs. Saat 01.42 . Yer Brooklyn.
Arabadan havalı şekilde indikten sonra bütün gözler benim üzerimdeydi. Kızların çığlıkları ve erkeklerin ıslıkları şenlik havasına bürünmüştü. Bazı kızlar benim kazanmamın şerefine arabaların üstüne çıkarak müzik eşliğinde dans ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOXIC [STONY]
AksiBrooklyn semtinin lisanslı yarışçısı mecbur kaldığı için yolu Los Angeles şehrine düşmesiyle, hayatını değiştirecek biriyle tanışıyor. Steve Rogers ve Tony Stark hikayesidir. <Stony> 7.03.20